Embriyo kalitesi de tüp bebek tedavisinin başarısını etkileyebilir. Düşük kaliteli embriyolar, rahime yerleşmede sorunlara neden olabilir veya gebeliği sürdürmekte zorlanabilir. Embriyo, rahime yerleşemez veya implantasyon sırasında sorunlar oluşabilir. Bu durumda, gebelik oluşmaz veya düşük meydana gelir.
Elbette her kadında embriyo transferi sonrasında embriyonun rahme tutunması aynı süre içerisinde gerçekleşmez. Ancak transferin ardından 48 saat içerisinde embriyonun rahim duvarına kendiliğinden tutunması beklenir. Tutunamayan embriyolar adet kanaması ile vücuttan atılır.
Kan testi pozitif olursa gebelik gerçekleşmiş demektir. Tüp bebek tedavisi gören anne adayında bel ağrıları, karın ağrısı, bulantı, hafif lekelenme durumlarının yaşanması bebeğin tutunma belirtileri olabilir.
Rahim içinde var olan fonksiyonel ve yapısal bozuklular, embriyonun rahme tutunmasına engel olabilir. Ayrıca polip ve miyom gibi iyi huylu tümörlerin varlığında da embriyo, rahme tutunamayabilir. Embriyonun tutunmasına engel olan odağın saptanması için kapsamlı muayene ve farklı tetkiklerin yapılması gerekebilir.
Embriyo kaliteli olduğunda anneye ait bazı faktörler, transfer tekniği , rahim zarının gebelik tutunmasına uygun olmaması, bağışıklık sistemi, annenin hormonal durumu gibi bazı geçici durumlarda da embriyo iyi olmasına rağmen gebelik oluşmayabilir.
İlgili 32 soru bulundu
Başarısız bir tüp bebek tedavisini sonrasında ortalama 2 ay sonrasında ikinci bir tüp bebek tedavisi yapılabilir.
Tek embriyo transferi ile yaklaşık olarak %29 olan gebelik şansı iki embriyo transferi ile %44 olur. Ancak birden fazla embriyo transferi beraberinde ikiz, üçüz hatta dördüz gebelik ihtimalini getirir. Bu tür çoğul gebelikler hem anne hem de bebekler için büyük riskler taşır ve tıbbi açıdan istenmeyen bir durumdur.
Tutunmanın önündeki en büyük engellerden biri de rahim içinde oluşabilen sorunlardan olan yapışıklık, miyom, polip, enfeksiyon ve yabancı madde kalıntıları gibi etkenlerdir. Bu gibi sebeplerin mevcut olması embriyonun tutunmasına engel teşkil edebilecek sebeplerdir.
Tüp bebek tutmazsa kanama ne zaman olur sorusunun yanıtı, genellikle gerçekleşmesi beklenen adet tarihine denk gelir. Tüp bebek tedavi sürecinde uygulanan ilaçlar nedeniyle 1 ya da 2 ay adet düzensizliği yaşanabilir. Çoğunlukla bu sorun kendiliğinden düzelir.
İlk tüp bebek tutmadığında en yaygın neden embriyonun (ların) rahim duvarına tutunup yerleşmeden önce büyümelerinin durdurmasıdır.
Söz konusu ağrılar, adet sancılarıyla benzerlik gösterir. Kimi zaman buna implantasyon kanamasının da eşlik ettiği görülür. Bebek rahim duvarına tutunurken implantasyon kanaması meydana gelir ve birkaç gün boyunca hafif hafif devam etmeyi sürdürür.
Bebeğin rahim duvarına tutunması ile birlikte implantasyon kanaması olarak adlandırılan, hafif hafif birkaç gün devam eden kanama görülebilir. Ardından sık sık idrara çıkma, şişkinlik, mide bulantısı gibi ilk trimesterin son dönemine kadar devam edecek bazı gebelik belirtileri başlar.
Döllenmeden 6 gün sonra başlar ve ortalama 12 günde tamamlanır. Döllenmeden 5 gün sonra, embriyo rahme ulaştığında, ilk olarak dış kabuğundan sıyrılır (hatching). Serbest kalan embriyo, yeni yuvasını bulmak ve yerleşmek üzere hazırdır. İkinci aşama 6. günde başlayan yapışma, tutunma aşamasıdır.
Tüp bebekte negatif çıkıp sonra pozitif çıkması aslında tüp bebek tedavisinde geç tutunma olarak tanımlanmaktadır. Geç tutunma olarak tanımlanan bu durumun tüp bebek tedavisinde görülme riski aslında normal yollar ile gelişen gebelik ile hemen hemen aynı orandadır.
4 haftada yani döllenmeden 7 gün sonra blastokist evresinde embriyo uterus duvarına tutunur. Önce epitele sonra dolaşım sistemine peretre olur. Embriyo tutunması en çok endometriumun üst, arka, orta hatta olur.
Egzersiz kan dolaşımını hızlandırır rahime giden kan akımını arttırır ve oksijenizasyon sağlanmasıyla ağrılar azalır. Yoga, plates gibi gevşetici sporların ve akupunkturun yararı gösterilmiştir.
Bu inanış kesinlikle yanlıştır. Zira embriyo anne adayının rahmine tutunduktan sonra bu tür rutin basit aktivitelerle bebeğin düşmesi, kaybedilmesi söz konusu bile değildir.
Embriyo transferi işleminden sonra, gebelik testinin yapılacağı zamana kadar geçen süre içerisinde bazı durumlarda kanama görülebilir. Bu kanamalar luteal faz kanaması olarak adlandırılır. Luteal faz kanaması, transfer sonrası her kadında görülmek zorunda değildir.
Tüp bebek tedavisinin başarılı olması durumunda bu etki sonraki yıllarda da devam edebilir. Özellikle 30 yaş altı kadınlar, tüp bebek tedavisi görmeleri durumunda doğurganlıklarını %29 oranında geri kazanabilir. Olumsuz şekilde sonuçlanan tüp bebek tedavilerinden sonra da doğal yolla gebe kalma ihtimali bulunur.
Embriyonun rahme tutunması herhangi bir belirtiyle anlaşılamamaktadır. Ancak embriyonun rahme tutunması sürecinde lekelenme tarzında kanamalar olabilmektedir. Bu lekelenme tarzındaki kanamalara “tutunma kanaması” denilmektedir.
Kaliteli embriyonun tutunma şansı, düşük kaliteli embriyoya göre daha yüksek olsa da bazı durumlarda embriyo rahme tutunamayabilir.
Tüp bebekle başarı şansı yüksek olan çiftlerde tüp bebek genellikle ilk denemede tutmaktadır. İlk tüp bebek tedavisinde hamile kalanların genellikle ortak özelliği; çiftlerin genç yaşta olması, yumurta rezervinin iyi olması ve sperm parametrelerinde ciddi bozuklukların olmamasıdır.
Tek embriyo transferi olumsuz bir durum olarak algılanmamalıdır ve tüp bebekte tek embriyo ile gebe kalanlar oldukça fazladır.
Tecrübeli laboratuvarlara sahip tüp bebek merkezlerinde dondurulmuş embriyoların çözülme sonrası yaşama şansı %95-98 olup, gebelik şansı da taze embriyo transferine eşittir.
Dolayısıyla 5. gün embriyosu ile hamile kalanlar transfer edilen embriyo sayısına göre tekli ya da çoğul gebelik yaşayabilir. Bununla birlikte düşük sıklıkta da olsa tek yumurta ikizleri görülme olasılığı da bulunmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri