Selmân-ı Fârisî, aslen İranlı'dır.
Selmân, Ramhürmüz'de doğdu ve ilk çocukluk yıllarını burada geçirdi. Küçük yaşlarda ailesiyle birlikte buradan ayrılıp İsfahan yakınlarındaki Cey Köyü'ne göç etti. Oğlu Abdullah'tan torunu olan Abdurrahman dedesinin müslüman oluş hikayesini rivayet etmiştir.
Hz. Peygamberin özel iltifatına ve övgüsüne mazhar olan insanlardan biri de Sahabeden Selmân-ı Farisî'dir. Zira onun hayatı, İslâm dininin son ve ekmel din, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) de son peygamber olduğuna dair delillerden biridir.
Ali'ye, Ehlibeyt'e bağlı Kırklar Meclisinin üyeleri arasında bulunan, Hz. Ali tarafından kemerleri bağlanmış olan yüce şahsiyetlerdir. Bunların dışında Salman-ı Pak, bütün ömrünü Ehlibeyt yolunda, Hz. Ali'ye bağlılıkla geçirmiş bir kişidir.
Alevi inancında can kelimesi farklı anlamlarda kullanılmaktadır. “Gelin canlar bir olalım.” veya bir gruba hitap edilirken, “merhaba canlar” gibi ifadeler kullanılmaktadır. Bu iki örnekte can, cinsiyet ayrımı gözetmeme, yani kadın-erkek herkesi ifade etme anlamında kullanılmıştır.
İlgili 35 soru bulundu
Pir, Cem töreni başlar başlamaz, törene katılanlardan rızalık ister. Katılanların tamamının rızalık vermesiyle birlikte Cem Töreni başlar ve Pir, Cemi yönetir. Önce cemaat arasında bulunanların arasında küslük yada kavga varsa o konuşulur.
Berberlerin piri Selman-ı Pak olarak bilinmektedir. Berberlerin piri olarak kabul edilen Selman-ı Farisi hakkında da kesin bilgiler yoktur. Selman-ı Farisi'nin Fütüvvet ve esnaf lonca'larının gelişmelisinde de katkıları olmuş ve berberlerin piri olarak kabul edilmiştir.
Selmân-ı Fârisi (r.a.), Aslen İranlı olup İsfahân yakınındaki Cey kasabasındandır. Peygamber Efendimizin mübarek saçlarını tıraş ettikleri için berberlerin piri sayılmıştır. Müslüman olunca Peygamberimiz (s.a.v.) ona, “Selmân” ismini verdiler ve onu Ebu'd-Derdâ (r.a.) ile kardeş yaptılar.
Yüz yıldan fazla yaşamış kimseleri ifade eden terim. Sözlükte muammer kelimesi “ömrü uzun olan kişi” anlamında olup hadis ilminde uzun süre yaşayan muhaddisler için kullanılır. Seksen yaşını aşmış kişiler zaman zaman muammerûndan sayılmışsa da bu terim daha çok 100-120 yıl yaşayanları ifade eder.
Ömer döneminde Medâin valiliğine getirilen Selmân-ı Fârisî, Hz. Osman'ın hilafetinin sonlarına kadar valilik görevini yürütmüş ve bu sırada vefat etmiştir. [26] Buna göre 35 veya 36 yılının (656) sonu vefat etmiş olmalıdır. [27]Ancak onun bu tarihten önce veya daha sonra vefat ettiği de söylenmektedir.
Selman-ı Farisi hazretleri, eshab-ı kiramın büyüklerinden ve meşhurlarındandır. Ehl-i beytten sayılmıştır. İnsanları Hakka davet eden, doğru yolu göstererek saadete kavuşturan ve kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük âlim ve velilerin ikinci halkasıdır. Hendek savaşından itibaren bütün gazalara katıldı.
Dünya Savaşı'nda Kasım 1915'te Selman-ı Pak'ta Britanyalılar ile Osmanlılar arasında Irak Cephesi'nde yapılan bir muharebedir.
Selman-ı Pak mevkii, Bağdat'ın güneyine 32 km uzaklıktaki bir mevkidir. Asıl adı Cresiphon'dur.
Matematik, astronomi ve tıp bilgini. Fars bölgesinin Dârcirz şehrinden bir vezir ailesine mensuptur; soyunun Hz. Ebû Bekir'e bağlandığı söylenir.
Fransızca coiffeur "kadın ve erkek berberi" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Fransızca coiffe "saç kesimi" sözcüğünden +or son ekiyle türetilmiştir. Türk Dil Kurumu (TDK)'na göre kuaför “kadın berberi, erkek berberi” anlamında kullanılmaktadır.
1929 doğumlu Roza Solak, ablası Anjel ile birlikte Tarsus'ta o dönem kent merkezinde bulunan Çıplak Mahallesi'nde ilk kadın kuaförünü açarak çalışma yaşamına başladı. Kız kardeşler, 1940'lı yıllarda başladıkları kuaförlüğü 1970'li yılların sonuna kadar sürdürdü.
Ali Gür 1954 yılında doğmuş, 1967 Nis Kuaför'de mesleğe ilk adımını atmıştır. Yıllarca beraber çalıştığı ve sanatını öğrendiği Nis kuaförün 1976 yılında işletmeciliğini devralarak bugünkü Ali Gür kuaför salonlarının ilk halkasını ve temellerini oluşturmuştur.
Aleviler, Muhammed'in son peygamber olduğuna, Ali bin Ebu Talib'in ise veliliğine (ya da imamlığına) inanırlar. Aleviler, ibadetlerini cemevinde yaparlar. Günlük ibadetleri Sabah, Akşam ve Gece Gülbeng'idir. Kadir Gecesi'yle bağlantılı olarak üç gün ve Muharrem ayında ise on iki gün oruç tutarlar.
Günümüzde, Anadolu'da Alevî tanımlaması, Türk-Türkmen Alevîlerin yanında, Bektaşîler, Kürt Alevîler, Otman Babalılar, Nusayrîler gibi birçok grubu da kapsamaktadır.
Bayramlarda ilk olarak mezarlık ziyaretine gidilir. Kurban bayramında ve kırkında da bu uygulama devam eder. Mezar ziyareti yapılırken mezarın üstünde mum veya ateş yakılır, genelde kötü ruhların ateşle birlikte yok olacağına inanılmaktadır (KK: 9, 10, 12, 15, 16, 17, 18). Örnek, Anadolu Folklorunda Ölüm, s. 26.
Alevilikte; “Hakk ile bir olmak”, “Hakk ile Hakk olmak” ve “Hakk'tan geldik, Hakk'a gidiyoruz” gibi deyimler kullanılır. Bu nedenle kişi için “öldü” sözcüğü yerine “Hakk'a yürüdü”, “Don değiştirdi” denir.
Ali kapısıdır, hikmeti dileyen kapıya gelsin.” dediğine inanırlar. Bu nedenle Alevi-Bektaşi inancında kapı ve eşik kutsaldır, Ali'yi simgeler. Ali'yi simgelediği için eşiğe basılmaz, oturulmaz ve hatta kutsal mekânların (yatırlar vb.) kapıları ve eşikleri öpülerek içeri girilir.
Alevî nüfusu, Türkiye'de üçte biri İstanbul bölgesinde yaşayan Alevîler'in daha sonra en yoğun olarak bulundukları yöreler arasında Ankara, Adana, Bursa, Antalya, Aydın ve Damal şehirleriyle, Orta ve Doğu Anadolu'da yer alan Erzincan, Sivas, Malatya, Tunceli illeri gelmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri