Zan altında bırakmak ise birisini yeterli kanıt olmadan suçlamak demektir. Zannımca, ''tam emin olmamakla birlikte'', ''düşünüyorum ki'' gibi anlamlara geliyor. Kişi genelde hisleriyle ya da sezgileriyle bir sonuca vardığında bu kelimeyi kullanır.
konuşma dilinde rastlanmaz ama blog, sözlük tarzı ortamlarda tenekenin boş olduğunu belli etmemek, sofistik bir hava vermek için sıkça kullanılır.
Hakkında soruşturma yapılan kişi hakkındaki delillerin niteliği ne olursa olsun, suçu işlediği delillerden açıkça anlaşılsa bile, iddianame ile hakkında dava açılana kadar kişi şüpheli konumundadır. Şüpheli yerine özellikle medya tarafından “zanlı” ifadesi de kullanılmaktadır.
Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre "zımnî" kelimesinin anlamları şu şekildedir: Zımnen olan, dolaylı, üstü kapalı: "Zımnî bir suçlama." (Hukukta) Bir sözleşme veya hüküm altında açıkça yazılı olmayan, ancak bunun gereği sayılan, bunun içinde bulunan: "Zımnî teminat."
Dilimize Arapçadan geçmiş olan zımni kelimesi ''zima'' kelimesinden türetilmiştir. Kelimenin sözlük anlamı üstü örtülüdür. Açıkça söylenmeyen, ima yoluyla anlatılan her söz zımni olarak nitelendirilir.
İlgili 44 soru bulundu
İŞMÎZAZ. 1. Yüzünü ekşitme, yüzünü buruşturma: İkide bir tepenize gagasını indirdikçe yüzünüze bin türlü garip işmîzazlar geliyor (Yâkup K. Karaosmanoğlu).
Batın kelimesiyle zıt anlamlı olan zahir, bir şeyin dış görünüşü ve görünen yüzü anlamına gelir. Bunun dışında tasavvufta dünya ve evren de zahir olarak tanımlanmıştır. Bir şeyin batıni yönü iç yüzü anlamına gelir.
Tutuk (Broca) Afazi: Bu tip afaziye sahip hastalar, beyninin frontal lobunda hasar oluşan bireylerdir. Sözlü veya yazılı olarak anlatmak istediklerini bilirler ancak, kelimelere dökerken bağlaç dahi kullanmadan kısa ifadelerle anlatmaya çalışırlar. Karşısındakinin konuştuklarını anlamada zorluk yaşamazlar.
Sanık ise şüpheli hakkında dava açıldığında, kovuşturma aşamasında, suç şüphesi altında bulunan kişidir.
Zanlı, hakkında bir suçtan dolayı soruşturma yürütülen ve şüpheli olan kişiye denilir.
"ben derim ki..."nin nazik ifadesidir; "kanaatimce" demek isteyenlerin kullanabildiği alternatif kelime...
Şıra veya şire, Türk mutfağında kısmen fermante edilmiş üzüm veya elma suyundan yapılan alkolsüz bir içecektir. Tadı, içerdiği yüksek orandaki fruktozdan dolayı tatlıdır. Kırmızı toprak rengindedir.
Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğünde erek sözcüğü; Gerçekleştirmek üzere tasarlanan ve erişilmek istenen şey, amaç, gaye, maksat, hedef olarak açıklanmıştır (2005: 642).
Mutlak sözcüğü sözlüklerde "göreli (nispi) ve görece (rölatif, izafi) olmayan, var olmak için başka hiçbir şeye gerek duymayan ya da hiçbir ilişkiyi gerektirmeksizin kendiliğinden var olan, varlığının nedeni yine kendisi olan, hiçbir şeyle bağlı, kayıtlı ve ilintili olmayan" biçiminde tanımlanır.
İnziva, kişinin insan içine çıkmadan, topluma karışmama isteğiyle bulunduğu ortamı terk edip tek başına yaşaması anlamına gelmektedir. Bunun, kişiye bir başkası tarafından yaptırılması ise tecrittir.
Kümülatif kelimesi, birikerek artması yani verilerin birikerek üst üste toplanması anlamına geliyor. Kümülasyon kelimesinin anlamı 'kümelenme' şeklinde de tabir edilebilmekte. Türk Dil Kurumu üzerinden bakıldığında Türk kelimesine karşılık olarak, 'kümeli' sözcüğü karşılık geliyor.
Belirli olmayan bir ferdi veya fertleri gösteren ve bir sıfatla kayıtlanmış olan lafız anlamında fıkıh usulü terimi.
Sertleşme veya ereksiyon, penisin büyüdüğü ve sıkılaştığı fizyolojik bir kavramdır.
Biçem, yazarın hem mensur (düz yazı) hem de mazmun (şiir) eserlerde kullandığı üslup demektir. Bir metne ''neyi anlatıyor'' sorusu sorulduğunda içeriğini, ''nasıl ifade ediyor, nasıl anlatıyor'' diye sorulduğunda biçemini öğreniriz. Bir yazarın üslubu ne kadar özgünse eseri de aynı şekilde özgün kabul edilir.
Mürai kelimesinin kökeni Arapça dilidir.
"Müselles" kelimesi Arapça kökenli olup, Türkçe'ye Arapçadan geçmiştir. "مُسَلَّس" (musallas) kelimesi Arapça'da "düzleştirilmiş, düzgünleştirilmiş" anlamında kullanılır. Anlamı: "Müselles", geometride bir üçgenin iç açıları toplamının 180 derece olduğu temel prensibi ifade eder.
Süluk kelimesi anlam olarak yola girmek, yolda yürümek ve başka şeylerin içine işlemek, dahil olmak anlamında kullanılan bir kavram olmaktadır. Tasavvuf alanına ait bir terim olan süluk kavramı Kişileri Hakk'a ulaştıracak olan amel ve ibadetleri anlatmak için kullanılmaktadır.
(ﺳﻔﻠﻴّﺎﺕ) i. (Ar. suflі > sufliyye'nin çoğul eki -āt almış şekli sufliyyāt) Bayağı, değersiz, süflî şeyler, işler ve hususlar.
Sarf sözcüğü bir ürünü satın almak ya da bir hizmetten faydalanmak için para harcamak demektir. Kelime mecazen bitirmek, noktalamak, tüketmek anlamına da gelir.
Tekerlemeler, söz, sözcük ve seslerin benzerliklerinden faydalanılarak söylenen, yarı anlamlı, hoş cümlelerdir. Ölçülü ve kafiyeli olan basmakalıp sözler denebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri