Şimdi Said Nursî'nin isbât-ı vâcib mevzuunda ortaya koymuş olduğu bu delillerden olan "vicdan"ı incelemeye çalışalım. Said Nursî, Allah'ın varlığını ispat eden delillerden dördüncüsü olarak vicdanı zikretmektedir.
Ceza muhakemesinin maddi gerçeğe ulaşma amacı, kanuni delil sisteminden farklı olarak hem her şeyin delil olarak kabul edilmesi serbestliğini, hem de delil- lerin serbestçe değerlendirilmesini gerekli kılmıştır. Bu iki ilke bugün modern ceza muhakemesinde “vicdani delil sistemi”ni oluşturmaktadır.
Vicdan olarak, doğru ve yanlış duygularımızı içerir; çocuğun ebeveyn kültürünün içselleştirilmesini sürdürücü kendine has tabuları korur. Yeni doğan bir bebek günah, ayıp, yasak, haksızlık gibi kavramlara sahip değildir, yalnızca ilkel güdüler (id) ile hareket eder.
Gerçek bir mümin veya insan olmanın temeli, vicdanın her zaman canlı ve aktif durumda olmasıdır (Güler,2010). Birçok dini otorite, vicdanı Allah'a açılan bir pencere olarak görür. İnsanın her zaman mükemmeli bulma arayışı bu düşünceyi doğrular niteliktedir. Düşünceler akılda, duygular da vicdanda vücut bulur.
insanın yaptıklarını muhakeme edip, bu yaptıklarının hesabını kendi kendine verebilmesidir. birilerinin mağdur olduğu bir durum karşısında gücünün yettiğince bu mağduriyetin kaynağına direnebilme düşüncesine ve altyapısına sahip olabilmektir.
İlgili 33 soru bulundu
Vicdan: “HAK YEMEME” hassasiyetidir. Bütün insanlara karşı merhamet ve ADALET hissiyatıdır. Bu yüzdendir ki Türk Hukuk sisteminde Vicdan' ın ayrı bir yeri vardır. Anayasa Madde 138' de: “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak Vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.”
"İradesi kuvvetli insan" demek, maksadını gerçekleştirmede azimli ve kararlı insan demektir. Vicdan burada devreye girer.
Vicdanın mahiyetine dair ise filozoflar iki görüş benimsemişlerdir. İlk görüşe göre vicdan Tanrı tarafından kişiye doğuştan bahşedilen bir melekedir ki vicdanı iç ses veya Tanrı sesi olarak tanımlamışlardır. İkinci görüşe göre ise vicdan tecrübe ile elde edilen ahlaki yetkinliktir.
Victor Hugo'nun bu sözünü hatırlatma zamanı; ''vicdan, insanın içindeki Tanrıdır.'' Yeryüzündeki herhangi bir dinin inancını taşıyor olmanın, insanı iyi bir insan yapmaya yetmediğini görüyoruz, yaşıyoruz.
MADDE 24 – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Vicdan ya da duyunç, kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir. Vicdan, birçok dinde, birçok felsefi akımda, mistisizmde önem verilmiş bir kavramdır.
Terim olarak vicdan insanın içinde bulunan ahlâkî otorite, ahlâkî değerler ve eylemler hakkında hüküm verme ve yargılama yeteneğini ifade eder.
Kuran'da “vicdan” ifadesi yer almamakla birlikte Said Nursi, onu insan ile Allah arasın- daki iletişimin alt ucu olarak görmektedir. Allah insana peygamber ile hitap ettiği gibi ona vicdanından da seslenmektedir. Bu nedenle bozulmamış vicdanın mazhar olduğu her ilham/bilgi, ilahi bir kelamdır.
Vicdan; en genel anlamda, kişinin kendi ahlâk değerlerini dolaysız bir biçimde kendiliğinden yargılamasını sağlayan iç yeti ya da kişiyi bunu yapmaya yönelten iç duyudur. Kişinin kendi edimlerini, tüm yapıp etmelerini ahlaki bakımdan yargılama yetisi ondadır. Bir başka ifadeyle vicdan, iç bilinç düzeyidir.
Rabbimiz duyular ötesi bir varlık olduğu için O'nun zatı duyularla kavranamaz. Bu sebepten Allah'ın varlığı gözle görülür, elle tutulur şekilde ispat edilemez. Bu konuda ortaya konulan deliller sadece insanı uyarmak ve düşünmesini sağlamak içindir.
- Ödevim şu: Allah'ın varlığını tabiattan örneklerle açıklayınız. Değerli kardeşimiz, - Allah'ın varlığını külli manada gösteren en büyük dört delil vardır: Kur'an-ı kerim, Hz. Peygamber, vicdan ve evren / tabiat..
hollandalı ressam vincent van gogh'un muazzam sözü.
Ahlakçılar arasında vicdanın değeri meselesinde farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu ileri sürülen farklı görüşler her ne olursa olsun, ortak olan şudur ki, vicdan büyük bir ahlaki değerdir ve bunda da kuşku yoktur. İnsanın ahlaki davranışlarında çok önemli rol oynar.
Vicdan azabı başkasına zarar verdiğine inanan bir kişinin duyduğu pişmanlık duygusunun bir ifadesidir. Vicdan azabı suçluluk duygusuyla ilintili bir duygu olup kişinin kendi kendine yönelttiği bir kızgınlık halidir.
Bu anlamda vicdan bize ahlaki inançlar veya ahlaki bilginin bir biçimini sağlar—bu ya mutlak bir anlama sahiptir (ilahi yasaların bilgisi gibi) ya da göreceli bir anlama sahiptir (kültürdeki toplumsal normların bilgisi gibi).
Immanuel Kant (22 Nisan 1724 - 12 Şubat 1804), Prusya kökenli Alman filozof.
İbn-i Sinâ'ya göre ahlâklı insan, öncelikle içinde doğup büyüdüğü toplumun kurallarını taklit eder ve daha sonra bir yaşam tercihi olarak bu kuralları içselleştirir. İbn-i Sinâ güzel ahlâkı dinin bir gereği olarak kabul etmiştir ve kötü ahlâklı bir insanın iyi bir dindar olamayacağını savunmuştur.
Vicdan, çocuğun, otorite boşluğu bulunan ya da korkutmaya, baskı yapmaya, gözdağı vermeye dayanan ortamlardan uzak; doğasına, kendi gelişim düzeyine uygun demokratik otoritelerin var olduğu bir ortamda yaşaması sağlandığında gelişip olgunlaşıyor.
TAHİR'İN GENÇLİK AŞKI MAHALLEYE DÖNDÜ
Ömer'de, Tahir'in eski aşkı olan ve yıllar sonra kızı Nülüfer ile mahalleye geri dönen "Vicdan" karakterine Burcu Cavrar hayat veriyor. Ömer'le de yakından ilgilenen Vicdan, Gamze'ye kafa tutabilecek, Ömer'i yanında tutmak için yalan söyleyebilecek kadar gözü kara bir karakter...
Vicdan, kalbî merkezlidir; güzel ahlakla iç içedir. Vicdansız bir insan yaratılan tüm canlılara karşı merhamet ve sevgiden yoksundur. Allahın yarattığı ve insanın zamanla geliştirdiği kişilik yapısında ahlak ve vicdan yoksa ondan kimseye bir hayır gelmez.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri