Öncelikle bilinmesi gereken, kanser hastalığı asla bulaşıcı değildir. Cinsel temas, sağlıklı olan partnere hiçbir şekilde olumsuz etki yapmaz. Özellikle radyoterapi uygulanan hastaların vücudunda radyasyon taşıdığı, tamamen yanlış bir bilgidir. Ne kemoterapi ne de radyoterapi, cinsel ilişkiye engel değildir.
Kanser, cinsel ilişki ile bulaşabilen bir hastalık değildir. Bu sebeple eşler arasında uzaklaşma olmamalıdır.
Hasta, kemoterapi tedavisinden iki-üç gün sonra rahatlıkla cinsel ilişkiye girebilir.
Kanserin gizli sonuçlarından biri de cinselliğe etkisi ve tedaviye bağlı cinsel sorunların ortaya çıkmasıdır. Kanserin cinsel sağlık ve cinsel birliktelik üzerinde güçlü şekilde olumsuz etkisi vardır. Kanseri olan bireylerin % 80'ninde cinsel hayatlarında azalma , % 44'ün partnerleriyle olan ilişkilerinde bozulma olur.
MEDİMAGAZİN - Southampton Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, Viagra da dahil olmak üzere fosfodiesteraz tip 5 (PDE5) inhibitörleri adı verilen ilaçların, özofagus kanseri olan hastaların kemoterapiye yanıt vermesini, potansiyel olarak iyileştirebileceğini buldular.
İlgili 40 soru bulundu
Uzmanlar, fazla seksin sistit gibi rahatsızlıklara yol açabileceğine dikkat çekti. Doktorlar tarafından balayı sistiti olarak adlandırılan rahatsızlık çok sık cinsel ilişki sonucu görülebiliyor. İdrar yolu enfeksiyonları gibi Ağrıya ve yanmaya neden olan balayı sistiti, özellikle çok fazla seks yapanlarda rastlanıyor.
Kadınlarda aşırı cinsel ilişkinin herhangi bir tehlikesi yoktur.
Kemoterapi alan erkekler tedavi süresince ve sonrasında bir süreliğine hamileliğe sebebiyet vermekten kaçınmalıdır, çünkü kemoterapi sperm hücrelerindeki DNA'ya zarar verebilmektedir. Bu, doğum kusurlarına yol açabilmektedir. Partnerinizin hamile kalma ihtimali varsa, doktorunuzdan doğum kontrolü hakkında bilgi edinin.
Günümüzde kemoterapi tedavisi gören birçok kişi normal işlerinde çalışabilmektedir. Ancak bazı hastalar için aynı durum söz konusu olmayabilmektedir. Hastalığın cinsine ve yaygın oluşuna göre farklılık gösteren bu durum, ayrıca tedavide yapılan uygulamaların yoğunluğu ve yan etkileri ile yakından alakalı olmaktadır.
Tedavi sırasında hastadan uzaklaşma
Kanser hastalarında, kemoterapi ya da radyoterapi bir takım yan etkilere neden olsa da onların yakınları ile temasına engelleyen bir durum söz konusu değildir. Hatta hastaların en fazla desteğe ihtiyaç duyduğu bu zorlu süreçte, yakınları onlara daha fazla ilgi göstermelidir.
İçerisinde yapay madde bulunduran besinlerden ve içeceklerden uzak durun. Çorba, yoğurt gibi sıvı besinlerin tüketimine yönelin. Sebze, kurubaklagil, kırmızı et, beyaz et (tavuk, balık) haftanın günlerinde dengeli olarak dağıtın. Kola, gazoz ve portakal suyu gibi gazlı ve asitli içeceklerden uzak durun.
Kemoterapiye bağlı kısırlık oranı: %15-30
Tek, şunları söyledi: "Kemoterapi sonrası infertilite yani kısırlık sıklığı, alınan kemoterapi ilacına bağlı olarak %15-30 oranında görülebilmektedir. Özellikle de kadınların tedavi öncesi dönemde bu açıdan dikkatli değerlendirilmesi gereklidir.
Çok sıcak ya da soğuk duşlardan kaçınılmalı, parfümsüz ve yumuşak bir sabun kullanılmalıdır. Duş sonrasında ise, hassas ciltlere uygun, alkolsüz nemlendiriciler kullanılmalıdır. Tedavi süresince cilt, güneş ışığına karşı dayanıksız hale gelebilir.
Kan kanseri olarak da bilinen lösemi, kemik iliği gibi kan yapıcı dokularda başlayan, vücudun enfeksiyonla savaşma yeteneğini engelleyen kanser türüdür. Leukemia olarak da bilinen lösemi (kan kanseri) öncelikle kemik iliğini, daha sonrasında da tüm organları ele geçirir.
Vücuttaki kan üretim sistemini etkileyen lösemi, en önemli ve ciddi kanser hastalıkları içerisinde yer alır. Bununla beraber löseminin bulaşıcı olmadığını söylemek gerekir.
Löseminin hangi sebeple ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, hastalığın vücutta ortaya çıkmasını tetikleyen çeşitli viral, genetik, immunolojik ya da genetik faktörlerin mevcut olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca çevresel faktörler de hastalığın ortaya çıkmasında pay sahibi olabilir.
Tedavi sonrası ilk 48 saat içerisinde az miktarda kemoterapi ilacı idrar, kusmuk ve diğer vücut salgıları yoluyla vücuttan atılır. Bu kimyasalları kendinizden ve evde diğer insanlardan uzak tutmak önemlidir. Kirlenen çamaşır ve diğer materyaller konusunda ne yapmanız gerektiğini doktorunuza danışın.
Yağlı besinler, kızartmalar, çiğ sebze, salata, fındık, fıstık, ceviz, kabuklu yemişler, çekirdek, brokoli, kuru baklagiller, bezelye, kabak, mısır, karnabahar gibi liften zengin sebzeler ve kayısı, armut, erik gibi meyvelerden uzak durunuz.
Radyoterapi sonrasında PET görüntülemesinin minimum 3 ay sonrasında yapılması önerilirken, kemoterapinin tamamlanmasından en az 2 hafta sonra PET görüntülemesi yapılması daha uygun olacaktır.
Kanser tedavisinin üreme hücrelerine zarar veren bir tedavi olması nedeniyle ülkemizde kanser tedavisi öncesi yumurta veya sperm dondurma işlemlerinin yapılabildiğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr.
Eğer hastalık erken evredeyse yani rahim iç duvarı dışına yayılmamışsa ve hücre tipi çok kötü̈ değilse ilaçla tedavi edilip, kanser geriletildikten sonra hastanın gebe kalması sağlanabilir. Bu durumda progesteron tedavisiyle yaklaşık yüzde 70 oranında başarı elde edilir.
Ancak, birçok çalışmada da, yoğun kemoterapinin yer aldığı tedavinin 1.yılında boy uzamasının dur- duğu, kemoterapi kesildikten sonraki ilk yılda büyüme hızının arttığı ve çocukların çoğunun normal boya eriştiği (catch-up growth) gösterilmiştir.
Cinsel anlamda aktif bir erkeğin sperm üretim döngüsünün devamlılığı için haftada en az 3 kere boşalması gerekir. Düzenli bir cinsel hayatı olmayan erkekler; mastürbasyon yaparak sperm üretim döngülerinin devamlılığını sağlayabilirler. Erkeklerde mastürbasyon yapmayla ilgili bir sınır bulunmamaktadır.
Uzun süre seks yapmayan kadınların vajinaları daralır mı? Uzun süre seks yapmayan kadınların vajinaları diğerlerine kıyasla daha dar değildir. Vajinal kaslar oldukça elastik bir yapıdadır. Cinsel birleşmeden ve doğumdan sonra kasılır ve normal şekillerine yeniden dönerler.
Cinsel ilişki yaşamak isteyen çiftlerden, 30'lu yaşta olanlar haftada 2 kez, 40'lı yaştakiler haftada 1 kez, 50'li yaştakiler 15 günde bir kez, 60 ve üzeri yaş grubundakiler ise ayda bir kez ilişkiye girmeliler.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri