Borçlu, edimini alacaklıların hepsine birden ifa etmek zorundadır. Bölünemeyen borcun birden çok borçlusu varsa, borçlulardan her biri borcun tamamını ifa etmekle yükümlüdür. Durumun gereğinden aksi anlaşılmadıkça, ifada bulunan borçlu, alacaklıya halef olur ve diğer borçlulardan payları oranında alacağını isteyebilir.
«Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.»
İfa zamanı; alacaklının borçludan edimin ifasını isteyebileceği, gerektiğinde bu amaçla dava açabileceği, borçlunun da edimi ifa zorunluluğunu ifade eder. Her borç için ifa zamanı mutlaka vardır, vade ise tarafların belirlediği bir ifa zamanıdır.
İfa, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “ bir işi yapma, yerine getirme, ödeme “ demektir. İfa, Adalet Bakanlığı sözlüğüne göre ise “ ödeme, yerine getirme, bir işi yapma, edim “ demektir. İfa ile ilgili cümlelere şu örnekler verilebilir: Porselen takımının kısmi ifası alacaklıyı tatmin etmeyecektir.
Borçlu, neyi borçlanmış ise, onu ifa etmek suretiyle borcun- dan kurtulur; başka bir ifadeyle neyi borçlanmış ise onu ifa etmek zorundadır, buna edime uygun ifa kuralı denir (23).
İlgili 16 soru bulundu
IFA (Internationale Funkausstellung Berlin) Almanya'nın en eski endüstriyel sergilerinden biridir. 1924-1939 yılları arasında yıllık bir idi, ancak 1950'den itibaren 2005 yılına kadar iki yıllık bir şekilde örgütlendi.
Başkasına ait bir maldan yararlanma, başkasına ait bir malı kullanma hakkı.
Borçlu, edimini alacaklıların hepsine birden ifa etmek zorundadır. Bölünemeyen borcun birden çok borçlusu varsa, borçlulardan her biri borcun tamamını ifa etmekle yükümlüdür. Durumun gereğinden aksi anlaşılmadıkça, ifada bulunan borçlu, alacaklıya halef olur ve diğer borçlulardan payları oranında alacağını isteyebilir.
Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde,ifa edilir.
İfa kelimesinin TDK anlamı da; bir işi yerine getirmek, herhangi bir işi yapmak anlamlarına gelir. İfa Etmek Tanımı: İfa etmenin kelime anlamı; borç ödemek, herhangi bir görevi yerine getirmek, emir ve buyruk yapmak olarak ifade edilir.
6098 sayılı TBK'nın “Borcun İfa Edilmemesi” başlığı altındaki 112. Maddesinde “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir.
İFANIN KONUSU: Borcun konusudur. Parça borcu ya da cins borcu olabilir. TAM İFA: Borcun bütünüyle yerine getirilmesidir. KISMİ İFA: Borç konusunun tamamının değil bölünebilen bir kısmının yerine getirilmesidir.
Yarım aydan onbeş günlük süre anlaşılır. Bir veya birden çok ay ve yarım ay olarak belirlenmiş sürenin dolduğu gün, son aya onbeş gün eklenerek belirlenir. Bu kurallar, sürenin sözleşmenin kurulmasından başka bir andan işlemeye başladığı durumlarda da uygulanır.
İfanın kelime olarak sözlük anlamı; borçlunun borcunu yerine getirerek borcun sona erdirilmesidir. Borcun ifa edilmesi olarak bu hukuki terim ile borçlu durumundaki kişi, borcunu ifa ederek borcundan kurtulmuş, alacaklı kişi de alacağına kavuşmuş, dolayısıyla borç – alacak ilişkisi sona ermiş kabul edilmektedir.
Haksız fiil sorumluluğunun doğabilmesi için gerekli olan unsurlar şu şekilde sıralanabilir: Hukuka aykırı fiil, zarar, illiyet bağı ve kusur.
Temerrüt, halen ifası mümkün olan ve muaccel bir borcun ifasında gecikme anlamına gelmektedir. Hatırlatmak gerekir ki bazen borcun ifası, ifa zamanının geçmesinden sonra mümkün olmamaktadır. Bu durumda ifada gecikme artık borçlu temerrüdüne yol açmaz; ifa imkânsızlığı söz konusu olur ve temerrüt hükümleri uygulanmaz.
İfanın kelime olarak sözlük anlamı; borçlunun borcunu yerine getirerek borcun sona erdirilmesidir. Borcun ifa edilmesi olarak bu hukuki terim ile borçlu durumundaki kişi, borcunu ifa ederek borcundan kurtulmuş, alacaklı kişi de alacağına kavuşmuş, dolayısıyla borç – alacak ilişkisi sona ermiş kabul edilmektedir.
Aşırı ifa güçlüğü; sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut koşulların, daha sonradan, taraflarca öngörülemez şekilde ve borçludan kaynaklanmayan sebeplerle değişmesi ve bu değişikliğin, borçlunun edimini aynen ifa edebilmesi için aşırı bir fedakarlığa katlanmasına sebebiyet vermesi halidir.
Usulüne uygun olarak yapılan ifa ile birlikte borç re'sen sona erer. İfa ile birlikte asıl borca bağlı olan fer'i haklar ve teminatlar da kural olarak sona erer. Borç ilişkisi kurulduktan sonra borcun konusu olan şey borçlunun kusuru olmaksızın imkânsız hale gelirse borçlunun borcu sona erer.
Borç çeşitleri kendi içerisinde 3'e ayrılmaktadır. Bireysel borçlar, kurumsal borçlar ve kamu borçları borç çeşitlerini oluşturur.
Vekilin vekalet sözleşmesinden doğan borçlarından birisi de şahsen ifa borcudur. Kanun koyucu borçlunun borcunu şahsen yerine getirmesini istisna olarak düzenlemiş, yani borcun bizzat ifasında alacaklının menfaati bulunması durumunda şahsen ifayı öngörmüştür.
Hukuk terimi olarak ise daha önce de açıklandığı gibi, bir tarafın borcunu yerine getirmediği için diğer tarafın borcunu ifadan kaçınması demektir.
İfa imkansızlığı kurumu yukarıda belirtildiği üzere TBK'nın 136. maddesinde düzenlenmiş olup, borcun ifasının borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsız olmasını ifade etmektedir.
İfa hem bir şeyi verme borçları hem de bir edimi yerine getirme veya bir iş görme borçları bakımından sona erme sebebi teşkil eder. Hizmet ve vekalet sözleşmelerinde vekil verilen işi sadakatle ve özenle yerine getirmişse istenen amaca ulaşılmamış bile olsa, ifa gerçekleşmiş sayılır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri