Uyaranın şiddeti ile algılanan şiddet arasındaki ilişki duyunun zaman deseni olarak adlandırılır. Zaman deseni uyum ile yakından ilişkilidir. Reseptörler, aniden uygulanan sabit şiddette bir uyaran karşısında, zamanla duyarlıklarını azaltarak yanıt vermesine uyum adı verilir.
✔ Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamdaki uyarıları alan organlara duyu organları denir. ✔ Duyu organları önce çevresindeki uyarıları tespit eder, sonra MSS'ye gönderir. MSS ise uyarıyı değerlendirir. ✔ Duyu organlarında bulunan ve uyarıyı alan yapılara duyu reseptörü denir.
Reseptör ,hücrelerin ne yapacağını belirler. Bir başka deyişle, hücre içindeki belirli bir aktivite için aç-kapa düğmesi olarak çalışırlar.
Reseptör (biyoloji), çeşitli uyarıları alabilen ve duyu organlarının yapısında bulunan özelleşmiş hücre, hücre grupları veya sinir uçları.
Nosiseptörler veya Ağrı Reseptörleri: Aşırı şiddetteki mekanik, kimyasal, termal uyarının veya elektrik enerjisinin neden olduğu doku hasarına duyarlıdır. beyindeki ilgili bölgelere iletilir. Buraya kadar olan olaylar duyu aşamasıdır.
İlgili 43 soru bulundu
Etkin endojen maddeleri ya da onlara yapıca benzeyen ilaç moleküllerini seçici olarak bağlayıp hücresel etkinin başlamasına aracılık eden moleküllere reseptör denir. Hücre yüzeyi veya hücre içinde lokalize olan makromoleküllerdir.
İkinci anlamıyla reseptör, hücre dışındaki bir protein veya taneciğin hücre içine girmek için hücre zarında bağlandığı bir moleküldür. Hücreye bağlanan şey, bir protein (örneğin kolera toksini), bir virüs (örneğin HIV) veya bir lipoprotein taneciği olabilir (örneğin LDL).
Reseptör sayısı en fazla olan duyu organı gözdür. Gözün yapısında yer alan konik ve çomak reseptörler, tüm vücuttaki reseptörlerin yüzde 70'ini oluşturur.
*Salyangozun içinde işitme ile ilgili mekanoreseptörlerin bulunduğu yapıya korti organı denir.
"Kanserde reseptör" denilince ilk akla gelen östrojen ve progesteron reseptörleridir. Östrojen reseptörleri (ER) ve progesteron (PR) reseptörleri, vücuttaki belirli hücrelerde bulunan özelleşmiş hücre yüzey proteinleridir.
Reseptörlerin agonist ile uyarılması reseptörün hücre membranında düzenleyici bir protein (G-proteini) ile etkileşmesine neden olur. G proteinin aktivasyonu bu protenin hücre membranındaki efektör makromoleküller (enzim ya da iyon kanalı) ile kenetlenmesine ve onları aktive etmesine aracılık eder.
Reseptörler, hücrelerin iç kısımlarında ya da yüzeylerinde yer alan ve algaç işlevi gören proteinlere denir. Sinyal moleküllerini (ligand) alır ve bunun sonucunda da hücrelerin ne yapacağını belirler. Başka bir deyişle, hücre içindeki belirli bir faaliyet için açma kapama düğmesi olarak da görev yapar.
İşitme organı (corti organı)
Mekanik ses uyarılarını elektrik impulslarına dönüştüren reseptörlere işitme veya corti organı denir. Bu reseptörler zar kokleanın (ductus cochlearis) içinde yerleşmiş olarak işitme siniri (n. cochlearis) ile irtibat hâlindedir.
Bir reseptöre bağlanan bir moleküle ligand denir ve bir peptit (kısa protein) veya bir nörotransmiter, hormon, farmasötik ilaç, toksin veya bir virüs veya mikropun dış kısımları gibi başka bir küçük molekül olabilir.
Birçok hasta baş ağrısı sırasında gelişigüzel ağrı kesici kullanır. Her başı ağrıdığında hemen bir ilaca sarılır. Gün sonunda beş- hatta on tabletlere kadar ulaşır. Sürekli bu yola başvuran hastalarda vücutta ağrı kesicilerin etkili olmasını sağlayan algılayıcılar-reseptörler yorulur ve işlev görmez hale gelir.
Reseptörler özelleşmiş duyu sinir hücrelerinden veya duyu sinirlerinde iş potansiyeli oluşturacak şekilde özelleşmiş bir hücreden oluşurlar.
Vücudumuzdaki sinirlerin ciddi bir miktarını bünyesinde barındıran ve vücuttaki bütün işlemleri kontrol eden algı, düşünce, duygu, zeka, vb. olguların merkezi olan beynimizin kendisi, acıyı hissedemez. Çünkü beynimizde acı reseptörleri (nosiseptörler) bulunmamaktadır.
Destek hücre, bazal hücre, 10 milyon kadar reseptör hücre var, yaklaşık 60 gün yaşar, sürekli yenilenir.
Hormon reseptörleri hedef hücre tarafından üretilen ve belirli bir hormona bağlanan özel proteinlerdir. Üretilen reseptör protein ya hücre membranının dış yüzeyine taşınır ya sitoplazmada bulunur ya da hücre çekirdeğinde yer alır.
MEİSSNER CİSİMCİĞİ VE MERKEL DİSKLERİ
Dokunma duyusunu algılayan reseptördür.
Duyu reseptörleri uyarıları elektrik enerjisine çevirir. Bir reseptör için uyaranın cinsi ne olursa olsun, reseptörün yanıtı her zaman elektrikseldir. Uyaran karşısında reseptör tarafından oluşturulan elektriksel sinyale reseptör potansiyeli (veya jeneratör potansiyeli) denilmektedir.
Görme en önemli duyumuzdur. Gözlerimizle, diğer bütün duyularımızla çevremizden topladığımızdan daha çok bilgi toplarız. Gözler açık olduğu sürece beyne sürekli bilgi iletir.
Beyincik vücudun denge organı olup düzenli kas hareketlerinin yapılmasını sağlar. aldığı uyarıları değerlendirir.
Yüzeysel duyular (Eksteroseptiv duyular): Dokunma, ağrı ve ısı (sıcak, soğuk) duyuları. Derin duyular (Proprioseptiv duyular): Pozisyon, pasif hareket, vibrasyon ve derin ağrı duyuları.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri