Küsmek: Küsmek, iletişimde kopuklukların oluşmasının en büyük sebeplerinden bir tanesidir. Taraflar birbirlerine açıklama yapmadan küstüklerinde kendileri de karşılarındaki kişide sorunun ne olduğunu açıklamak ve çözümünü bulmak için bir fırsat bulamaz.
Günümüzde en önemli sorun iletişimsizlik olarak kabul edilmektedir. Başkalarına kendimizi ifade edemiyor, kendimizi anlatamıyor, başkalarını dinleme tahammülümüzü git gide kaybediyoruz. Empatik tutum ve davranış geliştiremiyoruz.
İletişim sürecini hazırlayan, başlatan ve ileten kişiye genel olarak gönderici (kaynak) adı verilmektedir. Gönderici iletişimin en önemli öğesidir.
İlgili 27 soru bulundu
Etkin dinleme dinleyenin, anlatılanı yalnız duyduğunu değil, aynı zamanda doğru olarak anladığını da gösterir. Bu yüzden bu yöntem en sağlıklı iletişim yöntemi olarak kabul edilmektedir.
Sen dili kullanmak, alay etmek, emir vermek, tehdit etmek, suçlayıcı konuşmak, konuşan kişiyi dinlememek, başka işler ile uğraşmak ve ön yargılı olmak iletişimi olumsuz etkileyen başlıca unsurlar arasında yer alır.
İleti (Mesaj): Kaynağın alıcıya gönderdiği kodlanmış bilgidir. Alıcı (Hedef/Anlayan): Kaynağın gönderdiği iletiyi alıp çözümleyen insan, hayvan ya da aygıttır. Geri Bildirim (Dönüt): Kaynağın gönderdiği iletiye karşılık olarak alıcının kodladığı geri iletidir. İletim sürecini "iletişime" dönüştüren önemli öğedir.
İletişim sürecinde önemli birçok öğe bulunmaktadır. Bunların başında etkili dinleme, açık ifade, geribildirim ve doğru kanal seçimi gibi faktörler yer alır. Ancak iletişimin en önemli öğesi, taraflar arasında karşılıklı anlayış ve duyarlılık sağlayan empati olarak kabul edilir.
Küresel ısınma; okyanus kirliliği, hava kirliliği ve ormansızlaşma gibi dünyanın karşı karşıya olduğu 10 çevresel sorun arasında yüzde 57'lik oranla en önemli çevresel sorun olarak ifade edildi.
İLETİŞİMSİZLİK: Genel anlamda ifade edildiğinde “insanların duygu, düşünce ve bilgilerini diğer insanlarla paylaşmalarında kendilerinden, karşıdaki kişilerden yada çevresel koşullardan kaynaklı olumsuzluklar sonucunda iletişimin kurulamaması durumu diyebiliriz.” olarak ifade edebiliriz.
Bu iletişimi etkileyen, kopukluk yaratan birçok neden vardır; güvensizlik, tutarsızlık, farklılıklar, statü, yaş bunlar temel etkenlerdir. Günümüzün en büyük problemlerinden biridir iletişimsizlik. Zaman zaman kendimizi ifade edemez, karşı tarafı da anlamayız bazen sonuçları büyük yıkımlar olur.
İletişim sürecinin beş temel unsuru bulunmaktadır. Bunlar; kaynak, mesaj, kanal, alıcı ve geri bildirim (feed-back)‟dir. İletişim sürecinde bu beş temel unsurunda yanında, ikincil unsurlar olarak iletişim sürecinde yer alan, kodlama-kod açma, algılama ve değerlendirme (filtre) ve gürültü unsurları da yer almaktadır.
İletişim süreci, bir mesajı herhangi bir kanalla gönderen gönderici veya kaynak, gönderilen mesaj veya ileti ve mesajı alan hedef veya alıcı olmak üzere üç temel unsurdan oluşur.
İletişimi Olumsuz Yönde Etkileyen Davranışlara Örnekler
Karşımızdaki insanlarla dalga geçmek, onları aşağılamak. Sert ve mutsuz bir ses tonunda konuşmak. Saygısız bir üslup kullanmak. Başkalarının sözünü keserek konuşmak, onların ne demek istediklerine önem vermemek.
Sözsüz iletişim, göz teması, yüz ifadeleri, jestler ve daha fazlasını içeren beden dilinin kullanımı yoluyla bilgi aktarımıdır. Örneğin, biriyle tanıştığınızda gülümsemek, samimiyeti, kabulü ve açıklığı ifade eder. Herkes, bilsin ya da bilmesin, her zaman sözsüz iletişimi kullanır.
> İyi bir dinleyici olunması, > Ses tonunun iyi ayarlanması. Diyalog halinde bulunulan kişi ya da kişilerle iletişimde zorluklar yaşanması Olumsuz İletişim olarak adlandırılır.
İletişim, kaynaktan hedefe bilgi transferidir. Buna göre iletişim kurmanın dört temel fonksiyonu vardır. Bilgi, motivasyon, kontrol ve heyecanlandırma fonksiyonudur.
İletişimi bir bilgi alışverişi ve etkileşim olarak tanımlarsak, iletişim belli öğelerden oluşan bir süreç olarak görülebilir. Bu sürecin temel öğeleri; kaynak, alıcı, mesaj, kanal ve geribildirimdir. Beş aşamada olduğu söylenebilir.
İLETİŞİMDE TEMEL İLKE KABUL ETMEDİR.
Başkasını olduğu gibi kabul etmek, onu gerçekten sevmektir. Kabul edildiğini hissetmek, sevildiğini de hissetmektir. Ancak "kabul etme" kavramı, karşımızdakinin söylediği her şeyi onaylama, ileri sürdüğü fikirlere katılma veya tüm yorumlarını kabullenmeyle karıştırılmamalıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri