Sünnet idrar yolu enfeksiyonları ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruyucudur. Sünnetli erkeklerde HPV denen virüs daha az sıklıkta görüldüğü için sünnet erkekleri HPV'nin yol açtığı penis kanserinden, bu erkeklerin eşlerini de rahim ağzı kanserinden korur.
Sünnet ( circumcision) işlemi islam dininde gelenek ve görenekler gereği her erkek çocuğuna yapılan bir işlem. Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda şöyle yararları olduğu ortaya çıkmıştır. Üriner sistem enfeksiyonu riskini azaltır. Cinsel yolla bulaşan hastalık riskini azaltır.
Erkek sünneti içinse farklı olarak, hem dini hem de tıbbi argümanlar ileri sürülmektedir. Sünnetin erkeklerde penis, kadınlarda rahim kanserini, bebeklerde idrar yolları enfeksiyonunu, bazı cinsel yolla bulaşan hastalıkları ve son olarak da AIDS'i önlediği ileri sürülmektedir.
Uygun olmayan sterilizasyon şartlarında hepatit ve birçok mikrobik hastalık bulaşabilir. Bu hastalıklar ölümle dahi sonuçlanabilecek ciddi hastalıklardır. Sünnet sonrasında kanama, yara enfeksiyonu az ya da çok sünnet derisinin kesilmesi, daha kolay düzeltilebilen komplikasyonlardır.
Daha kolay hijyen:Sünnet, penisi yıkamayı kolaylaştırır. Bununla birlikte, sünnetsiz penisleri olan çocuklara, sünnet derisinin altını düzenli olarak yıkaması öğretilebilir. İdrar yolu enfeksiyonunda azalan risk: 1 yaş altında erkek çocuklarda sünnet yapılması idrar yolu enfeksiyon riskini 8 ila 10 kat azaltmaktadır.
İlgili 44 soru bulundu
Bilinen en büyük yanlışlardan biri de sünnetin cinsel tatmini azaltacağı düşüncesidir ancak sünnet böyle bir duruma neden olmaz.
Sünnet Peygamberler ile Başlamıştır
Çünkü bütün peygamberler kavimlerine sünneti öğütlemiş ve bazı peygamberlerin de sünnetli doğmuş olduğu bilinmektedir. Sünnetli doğan peygamberler; Adem, Şit, İdris, Nuh, Hanzele, Hud, Salih, Lut, Yusuf, Musa, Şuayb, Zekeriya, Yahya, Süleyman, İsa ve Muhammed (aleyhimüsselâm)dır.
Evlilik konusuna gelince sünnetsiz erkekle evlenmek kişilerin kendi tercihidir ve kimse karışamaz. Ben dinen değil estetik açısından sünnet olsun derim.
Pavlus sünnete kalbin kötülüklerden arındırılması olarak mecazi bir anlam yüklemiştir. Bu nedenle Roma ve Yunan kültürlerinin de etkisi ile putperestlikten Hıristiyanlığa geçenler sünnet olmamıştır. Bu durum Hıristiyanlar arasında günümüzde de devam etmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü günümüz dünyasında erkeklerin yaklaşık yüzde 30'unun sünnetli olduğunu tahmin ediyor. En fazla sünnetli erkek Kuzey Amerika (ABD, Kanada), Yakın ve Orta Doğu ülkeleri, Müslüman nüfuslu Asya ülkeleri ve Afrika'nın büyük bölümünde yaşıyor.
Sünnet idrar yolu enfeksiyonları ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruyucudur. Sünnetli erkeklerde HPV denen virüs daha az sıklıkta görüldüğü için sünnet erkekleri HPV'nin yol açtığı penis kanserinden, bu erkeklerin eşlerini de rahim ağzı kanserinden korur.
İslam âlimlerinin çoğunluğu, sünnet olmanın vacip olduğunu söylerken Hanefiler bunun meşru bir mazeret olmadıkça terk edilmemesi gereken bir sünnet-i müekkede olduğunu vurgulamışlardır. Bu itibarla sonradan Müslüman olan ya da küçükken sünnet olamamış bir kimsenin sünnet olması gereklidir.
İlk sünnet olan kişi İbrahim Peygamber olarak bilinmektedir. O Rabb'ın emriyle ilerlemiş yaşlarda sünnet olmuştur. İbrahim peygamber daha sonra yine Rabbının emriyle oğlu İsmail ve İshak'ı sünnet etmiştir.
Sünnet olmak meşhur bir sünnettir. Bilmeyen müslüman yoktur. Hatta müslümanlıkta sünnet olduğunu bilmeyen kâfir bile yoktur. Gayrimüslimler bile namazın, tesettürün ve sünnet olmanın İslam dininin esasları arasında olduğunu bilirler.
Pek çok ülkede yasaklanmış olan kadın sünneti, Afrika, Orta Doğu ve Asya ülkelerinde genellikle dini inançlar, toplum tarafından kabul görme isteği, bakireliğin korunması, erkeğin cinsel haz hissini arttırma, hijyen konusunda sahip olunan yanlış bilgiler ve kadını "evlenilebilir" kılma amaçlı uygulanmaktadır.
Ülkemizde ve dünyada genellikle dini ve geleneksel nedenlerle uygulanır. Ancak bazı tıbbi zorunluluk sebepleriyle ya da koruyucu amaçlarla da gerçekleştirilen sünnet işlemleri vardır. Sünnet, penisin hijyenini sağladığı için tıbben tavsiye edilir.
Sünneti terk etmek günah değildir. Sünnetleri özürsüz olarak kılmamakta ısrar etmek, küçük günah olur. Sünnete önem vermeyen ise kâfir olur.
Sünnet olmak Kur'an'da yer almamıştır.
Ancak "el-hıtanan" ifadesi (ilgili organdaki) sünnet edilen yer anlamına hem kadın hem erkek için müşterek kullanılır. Bunların birbirine değmesi gusulü gerektirir (Buhârî, Gusl, 28; Müslim, Hayz, 8; Ebu Davud Tahare, 81, 83). Rivâyete göre sünnet, Hz. İbrahim'in seksen yaşlarında kendine tatbikiyle başlamıştır.
'Haram olan kadınlar'
İslam aile hukukunda evliliğin belli dereceye kadar 'evlenme engeli' teşkil edeceğini belirten yazıda, 'evlenilmesi ebediyen haram olan kadınlar' şu şekilde sıralandı: Babanın ve dedelerin eşleri, yani kişinin üvey anneleri ve üvey nineleri.
'MÜSLÜMAN OLMAYANLA EVLENİLMEZ'
Bir Müslümanın böyle kişilerle evlenmesi caiz değildir. Ancak iman esaslarına inanan, İslam'ın şartlarını kabul eden, —bir kısmını uygulamasa bile- bunları reddetmeyen kişiler ise Müslümandır. Böyle kişilerle hangi mezhepten olurlarsa olsunlar evlilik yapmak caizdir."
Müslüman olanla evlenilir, olmayanla evlenilmez” denildi. Fetva, sorunun yanıtı şöyle sonuca bağlanıyor: “Dinin kesin hükümlerinden birini veya bir kısmını inkar eden, söz ve davranışlarıyla dinin sınırları dışında bulunduklarını ilan ve izhar eden kimseler ise Müslüman sayılmazlar.
Hz. Peygamber'in sünnetli doğduğuna dair (bk. İbn Haldun, Mukaddime, İstanbul 1970, II, s. 400; Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, İstanbul 1972, I, 59). Bazı rivayetlere göre ise doğumunun yedinci gününde dedesi bir ziyafet vererek onu sünnet ettirmiştir.
Sünni İslam içerisinde yer alan Hanefilik, Hanbelilik ve Mâlikîlik fıkıh mezheplerine göre kadın sünneti zorunlu değildir, ancak uygulanması makruma (sevap) olarak yorumlanmıştır. Şâfiîlik mezhebine göre ise vâcib, yani uygulanması zorunlu (farz) olarak ele alınmıştır.
Nitekim Hz.İbrahim'in sünnetinden itibaren bu ibadet(sünnet/hitan) İslam'ın şiarı sayılmaktadır. Hz.İsa'nın doğumunun 8.gününde sünnet edilmiş olduğu, İncil'de de tasdik edilmektedir(ama Hıristiyan gelenek sünneti farklı yorumlamaktadır)…
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri