Uzman Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı M. Berk Karaoğlu, aşkın yalnızca gençlik ve ilk yetişkinlik döneminde yaşanabileceğine dair genel bir kanı olsa da aslında aşkın birçok farklı türünün her yaş grubunda yaşanabileceğini söyledi.
Willy Passini, şu açıklamada bulumayı ihmal etmiyor: ''Bunlar olur, çünkü tabiat ananın kuralı. 50'sinden sonra yaşanan aşk da çoğu zaman geçici değildir. Gruptaki erkeklerin önemli bir bölümüyse eşlerine duydukları aşkın yeniden dirildiğini belirttiler.
Aşkın yaşı yoktur. İster 20, ister 40, ister 60 yaşında ol. Yinede aşık olabilirsin. Çünkü duygular zihnimizden değil, kalbimizden çıkar.
Yapılan araştırmalara göre bireyler cinsel kimliklerini keşfetmeye başlamaları ile birlikte âşık olma davranışlarını göstermeye başlar. Çocukların cinsel kimliklerini keşfetmeye başlama yaşı ise genellikle 5-6 yaşlarıdır. Bu nedenle bir çocuğun âşık olma davranışını 10 yaşında göstermesi sürpriz sayılmaz.
50 - 55 YAŞ ARALIĞI
Gece terlemesi, sıcak basması, hafif sinirlilik bu şikayetlerden bir kaçıdır. Östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak, saç tellerinde kalitesizlik, azalma, dudak üstü çizgilerinde artma, ciltte kuruluk ve hassasiyetlik, sarkma ve kırışıklıklar görülmeye başlar.
İlgili 33 soru bulundu
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 45-64 yaş arası dönem orta yaş, 65-74 yaş arası dönem yaşlılık, 75-89 yaş arası dönem ihtiyarlık, 90 yaş ve üstü yaş ise ileri ihtiyarlık olarak sınıflandırılmaktadır (Arpacı, 2005).
25 yaşından itibaren ciltteki kolajen üretiminin azalması, elastikiyetin azalmasına yol açar. Daha az kolajen üretimi demek, göz kapaklarının sarkmaya başlaması ve kaç çatma gibi mimik çizgilerinin daha belirgin olması anlamına gelir. Kısaca cilt yaşlanma belirtileri 25 yaşından sonra ortaya çıkmaya başlıyor.
Uykusuzluk, kalp çarpıntısı, iştahsızlık, ağlama ya da gülme nöbetleri, el terlemesi, baş dönmesi, aşkın fiziksel göstergeleridir. Sürekli yanında olma isteği, bitmeyen özlem, kıskançlık, başkasıyla paylaşamama gibi olgular da aşkın ruhsal belirtileridir.
Yapılan araştırmalara göre aşkın ömrünün 18 ayla dört yıl arasında olduğu ortaya çıktı. Bu süre sonunda kişiler dopaminin yarattığı güçlü etkiye bağışıklık kazanıyor ve heyecan ile birlikteliğin verdiği haz da azalıyor. Evrimsel teori de ilişkilerin ömrü için biçilen dört yıllık süreyi destekliyor.
Gerçek aşk nedir diye merak edenler için üçüncü kişilerin olmadığı aşktır denilebilir. Her yerde ve her kişide aynı şekilde hissedilen gerçek aşta, asla üçüncü kişilere yer verilmez. Bu yüzden kişinin hem aklında hem de kalbinde 7/24 sadece tek kişi vardır ve o da aşık olduğu kişinin ta kendisidir.
Hayatımız boyunca yaşadığımız ilişkiler sonucunda birçok tecrübe kazanırız. Ancak psikologların dediğine göre insan, gerçek anlamda tam üç kere aşık olur. Bu tecrübelerden her birisi kendine göre, önemli ve hatta gereklidir.
Psikolog Dr. Emre Konuk, insanın her yaşta âşık olabileceğini belirtiyor ve bu konuyu şöyle açıklıyor: "Duygusallık, mantıklı ve toleranslı olma gibi unsurlar yaşa bağlı olarak değişiyor. Ancak duygular yok olmuyor. 70 yaşında iki insanın aşkı şaşırtıcı değil, normal bir durum.
'Aşkın yaşı olmaz' Bu cümle genellikle ortalama yaşa ulaşmış ve henüz evlenmemiş olan bireyleri teselli etmek amacıyla kullanılmıştır. Ancak yapılan araştırmalar gerçekten aşkın yaşının olmayacağını kanıtlamış ve insanların 5 yaşından ömrünün sonuna kadar aşk duygusunu yaşayabileceğini saptamıştır.
Erkekte ise libido 20-30 yaşlar arasında doruğa çıkmıştır. Erkek de sağlıklı olduğu sürece ileri yaşlara kadar ereksiyon ve orgazm olabilme özelliklerini koruyabilir. Ancak yaş ilerledikçe (Burada bahsettiğim yaş 70 ve üstüdür) doğal olarak ortaya çıkan değişiklikler ereksiyonun etkinliğinin azalmasına neden olabilir.
Aynı zamanda “erkek menopozu” olarak bilinen andropoz bazı erkeklerin 40'lı yaşların sonlarından 50'lerin başlarına geldiklerinde yaşadıkları depresyon, cinsel dürtü kaybı ile diğer fiziksel ve duygusal semptomların bütünü olarak tanımlanabilir.
Yapılan araştırmalara göre 20 yaşın altındaki genç erkekler, kendilerinden yaşça büyük partnerlere ilgi duyuyor. Ancak erkeğin yaşı ilerledikçe hala 20'li yaşlardaki kadınları arzuluyor. Her ne kadar gençken kendilerinden büyük kadınlara ilgi duysalar da yaşlandığında erkekler, genç kadınlarla ilgilenmeye başlıyor.
İşte erkekte aşkın ömrü!
Online bilim dergisi Scientifiz Reports'da yayımlanan araştırmaya göre kadınlarda ilişkiye bağlılık süresinin 14 yıl, erkeklerde ise sadece 7 yıl olduğunu tespit edildi.
Aşkın ömrünün hem hormon ölçümleriyle hem beyin görüntülemeleriyle 2.5 yıl olarak belirlendiğini anlatan Yücesoy, sonrasında hormonların düşmeye başladığını söyledi: “Hormonlar düştükçe yüksek kortikal merkezler harekete geçiyor, yani uyanıyoruz.
Bilimsel araştırmalara göre, aşkın ömrü 18 ay ile 4 yıl arasında değişiyor. Bu süre sonunda, aşık olduğumuz kişiye karşı duyduğumuz heyecan ve haz azalıyor, çünkü beynimizde salgılanan dopamin hormonuna bağışıklık kazanıyoruz. Aşkın süresini etkileyen evrimsel bir teori de var.
Elinde olmadan sürekli size bakar, gözlerini sizin üzerinizden alamaz. Ortam kalabalıksa bile mutlaka sizi görebileceği bir yere geçer ve sizin de onu görmeniz umuduyla bakmaya devam eder. Yalnızca ortamlarda değil, sosyal medyada da sizi göz takibine alır ve fotoğraflarınızı beğenir, hikayelerinize cevap verir.
Eğer bir erkek sizden hoşlanıyorsa içgüdüsel olarak sizi korumak ister, örneğin kalabalık ortamlarda rahatsız olduğunuzu düşünürse sizin için tartışmaya girebilir. Size sorular sorarak ihtiyaçlarınızı anlamaya çalışır. Sağlığınızın ve keyfinizin yerinde olmasını herkesten çok o ister.
Eğer flörtünüz buluşma boyunca sık sık yüzüne dokunuyorsa, size karşı ilgi duyuyor demektir. Karşı tarafın size ilgi duyup duymadığından emin olmak istiyorsanız ellerini takip edin. Gözlerini ovuşturuyorsa, kulaklarına ya da saçlarına dokunuyorsa her şey yolunda demektir.
Bu alanda yapılan araştırma ve istatistikler gösteriyor ki, kadınların en güzel oldukları yaş aralığı 30 ila 35 yaşlarıdır. Bu yaşlar arasında kadın olgunluğun getirdiği duruş ve zerafet ile her zamankinden daha çekici görünüyor. Bu yaş aralığında olan kadınlar genç kızlara göre daha cazip görünüyor.
Gençlik dönemi UNESCO tarafından 15-25 yaş aralığında belirlenirken, Birleşmiş Milletler Örgütü (BM) 12-24 yaş aralığını öngörmüştür. Türkiye ise BM'in belirlediği 12-24 yaş arasını gençlik dönemi olarak benimsemiştir.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre ise 45-64 yaş arası dönem orta yaş, 65-74 yaş arası dönem yaşlılık, 75-89 yaş arası dönem ihtiyarlık, 90 yaş ve üstü yaş ise ileri ihtiyarlık olarak sınıflandırılmaktadır (Arpacı, 2005).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri