Marx'a (2011: 172-173) göre, “emek gücünün değeri de, diğer herhangi bir meta gibi, bu özel nesnenin üretimi ve dolayısıyla aynı zamanda yeniden üretimi için gerekli emek-zamanla belirlenir”; bu durumda değeri, meta “sahibinin varlı ğını sürdürmesi için gerekli olan geçim araçlarının değeridir”.
Kısaca, klasik liberal tezlere göre bir üretim maliyetinin o üretim için harcanan emeğe eşit olduğunu ifade eder. Bu teorinin içeriğini oluştururken emek homojen bir değer olarak kabul edilmiş, yani her işçinin ortaya koyduğu emeğin aynı nitelik ve niceliğe sahip olduğu farzedilmiştir.
Emek gücü, genel anlamda bir potansiyeli ifade eder ve insanın belli bir kullanım değeri üretirken harcadığı zihinsel ve fiziksel yeteneklerin bütününü anlatır. Ancak Marks'ın tanımlaması bu genellikte durmaz ve özel olarak, yani bir meta olarak emek gücünün ortaya çıkışını açıklar.
İktisadi bir kuram olan 'Emek Değer Teorisi', herhangi bir malın öteki mallarla mübadeleye girme sürecinde ortaya çıkan değişimin değerinin emek süresi ile ölçülmesi durumunu temel almaktadır.
➢ Bir ülkede var olan emek miktarı o ülkedeki tüm nüfusun çalışamayacak yaştaki yaşlıların ve çocukların sayısının çıkarılmasıyla elde edilir.
İlgili 16 soru bulundu
Özel mülkiyetin ve sermaye birikiminin bulunmadığı ilkel toplumlarda değerin tamamen emek tarafından yaratıldığı fikrini ortaya atan Adam Smith'in görüşü, David Ricardo ve Karl Marx tarafından genişletilerek tüm zamanlarda değeri yaratan tek faktörün emek olduğu ilkesine dönüştürülmüş ve emek-değer teorisi adını ...
Emek; mal veya hizmet üretimi sırasında ortaya konan insan kaynağıdır. Üretimi gerçekleştirenlerin fiziksel ve düşünsel katkılarıdır. Kavram, kol emekçilerinin verdiği hizmetlerin yanı sıra, başka birçok hizmet türünü de kapsar.
Emek, üretimin temel öğesi olup, insan faaliyetinin üretime katılmasıdır. Çalışanın yaptığı hizmetler karşılığı elde ettiği kazanca "ücret" denir. İnsanın fiziki gücü veya zihinsel yeteneği ile yapılan işlere göre emeğin üretkenliği değişiklik gösterir.
Marx'ın teorisinde azalan verimler yasası yer almaz, bu nedenle kâr ile rant arasında bir ayrım yapmamaktadır. Ücret oranını belirleyen, Malthus'un nüfus kanunu olmayıp, yedek sanayi ordusu olarak nitelendiren iş arayanlardır. Bir başka deyişle, sanayi merkezlerindeki işsiz topluluklardır.
Ricardo, adı geçen eserinde "Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi"ni (İngilizce: Comparative Advantage) ileri sürmüştür. Ricardo ayrıca; miktar kuramını (sağlam para teorisi), emek değer teorisini, ücretlerin tunç kanununu, azalan verimler kanununu ve rant teorisini savunur.
Emek (iş gücü): İnsanların veya işgörenlerin bir işte ortaya koydukları bedensel ve zihinsel çabalara emek veya iş gücü adı verilmektedir. Üretim faktörlerinin temelini emek faktörü oluşturmaktadır. Çünkü emek olmadan diğer üretim faktörlerinin kendi başlarına üretimde bulunmaları mümkün olmamaktadır.
İş Yükü Analizi Nedir? (
İş yükü analizi, yapılan bir işin en küçük parçalarıyla ayrıntılı olarak tanımlanıp incelenmesi kapsayan süreçtir. Kurumun bünyesinde bulunan ve birbirinden farklı tüm iş ve işlemlerle ilgili bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi ve örgütlendirilmesidir.
TÜİK işgücü kavramını; referans dönemi içinde ekonomik mal ve hizmetlerin üretimi için emek arzında bulunan çalışma çağındaki nüfus olarak tanımlamaktadır. İşgücü, istihdamda olanlar ile işsizlerin toplamı olarak ifade edilmektedir (www.tuik.gov.tr).
Tyler Cowen günümüzde sübjektif değer teorisini dirayetle savunan önemli ve meşhur bir iktisatçı olmaktadır.
3.2.2.Klasiklere Göre Değer Kavramı
Ayrıca bu ifade, klasik teorinin değer kavramına temel yaklaşımını oluşturmuştur. Smith'e göre bir malın değeri, o malın üretimi için harcanan emek miktarı ile tespit edilebilir (Robinson, 1986).
Ricardo'ya göre üretimde sermaye ile birlikte işlem gören doğrudan emek, makine ve teçhizat gibi sermaye mallarını üreten emek ise dolaylı emektir (Erim, 2011:53).
Marx, Yeni Çağda ortaya çıkan kapitalist sistemle birlikte, kapitalist sınıf ve proletarya sınıfı arasında üretim güçleri ve üretim ilişkileri dolayısıyla yaşanan çatışmaların sınıfsız toplum biçimi olarak sosyalizmi doğuracağını düşünür.
Artı-değer kavramı Karl Marx'tan önce keşfedilmiş ve zaten kullanılan bir kavramdır. Genel anlamda, gerekli-zorunlu olandan daha fazlasının üretilmesi anlamındadır. Klasik iktisatçılar olarak bilinen Adam Smith ve David Ricardo gibi isimlerde bu kavramın kullanımda olduğu görülür.
Evet, Marx'ın değeri ölçülebilir. Kitap, bu yanıtı kuramsal olarak temellendirmekte ve değer kategorilerini ampirik olarak Türkiye ekonomisi için ölçmektedir. Kitabın hedefi, bu ölçümleri okuyucuyla paylaşmak ve bu ölçümlerden hareketle Türkiye'nin yakın dönem geçmişinde kriz dinamiklerine ilişkin yorumlar üretmektir.
Ürünlerin ortaya çıkışına kadar süren üretim periyodunda gerekli olan tüm unsurlara üretim faktörleri denilmektedir. Bu faktörler; doğal kaynaklar, girişim, sermaye ve emek olarak örneklendirilebilir.
1.1.
Üretim faktörü, üretimde kullanılan girdilerdir. Emek, toprak, sermaye, üretim faktörleridir. Üretim faktör sahipleri gelirlerini faktörleri girdi olarak kullanan firmalardan sağlamaktadırlar.
“Değer paradoksu” olarak da tanımlanan bu olguya göre gerçek hayatta kullanım değeri yüksek olan malların, çoğu kez değişim değerleri hiç yoktur veya tam tersine değişim değeri yüksek olan malların, çoğu kez kullanım değerleri bulunmamaktadır.
Eski Türkçe sözcüklerden biri olan emek kelimesi, çaba sarf etmek ve gayret göstermek anlamına gelir. Eski metinlerde ''emgek'' şeklinde geçen bu sözcük, zahmet ve sıkıntı anlamında da kullanılmıştır. Emek çekmek, zahmet ve sıkıntı çekmek anlamına gelir.
Emek (işgücü): Mallar ve hizmetleri üretmek için kullanılan insanların tüm fiziki ve zihinsel faaliyet ve çabalarıdır.
Kanunun lafzından da tartışmaya yer bırakmayacak şekilde açıkça anlaşılacağı üzere maddi olmayan varlıklardan olan kişisel emek ve ticari itibar sermaye olarak konulamaz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri