Psikologlar ise aldatma dürtüsünün genetik olduğunu ya da aileden kalıtımsal olarak geldiğini yüzde yüz kabul etmek yerine bunu, çocukluktan itibaren anne ve babadan görülerek öğrenilen bir davranış biçimi olarak açıklıyorlar.
En az yüzde 40'ından genler sorumlu!
Bu veriler karşılaştırıldığında, genlerinin yüzde 100'ü aynı olan tek yumurta ikizlerinin evlilik dışı ilişkilerde benzer biçimde davrandığı ortaya çıktı. Araştırmacılar bu bulguya dayanarak, aldatmanın çevresel etkenlerden ziyade genlerden kaynaklandığı sonucuna vardı.
Aldatma Geni İddiası
İsveçli bir grup bilim adamı sosyal hayattaki davranışlarda belirleyici olan vasopressin hormonu üzerinde etki olan bir genin; erkekleri aldatma, partner'leri ile zayıf ilişki kurma ve evlenmemeye yönelttiğini öne sürüyor.
Zina eden annenin veya babanın çocukların üzerindeki velayet hakkı değişmez. Zina eden tarafın kim olduğu velayetin kime verileceği ile ilgili bir sonuç ile ilişkilendirilemez. Velayet kavramı ile boşanma sebebi olan Zina kavramı birbirinden farklı iki kavram olarak algılanır.
Her türlü ihanetten sonra, evliliğin kurtulma ihtimali vardır. İhanet evliliği ciddi şekilde sarsar, ancak bazen ihanetten sonra evliliğin daha iyiye gittiği bile görülür. Esas olan, ilişkinin aldatmadan önceki kalitesidir. Daha önce ilişki iyiyse, böyle bir evliliği sürdürmek için çaba gösterilmelidir.
İlgili 26 soru bulundu
Neler TMK 161 kapsamında aldatma (zina) sayılır, Yargıtay kararlarından anlaşılır. Aldatmayı affeden eşin boşanma davası açma hakkı düşer. Aldatma (zina) eyleminin delilleri Yargıtay kararlarında belirtilmiştir.
Sonda söyleyeceğimizi, baştan yazalım: Aldatmak, bir kişilik bozukluğudur ve genellikle partnerle ilgili değildir. Ama bu korkuyla yaşamak; sizi de, ilişkiyi de bitirir. Kuşku genellikle korku duygusundan beslenir. İnsanı sürekli olarak olumsuz düşüncelere yöneltir.
Aldatma Türleri
Aldatma, fiziksel, duygusal, zihinsel olmak üzere üç farklı şekilde görülür. Fiziksel aldatma, bireylerin partnerleri dışında biriyle fiziksel temasta bulunması, cinsel birlikteliğe girmesidir. Duygusal aldatma ise bireylerin partnerleri dışında birine duygusal yakınlıkta bulunması, aşık olmasıdır.
Aldatma travmasında eşler acı azaltılmadan ve aldatma sebepleri anlaşılıp değerlendirilmeden evlilikleri ile ilgili devam ya da bitirme kararı almamalıdırlar.
Yeni Türk Ceza Kanunu'na göre aldatma suç olarak düzenlenmemiştir ve cezai bir yaptırımı yoktur. Bu nedenle aldatan eşin cezai bir sorumluluğu bulunmadığından suçlu sayılmamaktadır. Ancak aldatma, bir eşin diğer eşe karşı işlemiş olduğu bir haksız fiildir.
İnsanlık tarihi kadar eski bir kavram olan çapkınlığın genetik, biyolojik, psikolojik ve sosyo kültürel faktörlere bağlı, çok yönlü bir evrensel durum olduğu bildiriliyor. Bazı ailelerde babadan oğula veya ailece o sülalenin erkek veya kadınları sürekli partner değiştirebiliyor, hiperseksülel olabiliyorlar.
Psikiyatr Onur Okan Demirci, her iki cinsiyette de bulunan vazopressin ve oksitosin hormonlarının 'aldatma' üzerinde etkisi olduğunu söyledi. Demirci'ye göre bu iki hormon seviyeleri düşük olan kişiler aldatmaya daha meyilli.
"Duygusal boşluk, cinsel ihtiyaçlar, evlilik hayatının rutin olması, cinsel hayata renk getirmek, yeni bir heyecan yaşamak, aldatmanın artık bir alışkanlık haline gelmesi, eşle yaşanan iletişim sorunları gibi nedenler aldatmaya neden olabilir.
Trakya Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Yrd.Doç.Dr. Hakan Gürkan, hormonları beynin kontrol ettiğini belirterek, "Beynimizdeki aşk işlevini genlerimiz kontrol ediyor. Dolayısıyla aşkın temelinde aslında genlerimizin kontrol ettiği sinir hücrelerimizin olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
Yalan söylemek başlı başına bir aldatmadır. Eşlerin birbirlerinden gizledikleri sırlarının olması, söylenmesi gerekten bir şeyin saklanması da bir tür yalandır. Bazı durumlarda eşler karşılaşacakları tepkiden rahatsızlık duyacakları için yalan söyler ya da sır saklarlar.
Aldatılma sonrası cinselliğe devam etmek, aldatılanın özgüvenini kazanmak ve kaybetmekten korkmasının göstergesidir. Cinsellik yaşamaya devam etse de duygusal olarak kendisi ile çatışır. Bu süreçte aldatılan istemediği sürece cinsellik yaşanmaması gerekir ancak aldatılan cinselliği koz olarak kullanmamalıdır.
Bilim insanlarına göre “bir kez aldatan kişi, mutlaka yeniden aldatır,” klişesi geçerliliği olan bir söylem değil. Evet, daha önce partnerini aldatan kişilerini yeni bir ihanete yelken açma olasılıkları, aldatamamış kişilere kıyasla 3 kat daha fazla.
Eğer aldatan taraf yumuşak ve uyumlu davranışlar sergiliyorsa aldatılan kişi affetmeyi tercih edebiliyor. Fakat aldatan kişinin davranışları katı ve uyumsuz (hata yaptığını reddetme veya sorun yaratan davranışları sürdürme gibi) olarak algılanırsa aldatılan kişi karşı tarafı affetmemeyi seçebiliyor.
Dört çeşit aldatma olduğunu belirten ve onları; “1- Pasif aldatma: Kişinin partneri dışında ikinci bir şahısla girmiş olduğu herhangi bir paylaşım veya hoşlantıdır. 2- Aktif aldatma: Genelde ilişki için karar alınması gereken bir durumdur.
8-Sosyal Medya üzerinden mesajlaşmak zina mıdır? Sosyal medya üzerinden bir başkasıyla yazışmak, cinsellik içeren görüntüler paylaşmak, sexting yapmak eşi aldatmak olarak sayılsa da fiziki olarak cinsel birleşme gerçekleşmediğinden zina olarak kabul edilmeyecektir.
Eğer aldatıldıysanız ve bu durumun ne zamandır olduğunu merak ediyorsanız, muhtemelen sandığınızdan daha uzun bir süreyle karşılaşacaksınız. Henüz üçüncü bir kişi yokken, ilişkiniz yolunda gözüküyorken verilen küçük işaretler, aldatmanın başlangıcı sayılabilir.
Uzaklık, merak, ilişkisindeki mutsuzluk, hayranlık, heyecan arayışı gibi etmenler duygusal aldatmayı doğurur. Ağırlıklı olarak kadınlarda görülür. Kendi ilişkisindeki boşluğu, yanlış evliliğinin eksikliğini, kendilik değerini bu tip bir ilişki şekliyle doldurmaktır.
8. Aldatma, herkes için geçerli; cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, sosyal ve ekonomik düzey ve kültür ayrımı bulunmuyor. 9. Narsisistik ve borderline yapıdaki kişiler aldatmaya daha fazla eğilim gösteriyor. 10. Depresyon ve bipolar kişilik bozukluğu gibi psikolojik nedenler aldatmaya yol açabiliyor.
ALDATAN ERKEKLERİN YÜZDE 66'SI SUÇLULUK DUYUYOR
Onlar duygularına hakim olup daha sonra onlarla başa çıkabiliyorlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri