Ağzın sürekli açık kalarak nefes alınması sebebi ile diş yapılarında bozukluklar, çene eğrilikleri, ağız içinde yapışkan ve rahatsız edici materyallerin oluşması, ağız kokusu ve aşırı horlamaktır. Sürekli ağzından nefes alan birinin sesi de zamanla değişecektir.
Düzenli olarak ağızdan nefes almak doğru değildir ve bir takım ağız sağlığı komplikasyonlarına neden olabilir. Ağzınızdan nefes aldığınızı düşünüyorsanız, diş hekiminize ya da doktorunuza danışın.
En faydalı ve doğru nefes, her iki burun kanalından birden eşit oranda, farkındalıkla ve kontrollü olarak yavaş yavaş alınan nefestir. Ağızdan nefes alındığında oksijenden yeteri kadar istifade edilemez. Bunun nedeni nefesin vücuda girişini sağlayan kanallarının burun deliklerinden başlıyor olmasıdır.
Ağız solunumu, yanlış bebek beslenmesi gibi fonksiyon bozukluklarına bağlı anomaliler de oluşabilmektedir. Özellikle ağız solunumu hem dişler hem de çene yüz iskeleti üzerinde kalıcı değişikliklere neden olabilmektedir.
Nefes almak için ağız değil, burun kullanılır. Öncelikle derin alınan, uzun verilen nefes doğru nefestir. Aldığımız nefesin büyük, derin ve yavaş olması önemlidir. Bunu da ancak burun solunumu ile gerçekleştirebiliriz.
İlgili 43 soru bulundu
Nabız hızlanır, tansiyon yükselir. Kişi daha sık nefes alıp verme ihtiyacı duyar. Burun tıkanıklıkları, her zaman bu kadar şiddetli olmayabilir fakat yine de ciddi burun tıkanıklıklarında kandaki oksijen satürasyonunun düşeceğini ve daha sağlıksız bir yaşam sürüleceğini de unutmamak gerekiyor.” açıklamasında bulundu.
Yanlış Nefes Alışkanlığı Sağlığınıza Zarar Verir!
Her şeyden önce yanlış nefes alıp vermek, kalbin iş yükünü artırır. Bu da organlarımıza yeterince oksijen gitmemesine, kan basıncının hızlı şekilde yükselmesine ve nefes darlığına neden olur.
En doğru nefes alma şekli, solunum esnasında diyaframınızdan faydalanmaktır. Diyafram nefesi almaya alıştığınızda derin nefes alamama sorunundan kurtularak kendinizi rahatlamış hissedebilirsiniz. Diyafram nefesi alırken karnınızdaki boşluğun genişlediğini hissedersiniz.
Ağız solunumu yapan bireylerde ağız açık olduğu için dil alt çenede yer alır ve damağa destek olamaz dolayısıyla üst çenede büyüme yavaşlar ve üst çene küçük kalır. Üst çenenin daralmasına bağlı olarak alt çene kapanış esnasında sağa ya da sola kayabilir. Alt çenenin kayması çene eklemini zorlayan bir durumdur.
Gece boyunca ağızdan nefes almak uyku kalitesinin düşmesine, horlamaya ve stresin artmasına neden olabilir. Ağızdan nefes almanın periodontal hastalıktan metabolik bozukluklara kadar tüm zararlı etkilerini gösteren çok sağlam bir bilimsel temel var.
Beyindeki kan damarları beynimize ihtiyaç duyduğu oksijeni taşırlar. Beynimiz herhangi bir nedenden dolayı 4 dakika veya daha uzun süre oksijensiz kalırsa beyin hücreleri ölmeye başlar ve kalıcı beyin hasarı meydana gelebilir.
Burun ve sinüslerde damarların genişlemesini sağlayan nitrik oksit (NO) oluşur ve bu, burun solunumu esnasında hava akımı ile alt hava yollarına ilerler. Akciğere ulaştıktan sonra kan akımı ile damarların fonksiyonlarının düzenlenmesini sağlar. Kalp sağlığına ve cinsel sağlığa yardımcı olur.
5 dakikadan daha fazla oksijensiz kalan beyin hücreleri ölmeye başlar ve daha ağır belirtiler oluşur. Bu durum koma, nöbet ve ölüme kadar gidebilir.
Nefes verdikten sonra, nabzınızı 30 saniye sonra tekrar kontrol edin. Nefesinizi 40 saniyeden az bir süre tutabildiyseniz, solunum sisteminiz pek iyi değil demektir. Ortalama sonuç 40-49 saniye olmalıdır. Nefesinizi 50 saniyeden fazla tutabiliyorsanız gerçekten iyi durumdasınız.
Tıkanık burun; sinüzit, kulak iltihabı, kulakta sıvı birikimi, farenjit(boğaz tahrişi), larenjit(ses kısıklığı), bronşit(bronş iltihabı), yumuşak damak sarkması, horlama ve uykuda nefes durması hastalıklarına neden olabilir.
Günlük hayatı olumsuz etkileyen burun tıkanıklığının nedenleri arasında genelde grip, soğuk algınlığı, virüsler ve sinüs gibi küçük hastalıklar vardır. Bu sebepler burnun içini kaplayan dokuların tahrişine, iltihaplanmasına, şişmesine ve mukus üretimine neden olur bu da burun tıkanıklığına neden olur.
NEFES TUTMAYI BİLMEK GEREK
Dikkat edin, bilinçsiz nefes tutma çalışmaları fayda yerine zarar verebilir. Gereğinden fazla nefes tutmak bedenin doğal biyokimyasına zarar verebilir. Indian Journal of Psychiatry'de yapılan bir çalışmada sürekli nefesini tutan çocuklarda davranış bozukluğu olduğunu ortaya koydular.
Diş teli tedavisinin yüzü değiştirme ihtimali bulunsa da şeffaf plakların belirgin değişikliklere neden olmadığı bilinir.
Ağızdan nefes almak; şiddeti yüksek egzersizlerde oksijen azlığının söz konusu olduğu durumlarda alınan oksijeni artırmak için kullanılır. Burun, yabancı maddeleri filtre eden karmaşık ve son derece işlevsel bir organdır. Nefes burun deliklerinden girerken nemlenir ve beden ısısına uygun hale gelir" şeklinde konuştu.
Burundan solunum yapmak sinüslerdeki nitrik oksit seviyelerini arttırır, daha sağlıklı uyumanıza, daha iyi bir hafıza ve daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmanıza yardımcı olur. Ağız solunumu sizi bakterilere açmanın yanında, horlama ve uyku apnesi gibi durumlara yol açar.
Solunumun temel organı akciğerlerdir.
Hiperventilasyonun Gözlenen Etkileri
İlk olarak aşırı nefes alma işi fiziksel olarak yorucu bir durumdur. Bu nedenle de kişi sıcaklanır, ateş basabilir ve terleyebilir. İkinci olarak fazla nefes alıp vermek yorucu olduğu için yorgunluk ve tükenmişlik hissi yaşatabilir.
Bir kişi sağlıklı bir oksijen-karbondioksit dengesini koruduğu sürece bu durum sorun değildir. Ancak insanlar aşırı iç çektiklerinde hiperventilasyon gibi vücutta kronik olarak düşük karbondioksit seviyelerine sahip olma riski taşırlar.
İnsanların çoğu kendilerini duygusal hissettiklerinde iç çekerler. Bilimsel bir tanım olarak iç çekme derin bir nefes alma anlamına gelmektedir. Bunun yanında vücut için bir sıfırlama olarak da görülür. Bu sıfırlama nefesi düzenler, kaslardaki gerginliği ve solunumdaki düzensizliği azaltır.
Oksijen yetersizliği ölümcül olabileceği gibi, karbondioksit fazlalığı da aynı oranda tehlikelidir. Bu atık madde akciğerlerden temizlenmediği zaman, karbondioksit birikmesi kanı asitli bir hale getirecek ve kas spazmları, yönünü kaybetme, hızlı kalp atışı ve nihayetinde ölüm baş gösterecektir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri