Susuzluğu gideren ve vücudun sıvı ihtiyacını karşılayan 10 besini tüketin! Salatalık: Salatalık, içeriğinde yüzde 95 oranında su bulundurur. Dolayısıyla da yaz sıcaklarında kaybedilen sıvının yerine konulması açısından oldukça yararlı bir sebzedir. Ayrıca A ve C vitaminleri bakımından da zengin içeriklidir.
Sağlıklı bir yetişkin genelde 3 güne kadar susuzluğa dayanabilirken, bu sürenin çok nadir olarak 8-10 güne kadar uzayabildiği görülmüştür. Fakat ek hastalıklar veya ortamın sıcak olması susuzluğa tolerasyonu azaltır.
Halsiz kalan kişi kendini kötü hisseder, canı bir şey yapmak istemez. Sıvı kaybı artınca baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü ortaya çıkar. İleri sıvı kayıplarında tansiyon düşer, nabız artar, kas krampları oluşur, böbrek yetmezliği ortaya çıkar ve bilinç kaybı olabilir.
Daha ileriki aşamalarda cilt rengi grimsi mavi bir renge dönüşür. Normal koşullar altında yani bulunulan ortamın aşırı sıcak veya soğuk olmadığı ya da aşırı güç harcanmadığı durumlarda bir insan 3-5 gün susuz kalabilir. Kişinin sağlık durumuna da bağlı olarak bu süre birkaç gün uzayabilir.
Genellikle hafif ve orta düzeydeki dehidrasyonda su tüketiminin artırılması en uygun çözümdür. Aşırı egzersize bağlı olarak gelişen sıvı kaybında da elektrolit içeren sıvılar tercih edilebilir. Ağır dehidrasyon tablosunda ise hastanın en yakın sağlık kuruluşuna götürülmesi çok mühimdir.
İlgili 15 soru bulundu
Deri, dışkı ve akciğerler ile su kaybı devam ettiği için vücut kurur ve sağlığını yitirir. Vücuttaki suyun azalması sindirim sistemi bozuklukları, bağırsak sıkışmaları, zihinsel performansta bozulmalar, beden hareketlerinde azalma ve baş ağrılarını beraberinde getirir.
Bağırsakların düzgün çalışması için suya ihtiyacı vardır. Susuz kalırsa, sindirim sorunları ve kabızlık bir sorun haline gelebilir. Dehidrasyon, mide ekşimesini daha yaygın hale getiren ve mide ülserlerinin gelişimini teşvik edebilen aşırı asidik bir mideye yol açabilir.
Dehidrasyon baş ağrısından kaynaklanan ağrı, ön, arka, yan veya başın her yerinde olabilir. Başı hareket ettirmek daha fazla ağrıya neden olabilir. Dehidrasyon baş ağrıları sadece vücut çok fazla sıvı kaybettiğinde ortaya çıktığından, baş ağrısıyla birlikte dehidrasyon belirtileri ortaya çıkacaktır.
Bir insan susuz en fazla 7 gün hayatta kalabilir. Bu süre 168 saat olarak söylenebilir. Çocuklar için veya sağlık durumu iyi olmayan biri için ise bu durum değişiklik gösterebilir. Buna göre bir insan susuz kaldığı zaman vücudunda tüm hücreleri susuzluk yaşamaya başlayacaktır.
Su eksikliğinin ciddi boyutlara ulaşması kişinin komaya girmesine kadar gidebilir. Su az tüketildiğinde; deri elastikiyetinde azalma, baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, kan basıncı düşüklüğü gibi şikayetler görülebilir. Bu bulgulara rağmen gerekli su alınmazsa ölümcül sonuçlar ortaya çıkabilir.
Susuzluğa bağlı böbrek hasarı geliştiğinde bulantı, kusma, halsizlik, kas ağrıları gibi belirtiler gelişebildiğini anlatan Prof. Dr. Abdullah Özkök, bu durumda özellikle böbrek hastalığı olan kişilerin böbrek fonksiyon testlerinin kontrol edilmesi, gerekirse damardan sıvı verilmesinin gerekebileceğine işaret etti.
Vücudumuzdaki sıvı çıkışı, idrar ve solunumun yanı sıra terleme yoluyla da gerçekleşir.
Kas spazmı olarak da adlandırılan bu durum, kas yorgunluğuna, vücudun susuz kalmasına ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak ortaya çıkar. Ayrıca bel fıtığı nedeniyle de bacak ağrısı hissedilebilir.
Sağlıklı insanların böbrekleri uzun süreler susuz kalmayı kaldırabilir. Ancak 16 saati geçen susuz kalma durumunda böbrek fonksiyonları düşük olan ya da sınırda olan hastalarda risk artmaktadır.
Baş dönmesi, artan güçsüzlük hissi, solunum zorluğu gibi belirtiler hipoglisemi (kan şekerinin normalden düşük olması) ve susuzluk için ortak belirtilerdir.
Susuzluk aynı zamanda böbrek taşlarına ve idrar yolu enfeksiyonlarına yol açabilir. Bu hastalıklar hızla tedavi edilmediklerinde böbrek yetmezliğine neden olabilirler.
“Susuzluk baş ağrısı yapar mı?” sorusunun yanıtı “evet” olarak verilebilir. Vücut sıvı kaybettiğinde baş ağrısı en sık görülen belirtilerden biri haline gelir.
Susuzluk saç derisinin kurumasına neden olurken, kepeklenme sorununa da zemin hazırlayabiliyor. Zamanla saçın deriye tutunma gücünü azaltarak saç dökülmesini de hızlandırabiliyor.
Susuzluğun ciltteki en hissedilir etkisi kuruluktur. Susuz kalan bir vücudun her yerinde kuruluk görülebilir. Kuruluk aynı zamanda kaşıntıya da yol açtığından cilt sürekli nemlendirilme ihtiyacı duyar.
Çünkü sıvı ve elektrolit kaybı olduğu zaman baş ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi rahatsızlıklar yaşanıyor. Bireyler bunun gerçekten susuzluktan olduğunu bile fark edemeyebiliyorlar.
Birçok uzmana göre; gün içinde 8 defa olmak üzere toplam 2 litre içilmelidir. Ancak bazı sağlık uzmanları vücudun ihtiyaç duyduğu zamanlarda diğer bir deyişle susama duygusu yaşandığında su içilmesini önerir. Bir diğer görüş ise gün içinde ihtiyaç duyulmasa bile birkaç damla içmek gerektiğini vurgular.
Yeterince su içmemek: Su içmek, insan metabolizmasının sağlıklı işleyişi için önemlidir. Vücut susuz kalırsa, ilk olarak böbreklere etki eder. Çünkü su içmemek kan basıncını yavaşlatır. Normal süreçte bir dakikada kalpten pompalanan kanın yüzde 20'si ise böbreklerden geçer.
Soğuk havalarda susama hissi azaldığı için gün içerisinde tüketilen su miktarı hayli düşüyor. Susuzluk ise tansiyonu düşürerek ve birçok enzimatik reaksiyonu yavaşlatarak uyku hissini artırıyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri