SABIR, acıya katlanma, sıkıntı ve meşakkatlere karşı soğukkanlılıkla mukavemet etme, aklın ve dinin gösterdiği yolda sebat etme. Sabır ruhun bir melekesidir, güzel bir huydur.
Kuran'a göre sabır, insanın haklı ve doğru çabalarını inanç ve kararlılıkla sürdürmesi, karşısına çıkan zorluk ve olumsuzlukları cesaret ve metanetle aşabilmesidir. Allah'ın dini doğrultusunda yaşama gayretini sürdürüp O'nun ileride vereceği yürütme hükmünü acele etmeden beklemesidir.
Cürcânî'ye göre sabir, “bela ve musibetlerden dogan üzüntüyü, Allah'tan baskasina, sikayet etmemektir.”
Sabır dini tebliğde azim ve sebat gösteren peygamberlerin niteliklerindendir (el-Ahkāf 46/35). Bir kimsenin kendisine kötülük edenleri âdil bir şekilde cezalandırması haktır, ancak sabır göstermesi daha hayırlıdır. Sabretmek gerekir, bu da ancak Allah'ın ihsanı sayesinde olur (en-Nahl 16/126-127).
İlgili 16 soru bulundu
Buna göre, peygamberlerin ve evliyaların gördükleri musibetler, belalar, onların iç dünyalarını şiddetli bir imtihan alanına çeviriyor. Başkasının aynı konuda çektiği yüz gramlık sıkıntıya mukabil onlar bin gram sıkıntı çekerler.
EN ZOR İMTİHAN
En sıkıntılı imtihan, imtihanı yapandan gafil olmaktır. Hayat, bu gerçeği anlayacak kadar kısa, bu gerçeği kolayca taşıyamayacak kadar uzundur. Rutinin ve durağanlığın sisi, her an mucize, tecelli ve harikalarıyla zuhur eden Rabbimizin azametini idrak etmemize mânidir.
Sabrın gâyesi, beklenmedik olaylar, içine düşülen güçlükler karşısında tedirgin olmamak, paniğe kapılmamak ve tahammül göstermektir. Allah Teâlâ sabredenlere mükâfatını hesapsızca vereceğini müjdelemiş ve onları övmüştür.
İşimizi ihtimallere bırakmamalıyız. Kazanmak muhakkak iken kaybetmek çok yanlış olur. (Sabreden zafere ulaşır) hadis-i şerifi, sabrın sonunun her zaman selamet olduğunu bildiriyor. Sabır döneminde acele etmemeli. Acelecilik şeytandandır.
Sabrın sırrı boş vermektir. Duygularını, düşüncelerini bir kenara bırakıp ne için yaşıyorsan onun hakkında yapman gerekenleri sıralamaktır. Kimseyi ölümden döndüremeyecek gücün olmadığını bir noktaada zayıf olduğunu kabul edip kendini zorluğa teslim etmendir.
Sabrederken, insan yaşananı düşünür, onu bir şekilde tanımlar ve kabullenir. Yaşananlar kabullenildiği için de yıkıcı olmaktan çıkar. İnsan sabrettiğinde, sabrın sonucunda iyi bir netice bulur. Bu sebeple “sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır”.
Sabır dinin yarısıdır. Diğer yarısı da şükretmektir.
Sabır, saadet kapısının anahtarıdır. Sabır, başarının ilk ve son şartıdır. Sabır, cennet hazinelerinden bir hazinedir.
Al-i İmran Suresi, 17. ayet: Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve 'seher vakitlerinde' bağışlanma dileyenlerdir. Al-i İmran Suresi, 120. ayet: Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler.
Bu imtihan ömrün sonuna kadar, son nefes çıkıncaya kadar sürer. Neticesi ise burada değil ahirettedir. Bütün imtihanlardan aldığı neticeler değerlendirilecek, başarılı veya başarısız olduğu ilan edilecektir. Allah-u Teâlâinsanları bir damla kerih sudan yarattı, imtihan için sahneye koydu.
Allah?tan sabır istemeyin, sabır isterseniz musibetleriniz artar, diye bir Hadis varmış. Buna göre sabır istemek günah mıdır? Sabır dilemek musibet getirir. Sabır dilemek yerine af ve afiyet dilemek gerekir deniyor.
Kişiyi itaate ve hayırlı işlere yönelten şükür sabırdan daha üstündür ve böyle bir şükür sabrı da içerir. Çünkü nimetleri kötü yolda kullanmaktan sakınıp hayır yolunda kullanmanın zorluğuna katlanmak da bir sabırdır. Buna karşılık sabreden bir fakir malını faydasız işlerde harcayan bir zenginden daha üstündür.
Sabır, dinin teşvik ettiği ahlakî ve rûhânî bir sıfattır. Allah'a îmânın bir tezâhürüdür. Sabrın gâyesi, beklenmedik olaylar ve içine düşülen güçlükler karşısında tedirgin olmamak, tahammül göstermek ve paniğe kapılarak uygunsuz bir harekette bulunmamaktır.
MERHABA! Cevap: Kişisel özelliktir. Fiziksel özellik dıştan görünür bir şeydir. Sabır soyuttur yani görülemez.
En çok merak edilen ve hem yazım hem de okunuşu kapsamında araştırılan sözcükler içerisinde sabretmek kelimesi gelmektedir. Bu bağlamda kelimenin doğru biçimde ele alınış hali, 'Sabretmek' şeklindedir.
Allah'ın dünya hayâtında insanoğlunu imtihan ettiği en zor hususların başında can, mal ve evlât gelir. Bunlar hayra kullanıldığında nîmet iken, şerre kullanıldığında sıkıntı sebebidir. Bizlere neyin hayır, neyin şer; neyin nîmet, neyin zillet olduğunu bildirecek olan ancak dîniniz İslâm'dır.
Yüce Allah, “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir” (Şura, 30) buyurur. Bu gruptakiler, gelen belalardan ders almazlar, şikayet ve isyanları artar ve nihayetinde hem dünyayı hem de ahireti kaybederler. İkincisi ise Allah'ın sevdiği kullarının derecelerini yükseltmek için verdiği sıkıntılardır.
"Kişi daima en sevdiği ile imtihan edilir." şekliyle bir hadis rivayeti bulamadık. Bu ayetlerde insanın en çok sevdiği şeylerden imtihan edileceği anlaşılmaktadır. Şu halde sevdiklerimizle imtihan oluyoruz ve vefat edinceye kadar da imtihan olacağız; unutmamak gerekir ki, imtihan oluyorsak Allah bizi seviyor demektir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri