Daha çok elma olarak bilinir ve Hz. Adem ile Hz. Havva tarafından yenilmiştir.
Daha çok elma olarak bilinir; ancak İslam'da meyve olarak geçmemektedir. Daha çok, yapılan işin kötülüğüne (Tanrı'nın emrine isyan) dikkat çeken bir yaklaşım vardır. Yunan mitolojisinde eski insanların bütün meyvelere aynı ismi takmaları sonucu elma olarak adlandırılmış olduğu varsayılmaktadır.
Adem ve Hz. Havva'nın yediği elmanın seksten iradeye, güçten masumiyete kadar pek çok şeyin metaforu olduğu ifade edildi.
o meyve utanmaya ve vücüdün cinsel objelerinin oldunu farkettiren bir meyve o yüzden yenmeseydi elbise ve moda diye birşey olmazdı ve buna kibir gurur mal yarışı ve bu tür bir cok sey olmazdı yani günah diye bildigimiz herşey sıradan olurdu...
İmam Hanbel Hazretleri'nin Şuayb el-Cübbâî'den yaptığı rivayet şöyle: “Allah Teâlâ'nın Âdem (a.s.) ile eşi Havva'ya (r.a.) yaklaşmalarını men ettiği ağaç, buğdaya benzemekteydi, adı ise 'ed-dea' idi.
İlgili 30 soru bulundu
İbnü Mesut'dan asma, üzüm ağacı ve bazılarından incir tabiri vârid olmuştur. Bu meyanda şu tabir de vardır: "Bu öyle bir ağaçtır ki, melekler hulûd (ölümsüzlüğe ermek) için bununla kaşınırlar." Bunların bir temsilî mânâyı ifade ettikleri de açıktır.
Tuba cennette bir ağaçtır. Büyüklüğü yüz yıllık yer tutar. Ve cennet elbiseleri de onun tomurcuklarından yapılır. Marifetname'de ise şu şekilde bahsedilir: Hak Teala sidretulmuntehada büyük bir ağaç yaratmıştır ki, ona tuba ağacı derler.
Adem'in meyveyi yiyerek Allah'a isyan etmesini sağlamaktır. Bu sayede onun da cennetten kovulacağını zannederek, güya ondan intikam almış olacaktır. İşin aslında insan için ebediyet yolu bu yasak meyvenin yenmesi ile açılmıştır.
Kısas-ı enbiyâ göre, yaşamakta oldukları Adn cennetinden Âdem Serendip adasına (Srilanka), Havva ise Etiyopya'ya indirilir. Daha sonra Mekke'de Arafat dağında buluşurlar. Bu kıssa, İslam kültüründe önemli bir yer kapsamaktadır.
Üstelik bir de kaburga kemiğinin anatomik yapısına atfen, kadınlık da, aynen bu kemik gibi çarpık yapılıdır ve boşuna düzeltmeye uğraşmayın denildi. Nitekim Havva da; ilk iş olarak şeytana uydu ve yasak meyveyi yedirerek Âdem'i de, kendini de günaha soktu.
Güzellik ve aşk tanrıçası Afrodit'i simgeleyen elma, erotizmi ve aşkı sembolize eder. Yine bir Yunan mitinde, her şeyi yaratması ile bilinen toprak ana Gaia Tanrıça Hera'ya Olimpus'un Tanrısı olan Zeus ile evliliği esnasında doğurganlığı sembolize eden altın bir saksı içerisinde elma hediye eder.
ortak özellik olarak aynı yerden su çıkması (idrar) yani bacak arasından.sonra adem penisi keşfetmiştir dokundukça değişik hissediyordur.havvada vaginayı ve biri çıkıntı diğeri girinti olduğu için adem onu oraya yerleştirmek istemiştir ve zevk aldığını hissedince devam etmişlerdir.sonuçta insanlara akıl verildi.
Elma insanlığa ilk günahı getiren yasa koyucuya itaat etmeme, cinsellik, doğurganlık, cennetten kovulma gibi sembolleri içinde barındırmaktadır.
Yasak meyve, insanların ilk yaratıldığında yasaklanmasına rağmen yedikleri meyvedir. Daha çok elma olarak bilinir ve Hz. Adem ile Hz. Havva tarafından yenilmiştir.
İnsan psikolojisine göre yasaklanan bir hususa dikkat, merak ve ilgi artar. Bu durumu farkeden İblis usulca Hz.Adem'e sokularak “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” Bunun üzerine Hz.Adem ve Havva Allah'a itaatsizlik ederek meyveyi yediler.
Pazartesi günlerinin vazgeçilmeyen dizisi Yasak Elma dizisinin konusu meğer cemiyetin ünlü çiftiden mi esinlendi. Cemiyetin en çekişmeli boşanmasına şahitlik edilen Kemal Gülman ve Feryal Gülman hayatından mı esinlendiği konuşulan Yasak Elma dizisinin meğer gerçek bir hikaye üzerine kurulmuş .
Hz. Âdem'in dili İslâmî telakkiye göre Arapça, yahudi ve hıristiyanlara göre ise Ârâmîce idi.
Havva anamız hep ikiz doğum yapıyordu. Bunlardan birisi erkek, diğeri de kızdı. Hz. Âdem, aynı anda doğan ikizleri, bir önce veya bir sonra doğan ikizlerle evlendiriyordu. Habil'le beraber doğan kız çirkin, Kabil'le birlikte doğan kız ise güzeldi.
Adem ve Havva ari ırktandır. Konuştukları dil de ari bir dildir. Tevrat'ta Babil Kulesi inşa edilene dek tüm insanların ortak biri olduğundan bahseder.
Ayetlerde geçen "tertemiz zevceler" ifadesi (Bakara, 2/25; Âl-i İmran, 3/15) hûrilerle birlikte dünya kadınlarını da kapsamına almaktadır. Cinsellik de nefislerin arzu ettiği şeylerdendir. Dolayısıyla ayet, cennette cinsel hayatın da bulunduğuna işaret etmektedir.
Abdullah b. Abbas'ın bildirdiğine göre, cennetteki gıdaların, içeceklerin ve diğer varlıkların hiç birisi dünyadakilerle benzer değildir. Tek ortak yönleri isimleridir. (Beyhakî'den naklen Âlûsî, 1,204.) Demek ki, domuzun veya başka bir hayvan etinin, dünyadan cennete ithal edilmesi söz konusu değildir.
Cennet'te bir adama 500 senelik yer verilecek deniyor. Bu 'beş yüz sene genişlik' tabirini yürüyüşle ulaşılacak mesafe olarak düşünebiliriz. İslâm kültüründe mesafeler tarif edilirken, zamanla kıyaslanarak ifade ediliyor.
Kur'an'da cennette müminler için arzu edilen, canın çekeceği her türlü meyvenin hazırlanmış olduğunun bildirilmesiyle yetinilmemiş, ayrıca bu meyvelere bazı örnekler de verilmiş; meselâ, Rahmân sûresinde hurma ve nar,16 Vâkıa'da kiraz ve muz,17 Nebe'de ise üzüm18 meyveleri adlarıyla zikredilmişlerdir.
Cennette genel olarak meyvelerden bahsedildikten sonra özel olarak hurma ve nar meyvesinden bahsedilmiştir. Çünkü hurma hem meyvedir, hem yiyecektir. Nar da hem meyvedir, hem de şifâ verici ilaçtır. Her iki meyve de ağaçtan elde edilir.
Kuran'da geçen cennet çiçeklerini bazılarının adları şunlardır: Sidelya, Belinay, Dalya, Gonca, Sad-berg. Sadece çiçekler değil cennette birbirinden özel ve güzel başka bitkiler, ağaçlar da bulunmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri