Bir kimsenin yaşadığı veya karşılaştığı olaylar ile tanıdığı kişileri, gördüklerine ve bilgisine dayanarak anlattığı yazılara anı (hatıra) denir.
Anı geçmişe dönüktür. Yaşanmış, bitmiş olayların üzerinden uzunca bir zaman geçtikten sonra yazılan yazı türleridir. Günlük ise içinde bulunulan zamana yöneliktir. Anı da günlük gibi bir kişinin başından geçen gerçek yaşantılardan kaynaklanan yazı türüdür.
ANI (HATIRA): *Toplum hayatında önemli görevler üstlenmiş, toplumu ilgilendiren önemli olayları bizzat yaşamış veya bu olaylara şahit olmuş kişilerin, bu olayları duyurmak için sanat değeri taşıyan bir üslupla yazdıkları yazılara “anı” (hatıra, hatırat) denir. *Anıların yazıldığı defterlere “hatıra defteri” denir.
Hatır kelimesinden türetilen hatıra, kişinin hafızasında canlı tuttuğu ve sık sık anımsadığı şey demektir. Bir kişiye bir günün ya da olayın anısına verilen hediyelere de hatıra denir.
Bu türün ilk örneği, Eski Yunan'da Ksenophon tarafından kaleme alınan "Anabasis"tir. Türk Edebiyatındaki ilk örneği ise 7. yüzyılda ortaya konan "Orhun Abideleri"dir.
İlgili 19 soru bulundu
Anı Özellikleri
Öznel bir ifade kullanılır. Anılar günü gününe yazılmazlar. Üzerlerinden belli bir zaman geçtikten sonra kaleme alınırlar. Tanınmış kişilerin, yazarların, tarihçilerin, siyasetçilerin yazdıkları anılar bazı konularda tarih, coğrafya, mimari gibi alanlara kaynaklık edebilir.
Yazılı anlamda bilinen ilk anı örneği, milattan önce dördüncü yüzyılda Yunan tarihçi Ksenophon'un (Ksenöpon) yazdığı “Anabasis” adlı eserdir.
Hatır, bir olayın ya da kişinin akla gelmesi, üstünden zaman geçmiş olmasına rağmen anımsanması demektir. Bu kelimeye getirilen ekle oluşturulan hatıra sözcüğü ise hatırlanan, yad edilen olay ya da kişi demektir. Kişinin anılarını kaleme aldığı, düz yazı türündeki edebi eserlere de hatıra denir.
Anı, yadigar. Hatıra gelen, hatırda kalan şey, andaç.
aklına getirmek, düşünmek.
Safahat'ın 5.kitabı olan Hatıralar Birinci Dünya Savaşı sırasında Mehmet Âkif Ersoy'un yaptığı seyahatlerdeki gözlemleri anlatılmaktadır.
Edebi Hatıralar ya da Edebiyat Anıları, Servet-i Fünûn topluluğu yazarlarından Hüseyin Cahit Yalçın'ın edebi yaşamı ile ilgili anılarını içeren anı kitabı (1935). Eserde yazarın çocukluk yıllarından Servet-i Fünûn topluluğunun dağılmasına kadar olan süredeki anıları anlatılmaktadır.
Anı edebi çeşidi, bu kategoriler arasında düz yazı sanatına girer. Yani anı türü, bir düz yazı olarak karşımıza çıkar. Anı edebi türünde şiir tarzı bir yazıma yer verilmez. Anı da tıpkı roman veya hikâye gibi düz yazı olarak yazılır.
Arapça kelimenin tam manası "bulunma" demektir. Muhammed'in veya bir evliyanın ruhaniyetinin o mekanda bulunması kastedilir.
Hüma, Arapça kökenli bir sözcüktür. Türk toplumunda nadir duyulan isimler arasında yer almaktadır. Bu ismin farklı olması, telaffuzunun kolay olması ve kulağa hoş gelmesi tercih edilmesindeki en önemli etkenlerdendir.
Handan ismi kökeni Farsçadan gelen bir addır. Çok uzun dönemden günümüze kadar ulaşmış ve Türkçede yerleşik olarak değerlendirilmiş güzel isimler arasında yer almaktadır. Türkçedeki karşılığı ise, 'Gülen ve güler yüzlü' şeklinde genel olarak ifade edilmektedir.
Arapça kökenli bir kelime olan hatıranın anlamı, Türk Dil Kurumu (TDK) güncel Türkçe sözlükte bulunan bilgilere göre şu şekilde; Anlam 1: TDK sözlüğüne göre isim türünde ve Edebiyat biliminde "Anı" kelimesi tür ve özellikleri bakımından hatıra kelimesinin eş anlamlısı (anlamdaşıdır)
“Anı-roman”ın yanı sıra, “Kardelen”, “Karşılaşmalar”, “Hiçbir Yer”, “Dar Zamanlar” gibi Türkçe edebiyat alanında ilk kez olmak üzere ulaştığı bazı kavram ve sözcükleri, daha sonra, kaynak göstermeden, tırnak içine bile almadan kullananlar olduğunu anlatıyor.
Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikayecik anlamına gelir. Bu kelime genellikle fukra, fıkıra şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı fıkra şeklinde olmalıdır.
Anı kişilerin tanık oldukları olayları ve bu olaylar ile ilgili izlenimlerin anlatıldığı yazı türü olmaktadır. Anılar otobiyografinin özelliğini taşımakta yaşanmış olaylardan oluşmaktadır. Diğer adı ile hatıra olan anının toplum hayatında da özel bir yeri bulunmaktadır.
Doğrulanmış en eski yazı biçimi, milattan önce 3.500 yıllarına tarihlenen ve Kish tableti olarak bilinen bir kireçtaşı tablet üzerine kaydedilmişti.
Yer ve zaman belli değildir. Anı; Kişinin başından geçen ve iz bırakan olayın anlatılmasıdır.
HATIRA KELİMESİ CÜMLE İÇERİSİNDE KULLANIMI
- Hatıralarımızda onun hüviyeti harp cephesinde bir yalçın tepe hâlinde kaldı.
Kelimelerin doğru yazılışını öğrenmek için TDK sözlüğüne bakmak gerekiyor. Bu sözlüğe göre hayatımızın içinde çok sık kullandığımız bu kelimenin doğru yazılışı ise “anı” şeklinde gösteriliyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri