Görme olayının gerçekleşmesi için ortamdaki ışığın çevremizdeki nesnelerden yansıyıp gözümüze ulaşması gerekmektedir. Ortamdaki ışığın miktarı ile varlıkları görmemiz arasında bir ilişki vardır. Çok az ve çok fazla aydınlatılmış ortamlarda gördüğümüz varlıkların netlikleri kaybolur.
Gözlerimiz açık olsa bile her yer karanlık olur ve göremeyiz. Gözlerimizi kullanarak etrafımızdaki varlıkları değişik renklerde ve boyutlarda görürüz. Ancak bunları görebilmemiz için ışığa ihtiyacımız olur.
Karanlıkta görme olayı gerçekleşmez çünkü karanlıkta hiç bir ışık ve ışık kaynağı olmaz.
Tamamen karanlık bir ortamda etrafımızı göremeyiz. Fakat böyle bir ortamda bile neredeyse her zaman çok az da olsa ışık vardır. Sadece loş bir yıldız ışığı bile gözün etraftaki nesneleri algılaması için yeterlidir.
Gözün sağlıklı görebilmesi için ışık temel bir bileşendir. Gözün görme yetisinin karanlıkta neredeyse yok denecek kadar azalması, ışığı görmenin olmazsa olmaz bir koşulu hâline getirir. Görme güven duygusunun başat unsurudur.
İlgili 36 soru bulundu
İris, gözdeki kasları kullanarak göz bebeğini genişletip daraltabilir. Bu şekilde göz bebeğinden geçen ışık miktarını kontrol eder. Göz bebeğinden geçen ışık, gözün içindeki mercek tarafından ikinci kez bükülerek retinaya ulaştırılır. Gözün arkasındaki retinada, ışığa duyarlı milyonlarca sinir hücresi bulunur.
Işığın özellikleri arasında şiddeti, yayılma yönü, frekansı, kutuplanması ve vakumda 299,792,458 m/s olan hızı yer alır. Işık da diğer elektromanyetik ışınımlar (EMI) gibi foton adı verilen "paketlerden" oluşur. Fotonlar dalgaların ve parçacıkların özelliklerini gösterir.
Göz, göz çukurunda bulunan, iri bir bilye büyüklüğünde, görmeyi sağlayan küremsi bir organdır.
Karanlık bir ortamda gözler göremeyeceği için aslında gözün sağladığı görevlerin hiçbirini yapamayız. Yürümek, kayıp bir eşyayı aramak, yemek yapmak, kitap okumak ve benzeri birçok eylemi, gözlerimiz görmediği için yapılamayacak eylemler arasında yer alacaktır.
Cevap. az ışık alan ortama ise loş ortam denir .
Yani ışık olmayan bir yerde görmek imkânsızdır. Aslında karanlıkta görebilen bir canlının da hiç foton olmayan bir yerde görmesi imkansız. Fakat yine de böyle bir canlı olsaydı görme olayını yani fotonların gözümüze ulaşması olayını yapamazdı. Çünkü orada fotonlar bulunmuyor.
Görme olayı: Işık kaynağından veya cisimlerden yansıyan ışınlar saydam tabakada kırılarak geçer. Göz bebeğinden göze girer. Göz merceğinde kırılarak retina üzerine düşer. Retinada sarı leke üzerinde ters olarak görüntü oluşur.
Işık Kaynağı: Farklı özelliklere sahip olarak Işık yayan ve çevresini aydınlatan nesnelere ışık kaynağı denir. Dünyamızın en büyük ışık kaynağı güneştir. Gündüzleri güneş sayesinde etrafımız aydınlanır ve her yeri görme şansı elde ederiz.
Bunun sebebi bir varlığın görülebilmesi için o varlığın üzerine ışığın düşmesi ve aydınlanmış olması gerekir. Işık olmadan cisimleri göremeyiz, renkleri de ayırt edemeyiz. Bulunduğumuz ortamdaki ışık yetersiz ise cisimleri net göremeyiz. Işık çevremizdeki cisimleri görmemizi sağlayan bir enerjidir.
Kornea ve göz merceği, ışığı kırarak retina üzerinde odaklanmasını sağlar. Retina üzerindeki fotoreseptörler ışığı elektrik akımına dönüştürür. Elektrik akımı, optik sinirden geçerek beyne ulaşır. Beyin bu sinyalleri işleyerek görüntü oluşturur.
Dorak'a göre vücudumuz hücre yenileyici, bağışıklık sistemi düzenleyici melatonin hormonunu gece karanlığında salgılıyor. "Karanlıkta uzun ve düzenli uyku'' bu salgıyı arttırıyor ve kansere karşı bağışıklığı güçlendiriyor.
Bahçeci, “Uyumak, özellikle karanlıkta uyumak melatonin yapımını ve salgısını artırıyor. Bu da bağışıklık sistemi, kanser, hipertansiyon ve şeker dahil pek çok hastalığın önlenmesine yardımcı oluyor” dedi.
Düzenli ve yeterli bir melatonin salınımı için, karanlık ortamda uyumak gerekmektedir. Eğer kullanılıyorsa gece lambaları solgun kırmızı ışık vermelidir. Televizyon karşısında uyuklama yapılırsa, televizyon kapatılmalıdır.
Cisimlerden yansıyan ışık ışınları önce saydam tabakaya gelir. Saydam tabakada kırılan ışın, göz bebeğinden geçer. Göz bebeğinden göz merceğine gelen ışınlar ikinci kez kırılarak camsı cisim üzerinden geçer. Camsı cisimden ağ tabakaya gelen ışınlar, burada bulunan sarı leke üzerinde ters bir görüntü oluşturur.
Görsel algı çevredeki objelerin görülebilir spektruma yansıttığı ışığı kullanarak çevreyi yorumlayabilme yeteneğidir. Bu, etrafı ne kadar net görmeyi ifade eden görsel keskinlikten farklıdır (örneğin "20/20 vizyon"). Bir kişi 20/20 vizyonu olsa bile görsel algısal işleme ile ilgili problemler yaşayabilir.
Görme keskinliği (GK) görsel olarak küçük farklılıkları ayırt edebilme yeteneğine denir. Oftalmolojik muayene esnasında eşik değerin belirlenmesi (ölçümü) göz hekimlerinin klinik kararlarını vermelerinde etkin bir rol oynar.
Işık, bir ışımanın ışık kaynağından çıktıktan sonra nesnelere çarparak veya direkt olarak yansıması sonucu canlıların görmesini sağlayan olgudur. Kendiliğinden ışık yayarak görülebilen cisimlere ise ışık kaynağı adı verilir. Işık, yaygın kullanımıyla görünür ışığı ifade etmektedir.
Yapılan ışıklandırma gözü yormamalı, uzun sürelerde dahi gözü yormamalıdır. Işık doğrudan göze gelmemeli, aydınlatılacak yüzeye doğru yönlendirilmelidir. Doğal gün ışığına yakın ışık renkleri tercih edilmelidir. İyi bir aydınlatma uygulamasında ışık sadece aydınlatılması gereken yeri aydınlatmalıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri