Kaynar suya tuz eklenirse, çözeltinin kaynama sıcaklığı artar. Eklenen tuz miktarı artıkça kaynama sıcaklığı daha da artacaktır. Bunun nedeni ise, çözücünün (su) çözeltiden (su + tuz) buharlaşması için daha fazla enerjiye (ısı) ihtiyaç duymasından kaynaklanmaktadır.
Suyun içerisine tuz eklediğiniz zaman, su moleküllerinin kap içerisinden çıkması ve gaz fazına geçmesi daha da zorlaşır. Başka bir deyişle, suyun içerisine tuz eklediğiniz zaman, suyun kaynama noktasını yükseltmiş olursunuz.
Saf su tuzlu sudan daha çabuk kaynar.
Saf suyun kaynama noktası 100 °C iken, tuzlu suyun 101, 102 hatta 103 °C gibi farklı değerler alabilir. Tuzlu suyun kaynama noktası daha yüksek olduğu için, daha fazla ısı aldıktan sonra kaynamaya başlayabilir, ve bu olay daha geç olacaktır.
Tuz kaynamayi gecirtirir. Bu yüzden sekerli su tuzlu sudan daha az süreyle kaynar.
Basit bir şekilde söylemek gerekirse suyun içine tuz eklediğiniz zaman suyun kaynama noktası yükselmiş olursunuz. Yani deniz seviyesinde 100 °C'da kaynayan suya tuz eklediğiniz taktirde 100°C'dan daha yüksek bir derecede kaynamış olur. Kısaca suya tuz eklendiğinde kaynama noktası yükselir.
İlgili 23 soru bulundu
Bu nedenle yüksek rakımlı yerlerde sıvılar deniz seviyesindeki kaynama noktasından daha düşük sıcaklıklarda kaynar. Örneğin deniz seviyesinde (1 atmosfer basınçta) su 100°C'de kaynarken, 8848 metre yükseklikteki Everest Dağı'nın zirvesinde yaklaşık 70°C'de kaynar.
Altını sonuna kadar açıp fokur fokur kaynatırsan tuzlu su, bardağın içine sıçrayabilir ve bu da içme suyunu kirletebilir. Aşırı ısı, bardağın kırılmasına neden olabilir. Su hızla ve fokur fokur kaynarsa bardak, tencerenin ortasından ve tencere kapağının tutacağından uzağa kayabilir.
KAYNAMA NOKTASINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER:
1- Sıvının cinsi: Sıvının kimyasal yapısı değiştikçe kaynama noktası değişir. Kısaca sıvı molekülleri arasındaki çekim kuvveti arttıkça sıvının kaynama noktası artar. 2- Açık hava basıncı: Sıvı yüzeyine etki eden açık hava basıncı (Po) arttıkça sıvının kaynama noktası yükselir.
tuzlu su elektriği iletir çünkü tuzlu suda iyonlar birbirinden ayrışır. Yani bu doğrultuda tuz ve suyun karışımı ile beraber iyonların birbirinden ayrılması elektriğin geniş bir alanda üretilmesine imkan verir.
Çözünen madde miktarı arttıkça kaynama noktası yükselecektir. Aynı ortamdaki bütün sıvıların kaynama anındaki buhar basınçları eşittir, ancak maddelerin kaynama sıcaklığı maddenin cinsine, saflığına ve ortamın dış basıncına bağlıdır.
Hem diş ve diş eti sağlığı için hem de hastalıktan korunma için en etkili yöntemlerden biri olan tuzlu su günde 3-4 saat aralıklarla bir kaç kez yapılabiliyor.
3. Suyun Kalitesi ve Bulunduğu ortam
b) Tuz durumu: Tuzlu sular, tatlı sulara göre daha az buharlaşır. Çünkü suda erimiş tuzlar buhar basıncını azaltır.
Bir çözücüye eklenen çözünen madde çözücünün kaynama noktasını yükseltirken, donma noktasını düşürür. Aslında çözücünün kaynama noktası yükseldikçe, donma noktası düşer. Bunun bir örneği, buzlanan yollara tuz atılmasıdır. Çözünen (tuz), buzun donma noktasını düşürerek daha düşük bir sıcaklıkta erimesini sağlar.
Makarnanızın kıvamını anlamak için yapabileceğiniz en iyi şey ise tadına bakmaktır. Tam aksine, suya atılan tuz kaynama noktasını yükselterek suyunuzun daha geç kaynamasına neden olur. Ancak tuzlu su kaynadığında sıcaklığı tuzsuz sudan daha yüksek olacağından makarnalarınız daha çabuk pişecektir.
Sodyum klorürün çözeltileri, saf sudakinden çok farklı özelliklere sahiptir; Donma noktası tuzu 23.31 ağırlıkça% için -21,12 ° C (-6.02 ° F) ve doymuş tuz çözeltisi kaynama noktası yaklaşık 108.7 ° C (227,7 ° C) 'dir.
Tuz suyun içerisinde çözülür ve gözle görülemeyecek bir hale gelir. Tuzlu suyun içerisine tuz eşit miktarda dağılır ve oluşan suyun tümü tuzlu su haline gelir. Karışımın her yerinde aynı özellikler bulunması durumunda karışımlar homojen sayılır.
Saf su yapısı itibariyle iletken değildir. Suyun iletken hale gelmesi için sülfat, klorid veya karbonat gibi suda çözünen maddeler lazımdır. Su ancak bu şekilde iletken hale gelir. Yani saf su normal şartlarda iletken değildir.
Suyun iletkenliği suyun en önemli özelliklerinden biridir. Saf su molekülü elektrik geçirmez. Suda bulunan safsızlıklar çoğaldıkça suyun iletkenliği artar.
Şekerli suyla birlikte tuzlu su da bu deneylerde yer alabilmektedir. Şekerli Su Elektriği İletir mi? Su ve şekerin karıştırılmasıyla elde edilen şekerli su başka hiçbir madde içermiyorsa elektriği iletmez. Yeterli özelliklere ve iyonlara sahip olmadığından dolayı tamamen yalıtkandır.
Suya ısı verdiğimizde su moleküllerinin hızını yani kinetik enerjilerini artırırız. Moleküller hızlandıkça buharlaşma miktarı artar. Suyun buhar basıncı atmosfer basına eşit olduğunda ise su kaynamaya başlar.
Basınç altındaki sıvılar üzerlerine etki ettikleri kuvvetten ötürü birbirleriyle etkileşim kurmaya zorlandırılırlar. Bu sebeple basınç artarsa moleküller daha zor kopacağından kaynama noktası artmış olur.
Alkollü bir sıvının kaynatılması sırasında alkol miktarı yükseldikçe kaynama noktası düşmektedir.
Peki neden tuzlu suyu arıtıp içme suyu olarak kullanmıyoruz? Çünkü ters ozmoz gibi membran temelli tuzdan arındırma süreçleri çok pahalı ve yüksek enerji kullanımı gerektiriyor. Bu da bu uygulamaları özellikle su kıtlığı çeken fakir ülkelerde yapmayı zorlaştırıyor.
Yeryüzünde bulunan suyun %96,5'i okyanuslarımızda bulunur; fakat bu su, tuzla doygun haldedir ve içilemez. Tatlı suyun çoğu ise buzullarda veya yeraltının derinliklerinde hapsolmuş durumdadır.
Mide ekşimesi, mide solucanları, kabızlık, mide ağrısı, şişkinlik, kusma gibi sindirim rahatsızlıklarına iyi gelir. Tuzlu suyla yapılan gargara, boğaz ağrısı için en çok kullanılan yöntemdir. Tuzlu su solüsyonunda kaya tuzu kullanmak, çeşitli ağız rahatsızlıklarının tedavisi için de önerilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri