BEYİN TEMELLİ ÖĞRENME & KUANTUM ÖĞRENME. Hem Hebb hem de Caine&Caine tarafından ortaya konulmuştur. Beyin temelli öğrenme anlayışındaki en önemli ilkelerden biri «Her beyin biriciktir.» ilkesidir.
Uzun yıllar boyunca öğrenme kuramları üzerine Hebb-Lashley birçok çalışma gerçekleştirmiştir. İki ünlü düşünür uzun yıllar boyunca birlikte çalışmış ve beyin temelli öğrenme kuramı üzerine birçok ilke ortaya koymuştur.
Beyin temelli öğrenme, bireyin doğuştan öğrenme isteği ve merakla doğduğunu, çevresel etmenlerin bireyin özelliklerine göre donatılması gerekliliğini savunur. Anlamlı öğrenmenin, insanı sınırlamayan bir esnekliği önemseyip, bu ilkelerin eğitime uyarlanması gerektiğini idda eder.
Nörofizyolojik kuramın kurucusu Donald Hebb'dir. Hebb'e göre iki tür öğrenme vardır. Bunlardan birincisi çocuklukta meydana gelen hücre kümeleri ve ardışıklık basamaklarıdır. İkincisi ise yetişkinlikte meydana gelen içgörüsel ve yaratıcı öğrenmelerdir.
İlgili 38 soru bulundu
Nörofizyolojik öğrenme kuramı, öğrenme süreçlerini nörolojik işlevler ve beyin yapısı ile ilişkilendiren bir yaklaşımdır. Bu kurama göre öğrenme, beyin hücreleri arasındaki sinaptik bağlantıların güçlenmesi ve değişmesiyle gerçekleşir.
Hebbian öğrenme kuralı temel olarak "Eğer bir sinir hücresinin aksonu diğer sinir hücresine onu etkileyecek (tetikleyecek) kadara yakınsa ve sürekli olarak diğer diğer sinir hücresini etkiliyorsa, iki sinir hücresi arasında yeni bir bağlantı oluşur veya mevcut bağlantı güçlenir" kuramında dayanmaktadır.
İnsanlar için yeni bilgiler edinmek kaçınılmaz bir süreçtir ve bu süreçte beyinleri sistematik olarak çalışır. Siz yeni bir şeyler öğrenmek istediğinizde beyninizdeki nöronlar arasında bir bağ kurulur. Nöron bağlarının kuvvetli hale gelmesi ile öğrenme daha kalıcı hale gelir.
Tam öğrenme modeli; Benjamin Bloom tarafından geliştirilen, uygun öğretim ve öğrenme ortamı yaratıldığında her öğrencinin öğrenebileceği fikrine dayanan bir öğrenme modelidir. Tam öğrenme modeline göre öğrencinin bir konuyu öğrenememesi, sorunun kendinde olduğunu göstermez.
Öğrenme için önemli yapılar olan amigdala ve hipokampus buradadır.
Hipokampus, beynin medial temporal lobunda yer alan, hafıza ve yön bulmada önemli rolü olan bölge.
Yaşantısal öğrenme, eğitim, iş ve kişisel gelişim arasında bağ olan bir çatıyı takip eder. Yaşantısal öğrenme, iş taleplerini tanımlayan ve eğitimsel amaçlara uyan bir sistem sunar ve yaşantısal öğrenme metotlarıyla sınıf ve gerçek dünya arasında geliştirilebilen bağlantıları vurgular.
Proje tabanlı öğrenme, öğrencilerin yaşamlarında karşılaşabilecekleri problemleri sınıf ortamında farklı disiplinlerle bağlantı kurarak bir senaryo çerçevesinde çözmeye çalıştıkları öğrenme yaklaşımıdır.
Davranışçı, bilişsel ve yapılandırmacı öğrenme kuramları, öğrenmenin ne olduğuna, nasıl gerçekleştiğine ve nitelikli bir öğretim için neler yapılması gerektiğine yönelik kapsamlı açıklamalarda bulunan temel öğrenme kuramlarıdır.
Tolman; öğrenmenin, organizmanın çevresi hakkındaki bilgi ve bilişleri ve bunlarla kendi arasında nasıl bir ilişki kurduğu ile ilgili olarak gerçekleştiğini söylemiştir. Tolman'ın bu kuramı, Thorndike ve Hull'ın öğrenmenin sıkı bir uyaran - tepki eşleşmesiyle gerçekleştiğini öne sürdükleri kuramlarının karşısındadır.
Sosyal öğrenme kuramı da Albert Bandura tarafından bireylerin nasıl öğrendiklerini açıklamak üzere ortaya atılmıştır.
Tam Öğrenme modeli (Benjamin Bloom) Ek olanaklar verildiğinde her öğrenci öğrenebilir. Bireysel öğrenmeden ziyade grupla öğrenmeye vurgu yapar. Ek öğrenmeler yapılacaksa homojen gruplara bölünerek yapılabilir. Tam öğrenme için her öğrenci hedeflerin en az %70'ine ulaşması gerekir.
Tam öğrenme modeli, öğrenenlere uygun koşullar, uygun teknikler ve uygun zaman sağlandığında öğrenmenin etkin ve verimli olduğu düşüncesine dayanmaktadır. Bloom tarafından geliştirilmiştir. Okulda öğrenme olarak da tanımlanabilmektedir.
Öğretmenlik eğitimlerinde, eğitim bilimleri derslerinden öğretim yöntem ve tekniklerinin içinde yer alan bir konudur. Bloom bu yaklaşımını Carrol'un okulda öğrenme modelinden yararlanarak ortaya çıkarmıştır.Tam öğrenme yaklaşımına göre uygun şartlar sağlandığında herkes öğrenebilir.
Beyinde yer alan nöronlar, öğrenme aşamasında etkilidir. Nöronlar arasında bağ oluşturmak, öğrenmenin gerçekleşmesine yardımcı olmaktadır. Nöronlar arasında yer alan bağlara sinaps adı verilmektedir. Bu bağlar sayesinde öğrenmek ve daha önce öğrenilen bilgiyi hatırlamak mümkün olmaktadır.
Üçlü Beyin Teorisi
İnsan beyninin 3 farklı beynin (ilkel beyin, limbik sistem, neokorteks) bütünleştiği ve belli bir hiyerarşiye sahip olduğuna dayanır. Bir başka ifade ile beyin yapıları 3 kardeşe benzetilmekte ve bu kardeşler birbirini etkileyerek davranışların ve kararların oluşmasında etkili olmaktadır.
İnsan beyni yeni öğrendiği bilgiyi çok kısa süreyle kullanacaksa kısa süreli hafızaya atar. Uzun süreli hafızaya atılan bilgiler ise kalıcı olarak depolanır ve daha sonra kullanılabilir.
Hebbian öğrenme kuralı, "Aynı anda aktif olan nöronlar bir araya gelir" şeklinde özetlenebilir ve çoğu zaman "Ne zaman birlikte ateşler, birlikte telaffuz ederler" olarak ifade edilir.
Duyuşsal Kuramlar
Kişi çevresinden sürekli olarak kendisine ulaşan verileri değerlendirir ve bunun sonucu olarak düşünsel, duyuşsal veya davranışsal tepkide bulunur. Kişinin kendisini yeniden yaratması olarak nitelendirilebilecek öğrenme için davranış, duyuş ve zihin değişmesi gerekir.
II. MATERYAL VE METOD 2.1. Delta Kuralı Bu öğrenme tekniğinde genel kural hedeflenen değerle elde edilen değer arasındaki farkı azaltmaktır. Bu yüzden delta kuralı adı verilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri