Zor tecrübeler karşısında kendini toparlama gücü olarak tanımlanmaktadır.
Resilience, Türkçe karşılığı ile Psikolojik dayanıklılık, hayatın stresli ve zorlayıcı deneyimleri karşısında ruh sağlığımızı koruyabilmek anlamına gelir. Sözcüğün Latince kökeni ''esneklik'' demektir.
Yılmazlık kavramı, insanın olumsuz etki yaşamadan zorluklarla, talep ve baskıyla başa çıkma kapasitesi demektir. Sosyal hizmet uygulayıcılarının patolojik odaktan güçler perspektifine geçişi bu terapinin önemini arttırmıştır.
Resilience Eğitimi olarak da bilinen psikolojik sağlamlık eğitimi veya duygusal dayanıklılık eğitimi ile katılımcılar, iş ve özel yaşamlarında psikolojik esneklik, psikolojik dayanıklılık, gerçekçi pozitiflik, iyileşme ve toparlanma gücü yetkinlikleri kazanırlar.
Hayatta karşımıza çıkması olağan sorunlarla başa çıkmayı veya stresli bir ortamda, baskı altında soğukkanlı hareket edebilme yeteneği olarak tanımlanıyor. Duygusal dayanıklılığı yüksek olan bireyler olumlu bir bakış açısı ve sakin bir yaklaşımla stresle daha başarılı şekilde başa çıkabiliyor.
İlgili 30 soru bulundu
Karşılaşılan güçlükler, yaşanan olumsuz veya travmatik olaylar ile baş etme yeteneği, Stresli durumlarda yaşama hızlı bir şekilde uyum sağlama ve olumlu bakış açısı geliştirebilme becerisi, Zor tecrübeler karşısında kendini toparlama gücü olarak tanımlanmaktadır.
Rebound Resilience Esneklik Test Cihazı
Bir test işlevi, öngörülen çift sallanmanın kontrolüne izin verir. Esneklik esnekliği, uygulanan enerjiye göre geri kazanılan enerjinin oranıdır. Bu enerji oranı, esnekliğin yüksekliğinin ve sarkacın düşmesinin yüksekliğinin oranına karşılık gelir.
Bazı araştırmacılar, yılmazlığı “hayatın akışını bozan (disruptive), stresli ve zorlayıcı yaşam olaylarıyla mücadele ederken bireyin ek korunma ve başa çıkma becerileri kazandığı bir başa çıkma süreci” olarak tanımlamışlardır (Richardson ve arkadaşları, 1990'dan aktaran: Henderson ve Milstein, 1996).
resilience teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
Psikolojik yılmazlık özelliği içine belirsizlik, olumsuz durumlar ve engellerle mücadele etme becerilerini de alır. Bir sorunu çözmekte başarısız olan kişi, geri çekilip sorunun etrafından dolaşıp yeniden çözüm girişiminde bulunur. Özyeterlilik kişilerin bir işi yaparken başaracakları konusunda temel inanç düzeyidir.
Bazı araştırmacılar, yılmazlığı “hayatın akışını bozan (disruptive), stresli ve zorlayıcı yaşam olaylarıyla mücadele ederken bireyin ek korunma ve başa çıkma becerileri kazandığı bir başa çıkma süreci” olarak tanımlamışlardır (Richardson ve arkadaşları, 1990'dan aktaran: Henderson ve Milstein, 1996).
Walsh (1998) aile yılmazlığının, ailenin başa çıkma ve fonksiyonel bir birlik olarak ailede uyum sürecini ifade ettiğini belirtmiştir.Walsh (1998, 2002, 2006), aile yılmazlığının aile inanç sistemleri, yönetim şekilleri ve iletişim süreçleri olmak üzere üç boyutu kapsamaktadır.
Psikolojik dayanıklılık yani sıkça duyduğumuz diğer ismi ile resilience, kişinin zorlu zamanlarda akıl ve ruh sağlığını koruyabilmesi olarak tanımlayabiliriz. Latince kökeni ise 'esneklik' kelimesinden geliyor.
Duygusal dayanıklılık olarak tercüme edilebilir. Tam olarak düşülen ağır ve kötü durumdan kendini toparlayarak geri gelme veya karşılaşılan zorlu bir durumdan ders alma ve gelişerek çıkma anlamını taşıyor.
Psikoloji, eğitim ve tıp gibi disiplinlerde ise “resilience” kavramının, bireylerin hayatlarını herhangi bir şekilde etkileyebilecek olumsuzluklara karşı başa çıkabilme, kendini toparlayabilme ve uyum sağlayabilme şeklinde tanımlanan bireysel bir özellik olarak ele alınmaktadır.
Akademik Yılmazlık:Akademik yılmazlığın dezavantajlı veya olumsuz koşullarda okul işlevlerini sürdürebilme ve başarılı uyum gösterebilme olduğu belirtilmiştir (Finn ve Rock, 1997). Risk: Riskler olumsuz sonuçlara neden olabilecek yaşantıları ifade eder (Masten ve Reed, 2002).
Duygusal dayanıklılık; yaşanan travmatik olaylar, zor ve sıkıntılı koşullar, tehditlerle karşı karşıya kalma, ailesel sorunlar veya sağlık sorunları gibi önemli stres kaynakları karşısında iyi uyum sağlama süreci olarak tanımlanabilir. Duygusal dayanıklılık stres ile baş edebilme kapasitemizdir.
Dayanıklılık, fiziksel anlamda en basit haliyle cisme ait sabit ile cismin kesit alanının hacmine oranının çarpımının sonucudur. Dayanıklılık cismin ebatlarıyla ters orantılıdır. Yani cismin ebatları arttıkça dayanıklılık azalır.
Konumuz vücut dayanıklılığı olduğu zaman esnemenin; performans, kıvraklık ve dayanıklılığı da arttırdığı bir gerçektir. Isınma bu sayede hem antrenman esnasında hem de normal yaşamda bizi performans açısından destekler. Kasların işlevini yerine getirebilmesi için oksijen oldukça önemlidir.
Dayanıklılık, kenar uzunluğundaki artış ile ters orantılıdır. Eğer bir cismin kenar uzunluğu artarsa dayanıklılığı düşer. Bir cismin küçülmesi, dayanıklılığını arttırmaktadır.
İnsanın duygusal olarak esnekliğini ve dayanıklılığını ifade etmektedir. Bu bağlamda sözlük anlamı da şu şekilde karşımıza çıkmaktadır: “Zor veya kötü bir şey olduktan sonra tekrar mutlu, başarılı vb. olma yeteneği.”
İyi bir aile olmak demek; aile üyelerinin temel fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması, mutlu ve huzurlu bir ortamda sağlıklı ilişkilerin yaşanmasıdır. Bunun sağlanabilmesi için şu gereklere özen gösterilmelidir; Sevgi, Saygı ve Önemseme: Bir ailenin oluşumunda sevgi temel şarttır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri