Mal kaçırma suçunun cezası, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. Ayrıca, mal kaçıran kişi, malın değerinin iki katına kadar tazminat ödemeye mahkum edilebilir. Mal kaçırma suçunun oluşabilmesi için, aşağıdaki şartların bulunması gerekir: · Eşlerden birinin evlilik birliği içerisinde edinilmiş malları olması gerekir.
Mal paylaşımı davası, boşanma davası süresinde herhangi bir zamanda açılabilir. Böylece mallar üzerinde ihtiyati tedbir talep edilerek, eşten mal kaçırma önlenebilir. Bunun belirli bir süresi yoktur.
Zira mal kaçırma; boşanmadan önce mal kaçırma, boşanma davası açılmadan 1 yıllık süre içerisinde, boşanma davası sırasında veya boşanma kararı verildikten sonra gerçekleşmiş olabilir.
Eşlerden Birinin Diğer Eşten Mal Kaçırması Durumunda Üçüncü Kişinin Sorumluluğu. Taraflar arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi boşanma davası ile birlikte sona ermektedir.
Boşanmada Ev Eşyalarının Kaçırılması
Bu nedenle bu tür durumlarda eşler çeşitli önlemler almak istemektedir. Ev eşyalarının kaçırılmasını önlemek için en uygun yol bir an önce ev eşyalarının tespiti davasının açılmasıdır. Bu durumda eşin mal kaçırması halinde bile mağdur tarafın hakkı maddi olarak korunacaktır.
İlgili 30 soru bulundu
Mirastan mal kaçırma davasının kazanılması için öncelikle mirasbırakanın mirasçılarını mirastan yoksun bırakmak amacıyla hareket ettiğinin ispatlanması gerekir. Bu durum tanık, tapu kaydı, noter kaydı, yazılı belge, görsel veya sesli belge gibi her türlü delille ispatlanabilir.
Aile konutu üzerinde malik sıfatına sahip olan eşin, diğer eşin rızasını almadan yaptığı devir ve tasarruflar, “yolsuz tescil” sayılır. Gerekli rızanın alınmaması halinde, yapılan tasarruf işlemi askıda hükümsüzdür.
Mirastan mal kaçırmanın söz konusu olduğu durumlarda karşımıza iki işlem çıkmaktadır. Biri tarafların gerçekte yapmak istedikleri ancak belirli nedenlerle gizledikleri bağışlama işlemi; diğeri ise görünüşte yapılan satış ya da ölünceye kadar bakma sözleşmesidir.
Muvazaa şartlarının gerçekleşmesi için aşağıdaki üç koşulun bir arada bulunması gerekir: Tarafların gerçek amaçları ile yaptıkları işlemler arasında bilerek ve isteyerek yapılan bir uyumsuzluk olmalı, Üçüncü kişileri aldatma amacı olmalı, Tarafların muvazaalı işlem yapma konusunda aralarında anlaşmaları gerekmektedir.
Mirastan mal kaçırmanın konusunda 3 şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu üç koşul, tarafların bilinçli olarak mirasta uygunsuzluğa başvurmaları, üçüncü kişilerin mirastan mal kaçırmak amacıyla aldatılması, anlaşma yapan iki tarafın mal kaçırma işleminde aralarında anlaşmış olmalarıdır.
Ancak genellikle boşanma davalarında kadın eşe yükletilen kusur halleri evlilik birliğinden doğan yükümlülüklere aykırılık, sadakat yükümlülüğüne aykırılık, psikolojik şiddet; erkek eşe yükletilen kusur halleri ise psikolojik, ekonomik, cinsel, fiziksel şiddet, sadakat yükümlülüğüne aykırılık şeklindedir.
Eşten mal kaçırma, Türk Medeni Kanunu'nun 196. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “Eşlerden biri, diğer eşin malvarlığından mal kaçırırsa, diğer eş, tapu iptal davası açabilir.” Tapu iptal davası, eşin mal kaçırdığını öğrenen diğer eşin açabileceği bir davadır.
Boşanmada; eşlerden sadece bir tanesinin kişisel olarak kullandığı eşyaları, evlilik öncesinde eşlerden birine ait bulunan mallar, eşlerden birine kalan miras, evlilik sırasında karşılıksız (bedel ödemeksizin) kazanılan değerler, manevi tazminat alacakları, kişisel malların yerine geçen değerler paylaşılmaz.
TMK'da özel boşanma sebepleri düzenlenmiştir; aldatma (zina) bunların ilkidir. TMK 161 hükmüne göre aldatıldığını öğrenen eş, aldatan eşe karşı boşanma davası açılabilir. Aldatma (zina) olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli şart cinsel ilişkidir.
Mahkeme, boşanma davasını reddedecektir ve tarafların ayrılığına dair karar veremeyecektir. Bu durumda, diğer eşin mahkemeye gelmemesi, boşanma sürecini uzatacak ve tarafların ayrılığına dair karar verilmesini engelleyecektir. Eğer diğer eş, anlaşmalı boşanmaya katılmazsa, boşanma davası devam edebilir.
Zamanaşımı: Muris Muvazaası: Muris muvazaası davası, ayni haklara ilişkin olduğundan herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Miras bırakanın ölümünden sonra her zaman mirastan mal kaçırma davası açılabilir.
Muris sağlığında, terekesinde bulunan mallar üzerinde sahip olduğu mülkiyet hakkını tasarruf özgürlüğü içinde devredebilir. Dolayısıyla sorusuna murisin sağlığında baba malını istediği evladına verebilir mi diye bakıldığında geçerli bir hukuki işlem ile muris istediği kişiye mal devredebilir.
Günümüzde bir muris muvazaası davasının ortalama 2-2,5 yıl aldığını söyleyebiliriz.
Miras bırakan kişi sağ iken mallarını paylaştırdı ise diğer mirasçılar ne yapabilir? Saklı paylara ihlal edilmeksizin yapılan yasal paylaştırmalar geçerlidir. Bu paylaştırmada hiç pay verilmeyen ya da saklı payı ihlal edilen mirasçılar tenkis ya da iptal davası açabilirler.
Boşanma davası açıldığı zaman aynı anda bir mal tasfiyesi davası açılarak boşanmanın bekletici mesele yapılması ve mallara ihtiyati tedbir konması sağlanabilir. Böylece boşanmada mal kaçırma işlemi yapılamaz. Boşanma davasından sonra da hızlıca mal rejimi tasfiyesi başlatılarak malların devrinin önüne geçilebilir.
Boşanma Davası Açılmadan Önce Satılan Mallar Paylaşıma Dahil midir? Eşler, evlilik süresi boyunca malları üzerinde diledikleri gibi tasarrufta bulunabilirler. Ancak, “boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş olan” ve elden çıkarılan tüm mallar, boşanmada mal paylaşımına dahil edilir.
Mirastan Mal Kaçırma davasında yetkili ve görevli mahkeme aşağıdaki kurallara göre belirlenir: Yetkili Mahkeme: Dava konusu taşınmasın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkilidir. Görevli Mahkeme: Mirastan mal kaçırma davasında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesi'dir.
Başkasına ait olan tapu sorgulama işlemi internet üzerinden gerçekleştirilemiyor. Başkasına ait olan tapu bilgilerini sorgulama işlemi sadece o kişi ile birlikte tapu dairesine gidilerek öğrenilebiliyor. Bunun nedeni ise, karşılaşılabilecek sorunların önüne geçerek gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasıdır.
Tapu kütüğüne işlenebilen şerhler arasında Aile Konutu Şerhi de yer almaktadır. Aile konutu olarak kullanılan taşınmazlar üzerinde, mülkiyet hakkı bulunmayan eşin tapuya şerh koydurma şansı vardır. Bunun için resmi evraklar yolu ile müracaatların yapılması zorunludur.
Tapuda aile konutu şerhi olan bir evin satışı için diğer eşin rızası gerekir. Yani aile konutu şerhi satışa engel değildir; yalnızca her iki eşin rızasını gerektirir. Tapuda aile konutu şerhi olsa bile malik olmayan eşin rızası varsa taşınmaz satılabilir. Eşin rızası yoksa, ev satılamaz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri