Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından 2008 yılında hazırlanan bir rapora göre Türkiye'de töre ve namus cinayetleri -başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere- en çok büyükşehirlerde gerçekleşmektedir ve sanıkların büyük çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi kökenlidir.
bazı arkadaşlar kırsal kesimlerde yazmış sadece kırsal kesimlerde değil şehirde de oldukça yaygın bu durum.kırsaldan göç eden insanlar beraberinde düşüncelerini de getiriyorlar şehirlere her ne kadar dikkat çekilmemeye çalışılsa da hala devam ediyor ve sanıldığından daha yaygın.
Töre / namus cinayeti; töre baskısı yanında, öç alma duygusu, yanlış dini inanç ve toplumsal değer yargılarından kaynaklanan bir suç türüdür.
Namusla ilgili şiddet ve baskı ya da namusla ilgili suçlar; yasa dışı tehdit, saldırı, çocuk yaşta evliliği kapsayan suçlar ve çeşitli cinsel suçlar gibi çeşitli suçları içerebilir. 1 Haziran 2022'den bu yana namus baskısı da cezai bir suçtur.
Namus cinayeti ise kadınların, aile namusunu ve şerefini kurtarmak amacıyla aile üyeleri tarafından öldürülmeleridir. Namus nedeniyle adam öldürmenin cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.
İlgili 38 soru bulundu
Türkiye'de töre ve namus suçları
Türkiye'deki en yaygın cinayet nedenleri: yasak ilişki, cinsel taciz ve tecavüzdür. Bunun dışında kan davası ve kız alıp-verme meseleleri de önemli nedenler arasındadır.
Eski Türk topluluklarında zamanla kendiliğinden gelişen gelenek, görenek, adet ve normlar, “yusun/yosun” hukukunu oluşturur, kağan'ın iradesiyle “yusun” töreye dönüşürdü. Bu bakımdan “yusun” törenin en önemli kaynağıdır. Töre üç kaynaktan neş'et etmiştir. Bunlar halk, kurultay ve han'dır.
Diğer bir deyişle, namus cinayeti, kadının toplum tarafından dayatılan cinsel normlardan sapılması şüphesiyle öldürülmesidir (Faqir, 2001, s. 66).
Töre kelimesinin, Türk kelimesiyle bir cevherden olması muhtemeldir ve Türk/Törük kelimesi "töre sahibi olan/töreli" anlamında yorumlanmalıdır. Bozkır yaşama tarzı, toplumsal hayatı düzenleyen sözlü hukuk kurallarının oluşumuna kaynaklık etmiştir.
Eski Türkler'de “töre” daha çok devletin kuruluş düzeni ve işleyişi ile ilgili kuralları ifade etmekte ise de, Türkler aile yaşantısı açısından da bu kavramı kullanmışlardır. Bu manada töre “görenek” demektir.
1979'da onaylanan BM Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi'nde 180'den fazla ülkenin imzası var. Ancak bu ülkelerin bazılarında 'töre cinayetleri' hâlâ devam ediyor.
Töreler eski Türklerde kutsal görülür. Belli bir zaman sonra şartlar sebebiyle değiştirilebilse de değiştirilemeyen bazı maddeleri vardır. Bu maddeler adalet, iyilik, eşitlik ve insanlıktır. Cezalar devlet tarafından verilir.
Türk adının bilim çevrelerince kabul edilen ilk kullanımı MS 1. yüzyılda Pomponius Mela ve Plinius adlı Romalı tarihçilerce kaydedilmiştir. Azak'ın doğusunda yaşayan insanlar Turcae/Tyrcae adı ile kayda geçmiştir. "Türk" sözcüğüne yakın ifadeler Çin kaynaklarında M.Ö. 3. yüzyılda geçmektedir.
Türk sözü törü-mek / türemek fiilinden çıkmış olup, törü-mek = türemek = törük = türük = türk şekline dönüş- müştür. Hatta belki de türemiş anlamında “türeyük” kelimesinden de başla- yabiliriz. Bu kapsamda “türeyük” = “türük” = “türk” şeklinden de söz edebiliriz.
Türk Töresi Kitap Açıklaması
Ziya Gökalp ilk kez 1923 yılında yayımlanan kitabında, Türklerin töreyi ne şekilde tanımladığını, töre anlayışlarının nasıl şekillendiğini, töreyle ilgili bilgilerin hangi kaynaklarda ne ölçüde yer aldığını, kısacası Türk töresinin ne demek olduğunu araştırmaktadır.
Onur Şener, 2 Ekim 2002'de Ankara'nın Çankaya ilçesinde sahne aldığı eğlence mekanında 'istek parça' nedeniyle çıkan kavgada boğazı cam bardakla kesilerek öldürüldü. Olaya karışan iş müfettişleri İlker Karakaş, Ali Gündüz, elektrik mühendisi Semih Soyalp ile Gözde Gündüz ve Jale Erberk gözaltına alındı.
Tanah'ta, Habil ve Kabil/Kayin, Adem ve Havva'nın ilk iki oğludur. İlk doğan Kabil bir çiftçi, kardeşi Habil ise bir çobandır. Tanah'a göre Kabil, kardeşi Habil'i kıskandığından dolayı ona karşı kin ve nefret beslemiş, en sonunda da kardeşini öldürerek İnsanlık tarihindeki ilk cinayeti işlemiştir.
Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezasına hükmedilir.
Kâtil, cinayet işleyen kişiye denir. Ayrıca şu anlamlara gelebilir, Katil (film, 1953), Ö. Lütfü Akad filmi.
Töre; bir toplumda yazılı olmayan, gelenekleşmiş kanun ve kurallar. Özellikle halk ağzında hukuk veya mahkeme anlamlarında da kullanılır. Töre sözcüğü Eski Türkçede türetilmek, yaratılmak ve düzenlenmek anlamlarına gelen törü- fiilinden gelir.
Töre (1959) şiiri, Behçet Necatigil'in Dar Çağ (1960) adlı yapıtında yer alır. Dörder dizeden oluşan altı birimlik şiirde, benliğin arzularının bireysel ve toplumsal nedenlerle engellenmesi durumu işlenmiştir.
Türk kelimesinin yazılı olarak kullanılması ilk defa MÖ 1328 yılında Çin tarihinde “Tu-Kiu” şeklinde görülmektedir.
Türk, Turok veya et-Turk (Arapça: الترك ابن يافث), Türk ve Arap mitolojilerine göre tarihen yaşamış ve şimdi de nesillerini devam ettiren tüm Türk halklarının efsanevi atası. Efsaneye göre Türk, Yafes'in oğludur. Yafes ise hem Kitâb-ı Mukaddes'te hem de Kur'an'da adı geçen Nuh'un oğludur.
Bu değerlendirme bizi Türklerin anayurdu Orta Asya bozkırlarıdır sonucuna götürmektedir. Orta Asya'nın sınırları ise doğuda Baykal Gölü'nden batıda Hazar Denizi ve Ural Dağları'na; kuzeyde Sibirya bozkırlarından güneyde Tanrı Dağları ve Gobi Çölü'ne uzanmaktadır.
Türklerde siyasi ve sosyal hayatı düzenleyen yazılı olmayan hukuk kurallarına “töre” denir. 2-Kulaktan kulağa, nesilden nesile aktarılır. 3-Kağan dâhil herkes uymak zorundadır. (töreye kağan dâhil herkesin uyması hukukun üstünlüğünün kanıtıdır.)
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri