Mübalağa kelimesinin kökeni Arapça dilidir. Mübalağa kelimesinin Arapça dilindeki karşılığı mubālaġa şeklindedir.
Abartıcılık ya da mübalağacılık; bir şeyi olduğundan daha büyük, daha çok veya daha önemli gibi gösterme tutumu. Abartma kelimesi, bir düşünceyi aşırı derecede büyülterek ya da küçülterek anlatma eylemini belirten sözbilim terimi olarak kullanılır.
Mübalağa etme bir yeteneği, abartmak ise bir eksikliği işaret eder sanki. Zira bu kelime, zihinde oluşturduklarıy- la asıl mefhumu/ meali çağrıştırıyor. Her dil mübalağaya kapı açmıştır.
Edebi eserlerin neredeyse çoğunda karşılaşılan söz sanatlarından biri de mübalağadır. Sözlükte “ulaşmak, son noktasına varmak” anlamındaki mübalağa bulûğ kökünden türemiştir. Bir işe olanca gayretini sarf etmek, ileri gitmek; büyütmek gibi anlamlara gelir. Mübalağa söz sanatının diğer karşılığı abartmadır.
Eski savaşları tasvir için "mübalağa cenk olundu" derlerdi. Roman da bir tür mübalağa sanatıdır belki.
İlgili 27 soru bulundu
Abartma Örnekleri Nelerdir? Mübalağa sanatının oluşabilmesi için anlatılmak istenilen olayın çok fazla veya çok az olacak şekilde kullanılması gerekmektedir. Mübalağa sanatında bahsedilen durumun mantık sınırlarını zorlayacak derecede olması gerekmektedir. Ben senin aşkınla yandım, tutuştum.
sıf. ve i. Abartma huyu olan, mübâlağa etmekten hoşlanan, mübâlağa eden (kimse).
-i mübâlağa: Ateşi söndürme özelliği ile bilinen suyun gönüldeki ateşi söndürmedeki çaresizliği, yani ateşin büyüklüğünden bahsedilip «bu denlü» ifadesi ile aslında bu ateşin bilinen ateşler gibi olmadığı belirtilerek meselenin hakikatte mübalâğa olmadığının izâhı.
edebi sanatlardan biridir.. abartmanın güzel bir amaçla yapıldığı şiirlerde kullanılır... buna kısaca güzel abartma da diyebiliriz... tamlamanın doğru yazılışı hüsn-i mübalağa yani abartmanın güzeli, güzelliği, güzel abartma olacak.
Abartma (Mübalağa): Abartma unsuru konuşma ve yazma dilinde sıklıkla kullanılan bir unsurdur. Kişi, mübalağa ederken yani bir hususu abartırken aslında olmamış bir şeyden bahsediyordur. Benzetme (Teşbih): Benzetme sanatı sayesinde anlatımı kuvvetlendirerek sözün etkisini büyütmek mümkündür.
İbn Kuteybe, mübalağa terimini ilk kullanan edip olduğu gibi onu ifade etmek üzere farklı birçok terimi gündeme getirmiş, ilk defa mübalağanın yalandan farkı ve sanat değeri hakkında, ayrıca istiarede mübalağa bağlamında âyet ve şiirden şâhidler üzerinde yorumlar ortaya koymuştur.
Abartı TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa.
Sevmek; Mübalâga sanatıdır Abartın İsmet Özel | Klasik edebiyat, Edebiyat, Pozitif alıntılar.
O söz sanatlarından biri olan abartma sanatına mübalağa adı verilir.
Hüsn-i ta'lil, nedeni bilinen bir olay, olgu ya da durumun gerçek nedenini bir yana bırakıp; onu hoşa gidecek hayalî bir nedenle açıklama ve anlamlandırma sanatıdır. Her olayı veya olguyu güzel bir sebebe bağlama sanatı da denilebilir.
“Hüsn” kelimesi sözlükte “güzel olmak, iyi olmak” anlamına gelir. Hoşa giden, tatmin eden, göze hoş gelen, hayranlık uyandıran anlamında da “hüsn” kelimesi kullanılır.
Teşhis bir edebi sanat türüdür. İnsan dışındaki varlıkları insan özelliğiyle donatma, kişileştirme sanatıdır. Edebiyat dışında hitabet sanatında (retorik), görsel sanatlarda, dini metinlerde vs. de kullanılır.
Tarizin güzel olması söyleyişteki inceliğe bağlıdır.Bir kişiyi küçük düşürmek amacıyla söylenecek sözü tam tersi olan bir sözle dokundurma yapmak sistemli bir biçimde anlatma sanatıdır. Bir kimseyi iğnelemek, uyarmak veya dikkatini çekmek amaçlı yapılan söz sanatı da denilebilir.
Tevriye, anlamla ilgili edebî sanatlardan biri. Sesteş bir kelimenin bir dizede, beyitte, dörtlükte iki gerçek anlama gelecek biçimde kullanılmasına ve bir sözcüğün yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetmeye tevriye sanatı denir. Örtmek, meramı gizlemek demektir.
Bir olayı ya da durumu veya bir şeyin özelliklerini olduğundan daha büyük ya da küçük göstermeye abartma denir.
Saçma, saçma sapan ve saçmalık olarak ifade edilir. Absürt Örnek Anlatımı: Absürt, son derece mantıksız, uygun olmayan veya uygunsuz, saçma bir istek. Ciddiye almanın imkansız olduğu sözler, saçma sapan, çok saçma maceralar geçiren bir karakter.
Fransızca fiil olan kelime, Latince exaggerare "yığmak, biriktirmek, büyütmek" anlamındaki fiilinden alıntıdır.
Teşbih, "benzetmek" manasına gelir. İfadeyi kuvvetlendirmek için aralarında benzerlik bulunan iki kavramdan zayıf olanın güçlüye benzetilmesidir. Dinî kavramlarda ise Teşbîh, Tanrı'nın şeklen insana benzetilmesi mânâsına gelmektedir.
İstiare, Türk Edebiyatında, bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka varlığının adıyla anma sanatı. Diğer adı eğretilemedir. Benzetmenin iki temel öğesi vardır, benzeyen ve benzetilen. İstiare bunlardan birinin söylenmemesiyle yapılır.
Bu söz sanatına teşbih yani benzetme deniliyor. Zayıf olanı güçlü olana benzetiliyordu. Oysa ne çok kullanıyoruz hayatımızda teşbih sanatını. İstiklal Marşı'nda geçen; “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda” mısrası derinden bir aşk uyandırır içimizde.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri