İnanç Deylemî'nin Enes'ten rivayet ettiğine göre, İslâm Peygamberi şöyle demiştir: "Hacer-ü'l Esved, Allâh'ın sağıdır/sağ elidir, bu taşa el süren kimse, Allah'a isyan etmeyeceğine dair biat etmiş/söz vermiş olur." Günümüzde bu ifadenin mecaz/metafor bir ifade olduğuna inanılır.
Müslümanlarca kutsal sayılan bu siyah ve parlak taşı Hac esnasında Hacılar tavaf ederken her dönüşte selamlar, dokunurlar veya öperler. � Kaynaklarda Hacerül Esved Hazreti İbrahim tarafından Kabe inşa edilirken tavafın başlangıç noktasının belirlenmesi için yerleştirildiği konusunda ittifak edilmiştir.
Bu rivayetlerde umumiyetle Hacerülesved'in cennetten indirildiği, Nûh tûfanı sırasında Ebû Kubeys dağında korunduğu ve Hz. İbrâhim'in Kâbe'yi inşası esnasında oradan getirilerek yerine konulduğu ifade edilmektedir.
Karmatiler Devletine. Karmatiler, 930 yılında Mekke'yi işgal edip, Kabe'den Hacer-ül esved taşını çalmıştır. 22 yıl boyunca Müslümanların hac ibadetini engellemeye çalışmışlar, hacca giden kafilelerin yollarını kesip, saldırılar gerçekleştirmişlerdir.
Camın içinde beyaz impaktit parçaları (şok dalgasından anında oluşan yarı kumtaşı) var, ancak yüzey her zaman son derece sağlam ve kabarcıklarla dolu. Bu nedenle, Taş muhtemelen obsidyendir, ancak oldukça elle parlatılmış taşlı bir göktaşı olması muhtemeldir.
İlgili 41 soru bulundu
Hacer-i Esved'e dokunamamak hiçbir surette tavafta bir eksikliğe sebep olmaz.
Hacer-ül esved taşı kabe tavafının başlama noktasıdır. Bismillahi Allahu ekber diyerek tavafa başlanır ve 7 ader tavaftan sonra tekrar bu noktada biter. Taşın cennetten beyaz olarak indirildiği, 8 adet olduğu ve günahkarların elleyip öpmeleriyle zamanla karardığo rivayet edilir.
İbrahim Kabe'yi inşa ederken, bir melek ona yapının doğu köşesine yerleştirdiği Kara Taş'ı getirdi. Bir diğeri İbrahim'in Makamı olarak kabul edilen taştır. Kara Taş ve Makamı İbrahim'in, İbrahim tarafından yapılan yapının orijinal kalıntısı olduğuna inanılıyor.
Hacerü'l-esved, Arapça'da “siyah taş” anlamına gelir. Yerden 1,5 m. kadar yükseklikte bulunan, yaklaşık 30 cm. çapında ve yumurta biçimindeki bu taşın siyaha yakın koyu kırmızı renkte olması sebebiyle böyle adlandırıldığı bilinmekte.
Sanat tarihçisi Süleyman Faruk Göncüoğlu AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslam'da kutsallık atfedilen tek metanın Hacer-ül Esved taşı olduğunu, Hz. Muhammed'in de bu taşa hürmet ettiğini söyledi. Hacer-ül Esved'in cennetten Adem Peygamber'e hediye gelen ve Hz.
Hacerül Esved kokusu Hicaz esintilerinde baharat orjinli sert ağırlıkta kalıcı bir kokudur. Orta yaş ve üzeri grubunun kullanabileceği bir esanstır. Bazı âlimler kokunun insan üzerindeki olumsuzluğu giderdiğini belirtmişlerdir. Her surenin, her ayet-i kerimenin her esmanın ve hatta her harfin kendine has kokusu vardır.
Osmanlı döneminin en özgün külliye mimarisi örneklerinden Sokullu Mehmet Paşa Camii, cennetten geldiğine inanılan Hacer-ül Esved'in 4 parçasını 5 asırdır muhafaza ediyor. Şehit Sokullu Mehmet Paşa Camii, Mimar Sinan'ın ustalık eserlerinden biri.
İslamiyette kutsal sayılan, cennetten geldiğine inanılan ve ana parçası Kabe'de bulunan ''Hacer-ül Esved'' taşının 4 parçası, İstanbul'da Sokullu Mehmet Paşa Camii'nde yer alıyor.
KÂBE'NİN İÇİNDE NE VAR? Yılda iki kere (şaban ve zilkade aylarında) temizlenen Kâbe'nin içerisinde, çatıyı destekleyen üç sütun bulunuyor. İç duvarlarında ayetler yazılı olan Kâbe'nin çatısına erişmek için altın bir kapının arkasında merdiven bulunuyor.
Kutsal topraklarda umre ve hac dönemlerinde müslümanların görüp, el sürebilmek için adeta birbirleriyle yarıştığı siyah taş anlamına gelen Hacer-ül Esvedin cennetten geldiğine inanılıyor.
Mescid-i Haram (Arapça: ُاَلْمَسْجِد اَلْحَرَام), Mekke'de Kâbe'nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescittir. Hürmetli Mescid anlamına gelen bu ifade Kur'an'da 16 ayette yer almaktadır.
İslam'dan önceki Mekke halkı olan Kureyşliler Kabe'nin onarımı için yeterli parayı toparlayamayınca bu kısmı sadece alçak bir duvarla çevrelemişlerdir. İsmail ile annesi Hacer'in bu alanda gömülü olduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle hacılar, bu duvar ile Kabe arasında kalan bölgede yürümemektedir.
Mekke fethedilmeden önce Kabe'nin anahtarını elinde bulunduran, temizlik ve bakımını yapan kişi Osman B. Talha adında bir gayrimüslimdi. Mekke fethedildikten sonra İslam Peygamberi, Kabe'nin anahtarını yine (gayrimüslim olduğuna aldırış etmeden) Osman B. Talha'ya verdi.
Birincisi, Kâbe"nin kapısı, anahtarları elinde bulunduran Kureyşliler tarafından özellikle yüksek yapılmış ki, isteyen herkes içeriye giremesin, ancak diledikleri ve izin verdikleri girebilsin.
Sayıları Ne Kadar? Kaynakları Ne? Kabe'nin altında yatan peygamberler İsmail AS İsmail AS, Kabe'nin altında yatan peygamberler arasında gösterilir.…
Hz. Muhammed 35 yaşında olduğu sıralarda Mekke'de bir sel felaketi meydana gelmiş ve bu durum sonucunda da Kabe büyük zarara uğramıştır. Bu zarardan sonra tekrar yapılan Kabe'nin inşaatı sırasında Hacer-i Esvet taşının nereye konacağı konusunda anlaşmazlığa düşülmüştür.
İşte bugün Hacer-ül Esved diye bilinen siyah taş odur. Sonra Nuh tufanında bina kumlar altında uzunca bir süre gizli kalır. Hz. İbrahim Allah'ın emri ile Kabe'nin bulunduğu yere gider.
Muhammed'in akik taşını kullandığı anlaşılır. Ashabına akik yüzük takması gerektiğini söyleyen çeşitli hadisler rivayet edilir. Akik taşı peygamber efendimiz tarafından kullanıldığı bilinen taş olma özelliğini taşır. Takan kişiye bereket, kazalardan korunma, kısmetin açılması gibi faydalar sağladığı ifade edilir.
Hacıların tavaftan sonra burada ısrarla dua etmelerinden dolayı bu adla anılmıştır. Abdullah b. Abbas'tan nakledilen (el-Muvaṭṭaʾ, “Ḥac”, 251) ve genel kabul gören rivayete göre Mültezem, Hacerülesved rüknü ile Kâbe kapısı arasında bulunan mekânın adıdır.
Evet o taşa ellemek öpmek çok sevap olabilir ama ellemeye çalışırken başkalarina zarar verecekseniz ellemeyin daha iyi ALLAH sizin ne niyetle gittiğinizi ne kadar o mübarek taşı öpmek istediğinizi biliyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri