Göstergebilim ise, anlam üzerine kurulan bir bilim dalıdır. Bu nedenle de bize anlam veren her şey göstergebilimin alanına girer. Dil, resim, mimari, afiş, sinema, edebiyat, tiyatro, trafik işaretleri, işaret dili, jestler, alfabe, sağır ve kör alfabeleri, mimikler vs. göstergebilim alanına girer.
Göstergebilim, semiyotik veya semiyoloji; göstergelerin yorumlanmasını, üretilmesini veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün faktörlerin sistematik bir şekilde incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır.
Çağdaş anlamdaki genel göstergebilimin birbirinden habersiz iki öncüsü vardır: Bunlardan biri Amerikalı Peirce, öbürüyse Avrupalı Saussure'dur.
Barthes'a göre göstergebilim dilbilimin bir alt dalını oluşturur. Barthes, göstergenin kendisinin o şey olmadığı halde, o şeyi çağrıştırarak iletişim yaratan bir araç olduğunu savunur. Gösteren ve gösterilen göstergeyi oluşturmaktadır.
Göstergebilim en genel tanımıyla "gösterge" kavramını ele alan, gösterge türlerini ve göstergelerin anlam üretme koşullarını inceleyen bilim dalıdır.
İlgili 26 soru bulundu
1960'ların ikinci yarısında ise Roland Barthes geliştirdiği gösterge kuramıyla müstakil bir göstergebilimin kurucusu olarak kabul görmüştür. Bu çalışmadaki amacımız göstergebilimin ilk felsefi metinlerden günümüze gelen dil felsefesi içerisindeki tartışmaların sonucunda nasıl ortaya çıktığını betimlemektir.
Çağdaş göstergebilimin bağımsız bir bilim dalına dönüşmesini sağlayan kişi Charles Sanders Peirce' tür. Peirce, semiotic adını verdiği göstergelerin biçimsel öğ- retinin bütün olguları kapsayan bir göstergeler kuramı olduğunu öne sürmüştür.
Göstergebilim, anlatısal metinlerin yapısal özelliklerini ortaya koyarak onların nasıl yapılandırıldıklarını inceleyen bir çözümleme yaklaşımdır. Metinleri yapılandıran anlamsal ve söylemsel düzlemleri belirle- yerek anlatının gramerini ortaya çıkarmayı sağlar.
Roland Barthes, bu alanda çeşitli teoriler geliştirmiş ve öne sürdüğü beş farklı anlam sistemiyle göstergebilimsel çözümleme açısından detaylı analiz yapma olanağı sağlamıştır. Göstergebilimde kodlar, anlamın açık olmadığı iletişim ortamlarında anlamın yorumlanmasında tercih edilen sistemlerdir (Berger, 1995).
Göstergebilim bir bilim dalı olarak 19. yy'ın sonlarında Avrupa ve Amerika'da ortaya çıkmıştır. Ancak göstergebilimin inceleme konusu olan gösterge kavramı üzerine yönelim daha eski dönemlere uzanır.
Gottdiener'e (2005) göre toplumsal göstergebilim, temelinde kültürün göstergebilimsel çözümlemesini amaç edinmiş bir çözümleme yaklaşımıdır.
Göstergebilim, dilsel ya da görsel öğe fark etmeksizin işleyişini sürdürür. Bu işleyişte kullandığı nesneleri ve olguları farklı açılardan değerlendirir. Göstergebilime dayalı analiz yapılırken yazılı ve görsel öğeler, kültür, sosyal durum, dil, din ve coğrafya gibi birçok değişkenle birlikte değerlendirilir.
İmge göstergebilimi, imgeyi gösterge yapan özellikleri ve imgenin anlamlandırılmasını inceler. Görüntüsel gösterge, göstergebilimsel çözümlemede birinci plandadır. Bu inceleme yöntemi göstergeleri, anlamlandırma biçimi açısından ele alınır.
Göstergebilim ise, anlam üzerine kurulan bir bilim dalıdır. Bu nedenle de bize anlam veren her şey göstergebilimin alanına girer. Dil, resim, mimari, afiş, sinema, edebiyat, tiyatro, trafik işaretleri, işaret dili, jestler, alfabe, sağır ve kör alfabeleri, mimikler vs. göstergebilim alanına girer.
Göstergebilim dersi öncelikle öğrencileri göstergebilim ile tanıştırmayı hedeflemektedir. Bu anlamda göstergebilim her türlü sözlü, sözsüz ve görsel kaynağı bir metin olarak ele almaktadır. Göstergebilim dersi öğrencilere bu metinleri okumayı ve böylece yeniden üretmeyi göstermeyi hedeflemektedir.
Göstergebilim, her biri birer 'metin' olarak kabul edilen olayların, olguların ve/ya şey'lerin insan ve dünyayla olan ilişkilerini ve bağıntısını inceler. İmgelem yüklü metinlerin taşıdığı gösterge ve başka imgelere ve olgulara yaptığı göndermelerin tarihsel, toplumsal ve metinsel bağıntılarını ele alır.
Göstergebilim, dilbilimsel metotları nesnelere uygulayan, her şeyi (oyunlar, jestler, yüz ifadeleri, edebiyat eserleri, müzik parçaları…) dille betimlemeye ve dilsel olmayan bütün olguları da dil metaforuna dönüştürerek açıklamaya çalışan bir bilimdir.
BİRİNCİ ÖBEK: • Nitel gösterge: Duyumladığımız bir niteliği ifade eder. Örneğin bir resimdeki kırmızı leke. Tekil gösterge: Tek ve belirtili bir durum ya da varlığa gönderme yapan göstergedir. gösterge: genellemeyi ifade eder.
İletişimde Gösterge Neye Denir? İletişim esnasında kullanılan tüm kelimeler ve o kelimelerin ifade ediliş biçimleri göstergeleri oluşturur. Fotoğraf, simge, jest ve mimikler ise dil dışı göstergelerdir.
Kendisinden başka bir şeyin yerini tutan, daha doğrusu, kendi dışında bir şey gösteren her çeşit biçim, nesne, olgu vb. gösterge diye adlandırılır. Söz gelişi, fotoğrafımız bizim yerimizi tutan bir göstergedir. Göstergeler; sözcükler, imajlar, sesler, jestler veya nesneler biçiminde bulunabilir.
Barthes, göstergebilim analizinde mitler üzerine vurgu yapmaktadır. Mit, insanların gerçeklik arayışının bir sonucu olarak ortaya çıkan açık- lamalar olarak tanımlanmaktadır. Mitler, gerçekliğin birer temsilini ifade etmektedir.
Gösterge, gösterilen ve gösteren olmak üzere iki yönlü bir ilişki ihtiva eden dil bilimsel bir terimdir. Dil, bu göstergelerin bir dizge içinde bir arada bulunmasıyla ortaya çıkar. Göstergenin gösterilen kısmı göndergelerin zihindeki yansımasını anlatır, gösterenler ise bu zihindeki yansımanın dille ifadesini anlatır.
Ferdinand de Saussure'ye göre göstergeler, birbiriyle karşılıklı ilişki içerisinde olan görüngü (gösteren, ifade) ve imge (gösterilen, içerik) olmak üzere iki boyutludur. Özetle harfler (okunan, yazılan) ve sesler (duyulan, söylenen) görüngü boyutuyken; imâ edilen ve zihinde canlanan ise imge boyutudur.
Saussure, dilsel göstergeleri, anlamları ilişkilendirilen ses birimleri olarak kavramaktadır. Ayrıca dilsel göstergeleri, anlamları ele alınabilen biçimler olarak ve konuşmacının bu dilsel biçimleri diğer dilsel biçimlerle “Parole” kavramı aracılığıyla anlaşılabilir hale gelen dilsel ifadeler olarak anlatmaktadır.
İki kişi konuşurken konuşanın zihninde tasavvur eden kavramları göstergenin tasarımı olarak düşünülür. Bundan sonra kavram için gösterilen, işitim imgesi için gösteren, bütünü belirtmek için gösterge sözcüğünü kullanır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri