Bu sorunun cevabı kısaca evettir. Çünkü çiğ kahve tüketmenin vücuda faydası oldukça fazladır. Dolayısıyla çiğ kahveyi gönül rahatlığı ile tüketebilirsiniz.
İkinci kural ise kahve yaparken kullanılan suyun soğuk olması çünkü kahvede renk, aroma, tat transferi vardır. Eğer su sıcak veya ılıksa çok çabuk kaynayacak, transfer gerçekleşmeyecektir. Son olarak ateş kesinlikle çok açık olmamalı ve yaklaşık 6-7 dakika civarında bir pişirme süresi tanınmalı.
En iyi kahve kesinlikle kısık ateşte pişer. Böylelikle de bol köpüklü kahve olur. Eğer yüksek ateşte kahveyi kaynatırsak köpüklü olmaz.
Türk kahvesi yaparken dikkat etmeniz gereken ilk ve en önemli nokta soğuk su kullanmak olmalıdır. Türk kahvesini kaynayan su ile yapmak, kahvenin tadını bozan ve köpüksüz olmasını sağlayan en önemli hatalardan biri. Bu kahveyi kaynayan suyla bir araya getirmemek gerekir ki, acılaşmasın.
İlgili 31 soru bulundu
Eğer çok harlı bir köz kullanırsanız, kahveniz hemen kaynamaya başlar.
Bol köpüklü Türk kahvesi yapmak için ilk başta cezveye fincan başına 1 tatlı kaşığı Türk kahvesi konulur. Ardından kaç fincan kahve yapılacaksa o kadar su eklenmelidir. Her fincan için 1 fincan su konulur. Bol köpüklü Türk kahvesi için soğuk su kullanmak daha etkili olacaktır.
Türk kahvesi ince öğütüldüğü için çabuk demlenmesi gerekiyor. Bunun için de sıcak suyla kaynatılması çözüm noktası. Kahve ateşe konmadan karıştırılmalı, pişerken asla dokunulmamalı.
Kahveyi (ve eklediyseniz şekeri) su ile iyice ıslanacak ve çözünecek şekilde karıştırın. Cezveyi kısık ateşte üzerinde köpük oluşuncaya kadar kaynama derecesine yaklaşmasını gözleyin. Kaynamaya başlamadan önce kısık ateşten alarak üst tabakada kabaran kahve köpüğünü fincanlara eşit miktarda pay edin.
Cezvenin içerisine her fincan kahve için bir fincan su koyun ve her fincan kahve için 1 çay kaşığı kahve ve 1 çay kaşığı şeker koyun. İyice karıştırın, cezveyi kısık ateşe yerleştirin. Yerleştirdikten sonra asla karıştırmayın ve yavaşça kaynama derecesine getirin. Yeniden kaynatın ve kalanı fincanlara dağıtın.
Fincan sayısı kadar suyu ve fincan başına 2 çay kaşığı olacak şekilde kahveyi tencerenin içerisine ekleyin. Ardından altını orta ateşte yakarak pişmesini bekleyin. Köpükler oluşmaya başladıkça kaşıkla köpükleri fincanlara bölüştürün. Ardından pişen kahveyi de fincanlara döküp servis edebilirsiniz.
Kaç fincan yapılacaksa o kadar su koyuyoruz, ardından şekeri ekliyoruz. En son olarak da kahveyi koyuyoruz, kahvenin köpüklü olmasını istiyorsanız kahveyi bol koymalısınız. Malzemeleri koyduktan sonra kahveyi orta ateşte pişiriyoruz, ama kahveyi kesinlikle karıştırmamalısınız. Ne başta ne pişirirken.
Önce cezvemize yapacağımız sayıya göre kahve koyuyoruz. Biz iki kişilik yapalım. İki tatlı kaşığı kahveyi cezvemize ekliyoruz. Ardından iki fincan oda sıcaklığındaki suyu cezveye ekliyoruz.
Kalp ritmi düzensizliğine yol açabiliyor
Türk kahvesinin fazla tüketimi kalp atışlarını hızlandırıp kalbi yorabiliyor. Bu da bazı durumlarda kalp krizi riskini artırıyor. Dünyanın birçok kahvesinden çok daha sert olan Türk kahvesini uzmanlar kalp hastalıkları olanlara bu yüzden pek tavsiye etmiyor.
Severek tükettiğiniz Türk kahvesi, gün içinde fazla miktarda tüketildiğinde tansiyonu yükseltir ve kronik bir hale dönüştürür. Hipertansiyon riskinden uzak kalmak için kahve miktarınızı en az seviyeye indirmelisiniz. Kafein, kalp atışını yükselten bir maddedir.
Çözünür kahve türleri de birtakım fabrikasyon işlemlerine tabi tutulduğundan en sağlıklı ve doğal kahve türlerinden bir tanesinin Türk kahvesi olduğu söylenebilir. Günde 1-2 fincan kahve tüketimi, herhangi bir hastalığı bulunmayan ve ilaç kullanmayan bireyler için oldukça faydalıdır.
Siyah kahvenin (türk kahvesi veya filtre kahve, ekspresso) metabolizmayı hızlandırıcı etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Dolayısıyla içerisine krema veya çok şeker atmadığınız sürece az da olsa zayıflatıcı etkisi vardır.
Kahvenin asidik özelliği, karbonat sayesinde gerçekten etkisiz hale gelebiliyor. Çünkü karbonat, bazik özellikler gösterdiğinden bir alkali sayılıyor. Bu da karbonatın asiditeyi azaltmak, dengelemek için kullanılabileceği anlamına geliyor.
Türk kahvesinin pişerken taşması bundan kaynaklanmaktadır. Bu noktadan sonra öne çıkan özellik karbondioksitin açığa çıkması için partikül ya da başka bir ifadeyle kahvenin daha az parçalara ayrılması gerektiği için Türk kahvesi ne kadar ince öğütülürse o kadar köpük sağlayacağıdır.
Kahve pişirirken; kesinlikle kaynar su değil, 90 derece sıcaklığındaki su kullanılmalı ve dört dakika demlenmeli. Aromasını kaybetmemesi için taze öğütülmüş veya çekirdek kahve alınmalı
Cezve kirletme ve köpük alma sıkıntısı olmadan pişireceğiz. İşte tarif: Bir kahve fincanına kahvemizi ve şekeri ekleyelim ve ardından biraz su ekleyerek özleştirelim. Kalan kısmını fincanda dudak payı bırakana kadar suyla dolduralım ve ocağın en küçük gözünde kısık ateşte karıştırarak pişirelim.
Yukarıda belirttiğim gibi gelenek anlayış soğuk suda yavaş pişirmeyi öneriyor. Nitelikli kahve sektörü ise demleme süresinin uzamasının kahveyi acılaştırdığını savunarak soğuk su kullanmaya sıcak bakmıyor.
Gelin adayı eğer damadı hiç beğenmediyse kahvesine şeker yerine tuz koyarmış. Tuzlu kahveyi içen damat adayı, kızın kendisini beğenmediğini anlayıp anasını babasını toplayarak bu işten vazgeçermiş. Tuzlu Türk kahvesi servis etmenin işte böyle subliminal bir özelliği de varmış.
Kahveden önce içilen birkaç yudum su ağzın içini temizliyor, diğer tatlardan arınmasını sağlıyor ve böylelikle kahvenin tadı daha saf bir şekilde alınabiliyor. Kahvenin üzerine su içmek ise acı kahvenin tadını hafifletmek ve ağzı telvelerden arındırmak için, tahmin edebileceğiniz üzere.
Kahveye tuz atmak tadını zenginleştirir: Çoğu insan kahvenin acı tadını yumuşatmak için içine süt, krema ya da şeker atar. Bu da kahvenin tadını çoğunlukla bastırır. Kahvenize tuz atarak bu acı tadı yok edip daha lezzetli bir tada ulaşabilirsiniz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri