Kararmış muz, içeriğinde yoğun oranda demir bulundurur. Bu özelliği sayesinde kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna yardımcı olarak kansızlık probleminin ortadan kalkmasını sağlar. Kısacası, kararmış muzu da kan yapan besinler arasına dahil etmekte hiçbir problem olmayacaktır.
Muz alırken genellikle rengi sapsarı, ne çok sert ne de çok yumuşak olmayanlardan almaya özen gösteririz. Üzerinde kahverengi lekeleri olan, kararmaya başlamış muzlar tercih sebebi olmazken, evde beklemekten kabuğunda lekeler çıkmaya başlayan ve yumuşayan muzlar ise çürüdüğü düşünülerek çöpe atılıyor.
Sosyal medyada son zamanlarda dolaşan "Muzun kararan kısımlarında canlı bakteriler var" sözleri gündem olmuştu. Sosyal medyada yayılan bu tartışmalara Genetik Mühendisi Dilara Sarı son noktayı koydu.
Yüksek miktarda etilen, muzlardaki sarı pigmentlerin enzimatik esmerleşme adı verilen bir süreçte karakteristik kahverengi lekelere dönüşmesine neden olur. Muz, çürüyene kadar etilen üretmeye devam eder.
İlgili 31 soru bulundu
Kararmış muz, içeriğinde yoğun oranda demir bulundurur. Bu özelliği sayesinde kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna yardımcı olarak kansızlık probleminin ortadan kalkmasını sağlar. Kısacası, kararmış muzu da kan yapan besinler arasına dahil etmekte hiçbir problem olmayacaktır.
Muz düşük sıcaklığa hassastır. Depolama koşulları için en uygun sıcaklık 14-16°C'dir. Bu nedenle çalışma sıcaklığı yaklaşık 4°C olan buzdolapları muzun saklanması için uygun bir ortam değildir. Muzun rengindeki değişim öncelikle kabuğunda ortaya çıkar.
Muzun genellikle erken saatlerde tüketilmesi tercih edilir. Bu şekilde tüketmek daha sağlıklı olmaktadır. Geç saatlerde ölçüsüz bir şekilde tüketilen muz sağlık açısından risk oluşturabilir. Bu nedenle diyetlerde gece saatlerinde muz önerilmemektedir.
Potasyum bakımından daha az olduğu için benekli muzun çok fazla tüketilmesi tavsiye edilmez. Daha çok şekerlendiği için yeşil muza göre daha lezzetli olsa da vitamin ve mineraller bakımından oldukça fakirleşir. Ancak yine rafine şeker tüketmek yerine şeker ihtiyacını karşılamak için benekli muz tüketilebilir.
Muzun yapısında bulunan enzimler muzu sıcak havalardan koruyacak özelliktedirler. Bu nedenle soğuk bir ortamda saklandığında muz kolayca bozulabilmektedir. Muzun bozulması; muzun hızlı bir şekilde olgunlaşarak kararması ve çürümesi şeklinde gerçekleşir.
Adı geçen hastalık etmeni fusarium adlı bir mantar olup, bu mantar bitkide kök ve iletim demetlerini tıkayarak solgunluk hastalığına neden olmaktadır. Basına düşen bilgiler bu etmenin yeni bir ırkı olan (Tropical Race) TR4'tür. Bu hastalık Panama hastalığı olarak da bilinir.
Muzlar olgunlaştıkça etilen hormonunu daha fazla üretir. Bu da muzun çok fazla olgunlaşmasını sağlar. Yüksek miktarda etilen hormonu, muzdaki sarı pigmentlerin esmerleşmesine neden olur.
Muz, kasların gelişimi için önemli bir element olan potasyumca (K+) zengin bir meyve. 150 gramlık bir muz, yaklaşık 450mg civarı potasyum taşımaktadır. Muz, potasyumun doğal izotopunun (K-40) varlığından dolayı hafif radyoaktiftir.
Genellikle olgunlaşmış muz, buzdolabında 1 ve 2 hafta süresince taze bir şekilde kalabilir. Muz, buzdolabında veya buzlukta doğru bir şekilde saklanırsa eğer, 1 ve 2 aya kadar tazeliğini koruyabilir.
Muzlu smoothie, muzlu ekmek veya kek, muzlu dondurma, muzlu pankek veya waffle, muzlu granola, muzlu yoğurt ve muzlu salsa gibi lezzetli tariflerle ezilmiş muzları harcamadan kullanabilirsiniz. Bu şekilde, yiyecek israfını önlemiş olur ve aynı zamanda sağlıklı ve lezzetli atıştırmalıklar elde edebilirsiniz.
Muz, güneş ışığından ve yüksek sıcaklıktan korunması gereken bir meyvedir. Oda sıcaklığında bekletilen muzlar 3-4 gün boyunca tazeliğini korur. Marketten veya pazardan aldığınız muzları eve geldiğinizde plastik poşetlerinden çıkartın. Plastik torbalar nemli olduğu için muzun daha çabuk çürümesine yol açar.
Ancak aynı muz akşam yemeğinden sonra tüketilirse ve ardından yatılırsa yağ olarak depolanacağı için sağlıksızdır."
Küflenmiş ekmek, çürümeye yüz tutmuş meyveler ve diğer küflü besinler kanserojen madde içerdiği için kesinlikle tüketilmemelidir.
Eğer yeterince olgun olmamış muz yerseniz, şiddetli bir mide ağrısı ile karşılaşabilirsiniz. Ayrıca karın ağrısı ile birlikte bulantılar ile de karşılaşabilirsiniz. Olgunlaşmamış muzu vücudunuz sindirmek için uzun bir süre çalışır ve yüksek miktarda nişasta içerir.
Muz meyvesi yılın her ayında tüketilen bir meyve olsa da aslında bir kış meyvesidir. Sonbahar aylarında yetiştirilmeye başlanan muzun hasat zamanı ise, ilkbahara aylarına kadar devam eder. Muzun en çok tüketilmesi gereken aylar ise kasım, ekim, ocak, aralık, şubat ve marttır.
Bu noktada “muz kabız yapar mı?” sorusu merak kazanır. Ham muzun, sindirimi zorlayacak miktarda nişasta içermesi sebebiyle kabızlık yapabilme ihtimali bulunsa da olgunlaşmış muzun çözünür lif içeriği bağırsak hareketliliğini arttırmaya yardımcı olur.
Yumuşamış ve kararmaya başlamış muzları sakın çöpe atmayın. Çünkü onları aşağıdaki şekillerde değerlendirebilirsiniz. Muzların kabuklarını soyup ikiye bölün ve dondurun. Dondurulmuş muz parçalarını dondurma niyetine çocuklarınıza yedirebilirsiniz.
Hem ülkemizde hem de dünya genelinde sık tüketilen meyvelerden biri olan muz, olgunlaşma sürecini tamamladıktan sonra kararma yapmaktadır. Özellikle kabuğu soyulan bir muz 30 dakika içinde tüketilmezse hızlı bir kararma süreci yaşar. Bu yüzden muzu mutlaka kabuklu olarak saklamalıyız.
Henüz olgunlaşmamış, ham muzu olgunlaşma sürecini tamamlayabilmesi adına dışarıda oda sıcaklığında saklamak daha doğru iken olgunlaşmış ve kararmaya başlamış muzu buzdolabında veya buzlukta saklamak doğru bir tercih olacaktır.
Muz buzdolabında saklandığında olgunlaşma süreci yavaşlayacak, daha uzun süre kararmadan kalacaktır. Olgunlaşmış muzları da buzdolabına kaldırarak kararma süreçlerini yavaşlatabilirsiniz, unutmayın. Muzları mümkünse buzdolaplarının sebzelik bölümünde saklamalısınız.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri