Sonuç olarak söylemek gerekirse, Yahya Kemal, yalnız XX. yüzyıl Türk edebiyatında değil, bütün Türk edebiyatında önemli yer tutan edebî bir kişilik; müzikal ahenge azamî önemi veren usta bir şairimizdir. Şiirlerinde geleneksel unsurlar ışığında sade Türkçeyi tercih etmiş olması, onun en önemli özelliklerinden biridir.
Yahya Kemal, şiiri nağme olarak gören bir şairdir. Şiirde ritme yani iç musiki (derunî ahenk, iç ahenk)ye önem verir. Şiirde önemli olan, mısradaki kelimelerin bir beste hâlinde armoni oluşturmasıdır. Yahya Kemal, “Ok” şiiri dışında şiirlerini aruz vezniyle yazmıştır.
Yahya Kemal Beyatlı, doğum adıyla Ahmed Agâh, (2 Aralık 1884, Üsküp - 1 Kasım 1958, İstanbul), Türk şair, mütefekkir, yazar, siyasetçi ve diplomattır.
Özet: Yahya Kemal Beyatlı, tarihî sürecini tamamlamış olan klâsik Türk Edebiyatından sonraki bir devirde, yani XX. yüzyılda yaşamış bir kişi olduğu hâlde, şekil açısından Divan şiir geleneğini ve aruz veznini en iyi şekilde kullanmayı başarabilmiş usta bir şairimizdir.
Yahya Kemâl, şiire sonsuz bir saygı duyar ve şiiri, keşfedilmesi gereken bir cevher olarak görür. Bu nedenle şiirin keşfi için gayretle çalışmak gerektiğini vurgular. Ancak bu şekilde öz şiire ulaşılabileceğini belirtir.
İlgili 19 soru bulundu
Yahya kemal Beyatlı şiir anlayışı Saf (Öz) şiir anlayışıdır. Öz şiir divan şiirinin biçim yapısından faydalanarak geliştirilen anlayıştır.
Türkçe ağzımda annemin sütüdür diyen Yahya Kemal, şiirlerini çağdaş bir yorumla dile getirmiştir. Şarkı, murabba, gazel türlerinin yanında Batılı nazım biçimlerini de kullanmıştır.
' (Beyatlı, 2005a: 266) Yahya Kemal'in 1912'de Türkiye'ye döndükten sonra bu mülâkatın yapıldığı yıla kadar geçen sürede yalnızca 23 şiiri yayınlanmış bulunmaktaydı. Bunların da 20'si sadece iki yıl içinde, 1918 ve 1919 yıllarında çıkmıştır. O sebeple onun için “şiirsiz şair" yakıştırmasının uygun görülmesi doğaldır.
Şair ya da ozan, şiir yazan veya söyleyen kimsedir. Şair kelimesi Arapça'dan gelir; doğaüstü güçlere sahip, deli, kâhin gibi anlamlar da yüklenmiştir.
Şiir, Sümerlerin Gılgamış Destanı'na kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir. İlk şiirler Çincede olduğu gibi halk şarkılarından ya da Sanskritçe Vedalar, Zerdüştlük inancının Gataları ve Homeros'un "İlyada" ile "Odysseia"sı gibi destanların yeniden sözlü anlatım ihtiyacından ortaya çıkmıştır.
Bulunan en eski tarihli şiirler Enheduanna imzası taşımaktadır. Bu nedenle daha öncesinde herhangi bir şairin yaşayıp yaşamadığını bilmek pek mümkün değildir. Dolayısıyla yazılı kaynaklara dayanarak tarihin ilk şairi Enheduanna olarak kabul görmektedir.
Nazım, ilk şiir derslerini Yahya Kemal'den almıştı. Bu özel dersler vesilesiyle Yahya Kemal, Nazım Hikmet'in annesi Ayşe Celile ile yakınlaşmıştı. İddialar o ki, güzelliği dillere destan Celile Hanım, Yahya Kemal'i de etkilemeyi başarmıştı.
Yahya Kemal, çocukluğundan itibaren tasavvufa ilgi göstermiştir. O, inanç ile milli kültür arasında bağ kurmuş ve bu geçişin de tasavvuf yoluyla olduğunu savunmuştur. Bu bağın temellerinin, özellikle ilk Türk mutasavvıfı olan Ahmet Yesevi tarafından atıldığını benimsemiştir.
Yahya Kemal bu bağlamda Turancılık, İslamcılık, Osmanlıcılık, Batıcılık gibi fikir akımlarından etkilenmiştir. Bu fikri akımlar içinde Turancılık akımı çok kısa bir süre de olsa Yahya Kemal‟i derinden etkilemiştir. Yahya Kemal‟in milliyetçilik duyguları bilinçli bir biçimde, Paris‟te uyanmaya başlamıştır.
Yahya Kemal, Nâzım Hikmet'in Heybeliada Bahriye Mektebi'nde tarih ve edebiyat öğretmeni olmuş, evine özel dersler vermek için davet edilmiş ve annesi Celile Hanım ile büyük aşk yaşamış.
Yahya Kemal Beyatlı
İlköğrenimini Üsküp'te görmüş, İstanbul Vefa Lisesi'nden mezun olmuştur. Başlangıçta Sultan II.Abdülhamit yönetimi karşı safında yer alarak Paris'e kaçan muhalifler arasında olsa da, Fransa'da Siyasal Bilgiler okurken hocası Albert Sorrel'in etkisinde kalarak düşüncelerinde değişmeler olmuştur.
Yahya Kemal'in bir dönem Nazım Hikmet'in hocası olduğunu biliniyor. Ancak, Yahya Kemal'le annesi Celile Hanım arasındaki duygusal yakınlığa, Nazım Hikmet'in "Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz" notuyla tepki göstermesi bu hoca öğrencilik ilişkisini sona erdiriyor.
Hayatından pek çok kadın geçmiş Nazım'ın, pek çok kadınla birlikte olmuş ancak kimse bir Piraye olamamış onun gönlünde. Öyle ki bir mektubunda Piraye'ye 'Sen benim en yakın insanımsın. ' diyor Nazım.
Aprın Çor Tigin, Uygur dönemine ait Mani dininin etkisinde şiirler yazmış adı bilinen ilk Türk şairidir.
Fatih dönemini Mihrî Hatunla birlikte temsil eden Zeynep Hatun, adı bi- linen ilk Türk kadın şairi olup, kaynaklarda Amasyalı ya da Kastamonulu olduğu ifade edilmektedir.
Dünyanın en eski aşk şiiri antik Mezopotamya'da kutsal doğurganlık ayinlerinin bir parçasında kullanılmak üzere oluşturulan Shu-Sin için Aşk Şarkısı (MÖ 2000.yy) şiiridir.
Abdülhak Hamit Tarhan'ın Edebiyat İçin Önemi Nedir? Abdülhak Hamit Tarhan, edebiyatımızda ilk pastoral şiir örneğini vermiştir. Validem şiiriyle de Türk edebiyatındaki ilk uyaksız şiiri yazmıştır.
Validem - Abdülhak Hamid Tarhan OSMANLICA 1913 (EDEBİYATIMIZDAKİ İLK KAFİYESİZ ŞİİR)
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri