Yani ölen kişinin çocukları ve karısı hayattaysa miras onlara kalır. Eğer değillerse kardeşlerine, annesine ve babasına kalır. Ölen kişinin kardeşlerinin, annesinin ve babasının da hayatta olmaması durumunda miras yeğenlere kalır.
“Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar. Mirasbırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır. Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.” denilmektedir.
Eğer miras bırakan tarafından bir ölüme bağlı tasarruf ile mirasçılık sıfatı kazanılıyorsa iradi mirasçılık ortaya çıkacaktır. Kanun koyucu yasal mirasçıları saymıştır. Bunlar kan hısımları(altsoy, ana-baba, büyük ana ve büyük baba, evlilik dışı hısımlar), sağ kalan eş, evlatlık ve devlettir.
Çocuğu olmayan eş; Mirasbırakanın anne-babası ve onların çocukları ile birlikte mirasçı kalırsa, mirasın yarısı eşin, diğer yarısı öbür mirasçılara kalır. Mirasbırakanın nine-dedesi ve onların çocukları ile birlikte mirasçı kalırsa, mirasın dörtte üçü eşin, diğer kısmı öbür mirasçılara kalır.
3. Derece(Zümre) Mirasçılar Kimlerdir? Miras bırakanın 3. Derece mirasçıları büyük ana ve büyük babasıdır. Miras bırakanın, alt soyunun, ana ve babasının alt soy bırakmaksızın miras bırakandan önce ölmeleri halinde, mirasçılar, büyük ana ve büyük baba olacaktır.
İlgili 18 soru bulundu
Mirasçılardan biri satışa onay vermezse, diğer mirasçılar satış için dava açabilirler. Mahkeme, davayı kabul ederse, satışı onaylayabilir ve satışın gerçekleşmesini sağlayabilir.
7.2. Mirasın En Yakın Yasal Mirasçıların Tamamı Tarafından Reddi. TMK' nın 612. maddesi; “ En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.” Bu halde sulh hukuk mahkemesi, mirası iflas hükümlerine göre tasfiye eder.
Yarı yarıya miras bu şekilde bölünür. Anne ve baba sağ değilse o zaman ölen kişinin kardeşleri anne ve baba üzerinden dolaylı mirasçı olular. Kardeşlerin de sağ olmaması ama onların çocuklarının olması durumunda ölen kişinin yeğenleri amcalarının veya dayılarının mirasından pay alabilirler.
İkinci Zümredeki Kardeşler Arasında Miras Paylaşımı
Dolayısıyla, kardeşlerin yasal mirasçı olabilmeleri için birinci zümrede hiçbir mirasçı bulunmaması gerekir. Ana ya da babadan birinin yahut her ikisinin de muristen önce ölmüş olmaları durumunda kardeşler mirasçı olabilir.
Muris, saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal etmemek şartıyla istediğine malvarlığı bırakma hakkına sahiptir. Dolayısıyla baba sağlığında oğluna mal verebilir mi diye bakıldığında, saklı paylı mirasçıların saklı pay oranları ihlal edilmediği sürece bir baba istediği kişiye miras bırakabilir.
Yani ölen kişinin çocukları ve karısı hayattaysa miras onlara kalır. Eğer değillerse kardeşlerine, annesine ve babasına kalır. Ölen kişinin kardeşlerinin, annesinin ve babasının da hayatta olmaması durumunda miras yeğenlere kalır.
Miras bırakanın birinci zümredeki mirasçıları çocukları ve torunlarıdır. Bu sebeple miras bırakanın ölümü anında sağ olan iki oğlu ve torunu birinci zümre mirasçıları, ana babası ile kardeşleri ikinci zümre mirasçılarıdır.
Birinci dereceden ya da birinci zümre mirasçı olarak sınıflandırılan kişilerden biri ölen kişinin öldüğü tarihte hayatta ise ikinci ve üçüncü dereceden mirasçılar mirasa hak kazanamazlar. aynı şekilde üçüncü zümreden bir kişinin mirasa hak kazanabilmesi için mirasbırakanın birinci ve ikinci zümreden hiçbir yakınının ...
Bir kimse öldüğünde nasıl malvarlığı mirasçılarına kalıyor ise borçları da aynen öyle mirasçılarına kalır. Kardeşiniz öldüğünde anne-babası sağ idi ise borç onların, yok onlar daha önce öldü ise borç sizle birlikte diğer kardeşlerin.
Baba vefat ettiğinde tüm çocukları ve ölüm tarihindeki eşi mirası paylaşır. Eşin miras payı 1/4 olur, kalan 3/4 tüm çocuklar arasında eşit paylaşılır. Çocuğun hangi anneden olduğunun önemi yoktur. Eş yok ise, tüm miras çocuklara geçer.
Kural olarak eşlerden biri vefat ettiğinde sağ kalan eş, diğer eşin yasal mirasçısı olacaktır. Aynı şekilde, evlilik birliği içerisinde açılmış olan bir boşanma davası henüz kesinleşmeden bir eşin vefat etmesi durumunda da diğer eş mirasçı olarak kabul edilir.
Mirasın payının kardeşe devri konusunda noter onaylı bir sözleşmeye gerek yoktur. Miras payının kardeşe devredilmesi, her iki taraf arasında yazılı bir sözleşme yapılarak ve bu sözleşmenin her iki tarafın imzalanmasıyla yapılmaktadır.
Medeni Kanunumuz yalnızca eş, altsoy ve son olarak ana ve baba bakımından saklı payın varlığını kabul etmiştir. Bir diğer ifadeyle, yalnızca bu kişiler saklı pay sahibidir. Örneğin kardeşin saklı payı yoktur.
Hukukun bir dalı olan Miras Hukukuna göre; miras bırakan kişinin altsoyu (çocukları, torunları ve torunlarının çocukları) ve eşi esas mirasçılarıdır. Sağ olan eşi ¼ oranında paya sahip olurken, kalan ¾ oranı çocukları arasında paylaştırılmaktadır.
Kardeşler. Dayı, amca, hala, teyze, yiğen. Kuzen. Kimse bulunamazsa Devlet yasal mirasçıdır.
Miras bırakanın hiç altsoyu yoksa, anne ve babası mirasçı olur. Miras bırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır. Yani miras bırakanın kardeşleri halefiyet ilkesi gereği onların yerini alır.
Saklı paylı mirasçılar altsoy ( çocuklar, torunlar, torun çocukları..), anne, baba ve sağ kalan eştir. Altsoyun saklı pay oranı yasal miras payının 1/2'sidir. Anne ve babanın saklı pay oranı yasal miras payının 1/4'üdür. Sağ kalan eş altsoy ile mirasçı olmuşsa yasal miras payının tamamı saklı payıdır.
Mirasçılık belgesi çıkarmak için, mirasçıların tümünün birlikte başvurması gerekmez, her bir mirasçı birbirinden bağımsız olarak başvurabilir ve belgeyi alabilir. Veraset ilamını, mirasçılar haricinde, miras bırakanın alacaklıları da alabilirler.
Mirasçılardan biri imza vermezse, anlaşmanın olmaması nedeniyle her bir mirasçının mahkemeye başvurma hakkı bulunmaktadır. Mahkemeye başvuran mirasçı, sözleşme ya da kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça paylaşma isteyebilecektir.
Medenî Kanunumuz 2 tür mirasçı kabul etmiştir. Bunlardan birincisi doğrudan doğruya kanundan doğan mirasçılıktır ki buna “yasal mirasçılık” denir. İkincisi, miras bırakanın ölüme bağlı bir tasarrufundan, yani iradesinden doğan mirasçılıktır ki buna “atanmış mirasçılık” denir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri