Testosteron, erkeklik hormonu olarak bilinse de az miktarda kadınların vücudunda da üretimi gerçekleşmektedir. Neredeyse tüm fiziksel aktivitelerde fonksiyonları vardır. Kas, güç ve enerjiyi destekler. Düşük testosteron seviyeleri; düşük libido, huysuzluk, kas kaybı ve istenmeyen kilo alımı ile yakından ilişkilidir.
Erkeklerde daha fazla bulunur. Erkek üreme sisteminin gelişiminde, kas ve kemik kütlesinin artmasında, vücut tüyleri ve saçların oluşumunda testosteron çok gereklidir. Testosteron ayrıca hem kadınlarda hem de erkeklerde kemik metabolizması, ruh hali, enerji düzeyi gibi alanlarda önemli rol oynar.
Çünkü testosteron, yağ dağılımını düzenler, kas kuvveti ve hacmini artırır. Ayrıca cinsel güç, sperm sayısı, kemik yoğunluğu, kırmızı kan hücresi sayısını etkiler ve hatta kireçlenme ve Alzheimer'a karşı da koruma sağlar.
Testosteron Fazlalığı da Erkekleri Etkileyebilir
Testosteron fazlalığı akne oluşumu, sinirlilik hali, ergenliğe erken girme, vücut kıllarında artış, yüksek tansiyon, cinsel dürtülerde artış ve yine erkek kaynaklı infertilite gibi semptomlara yol açabilir. Testosteron azlığı gibi fazlalığı nedenleri de çeşitlidir.
Hem büyümeyi hem de vücuttaki virilizasyonu arttırmaktadır. Bu da vücudumuzdaki ses kalınlaşmasına, kas gelişimine ve vücut kıllarındaki artışı desteklemektedir. Böylece erkeklerde daha fazla bulunan testosteron hormonu, antrenmanlarınızda performans artışına sebep olarak kas gelişiminizi sağlamaktadır.
İlgili 21 soru bulundu
Yaşam tarzı değişiklikleri testosteron seviyesini artırır.
b) Az su içenlerde kan volümü azalır ve hormon yapımı az olur. Günde 2.5 litre su içmek gerekir. c) Dengeli ve sağlıklı beslenmek testosteron seviyesini artırır. Akdeniz diyeti en sağlıklı beslenme şeklidir.
Düzenli egzersiz yapan kişilerin daha yüksek testosteron seviyelerine sahip olduğunu bulmuştur. Yaşlılarda egzersiz testosteron seviyelerini ve zindeliği arttırır.
Aşırı testosteron salınmasının tehlikeleri nelerdir? Erkeklerde anormal yüksek testosteron düzeyleri şu sorunlara yol açabilir: Sperm sayısının azalması ve testislerin küçülmesi. Kalp krizi riskinde artma.
Testosteronun etkileri arasında yüzdeki akne ve sivilcenin artışı da bulunur. Bu etkinin bir kısmı artan yüz yağından kaynaklanmaktadır.
Cinsiyet hormonlarından biri olan testosteron, insan davranışları ve bilişsel fonksiyonları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Literatürde, kadınlarda düşük testosteron seviyelerinin; motivasyon düşüklüğü, kronik yorgunluk ve iyilik halinde azalmaya sebep olduğu gözlemlenmiştir.
2- Testosteron seviyesini artırmak sertleşme sıklığını ve miktarını artırmaz. 3- Testosteron seviyesi ölçülürken total testosteron seviyesini ölçmek yeterli değildir. 4- Sertleşme sorunu olan ve testosteron seviyesi düşük olmayan hastalarda testosteron takviyesi önerilmez ve tedavi edici değildir.
Doğru şiddette yapılan ağırlık antrenmanları sadece kendinizi iyi hissetmenizi ve özgüveninizi artırmanızı sağlamakla kalmaz. Ağırlık, yani diğer ismiyle direnç antrenmanlarının bilhassa erkeklerdeki serbest testosteron seviyesini büyük oranda artırdığı bilinmektedir.
Testosteron, erkeklerde hem anabolik (doku oluşturma) hem de androjenik (eril özelliklerin destekleyicisi) steroiddir. Protein sentezini uyararak kas kütlesi artışını sağlamaktadır.
Testosteronun yaygın yan etkileri arasında akne, ödem ve erkeklerde meme büyümesi yer alır. Ciddi yan etkiler arasında karaciğer toksisitesi, kalp hastalığı ve davranış değişiklikleri yer alabilir. Maruz kalan kadın ve çocuklarda maskülenleşme gelişebilir. Prostat kanseri olan kişilerin ilacı kullanmaması önerilir.
Düşük libido: Cinsel istekte azalma düşük testosteron seviyeleri ile ilişkilendirilebilir. Yorgunluk ve enerji eksikliği: Düşük testosteron düzeyleri sürekli yorgunluk ve enerji düşüklüğüne sebep olabilir.
Kadınlarda testosteron düşüklüğüne bağlı olarak aşağıdakiler gözlemlenebilir: Cinsel isteksizlik, cinsel dürtüde azalma veya libido azlığı Cinsel ilişkiden zevk alamama veya cinsel tatminsizlik. Halsizlik, yorgunluk.
Fizyolojik bir bozukluk olmadıkça mastürbasyon yapmanın testosteron seviyelerine, ejakülasyondan hemen sonra olan artış haricinde herhangi bir önemli etkisi yoktur. Yani kas gelişimine olumlu ya da olumsuz bir etkisi yoktur.
20'li yaşların ortalarında zirve yapan testosteron seviyesi, 30'lu yaşlardan itibaren yavaş yavaş azalmaya başlar. 40'lı yaşlardan itibaren hormon seviyesi yılda ortalama %1 azalır.
Testosteronun boy uzatma mantığı şu şekildedir. Ergenlikte birçok aşama vardır ve her aşamada testosteron spikeı olur. (Yani testosteron her aşamada aniden artar ve genelde o seviyelerde kalır) Boy uzaması bu spikelerın olduğu aşamada kandaki protein miktarına bağlı olarak gerçekleşir.
Testosteron plazmada sabah erken pik yapar ve akşam üzeri de en düşük düzeye iner. Normalde Testosteronun %2 si serbest, %44 ü testosteron-estrogen bağlayıcı globülin TeBG ye bağlı, %54 ü albümin ve diğer proteinlere bağlıdır. Spermatogenezin başlaması için FSH ve LH gerekli, sürdürülmesi içinse testosteron yeterlidir.
Testosteron yapımı ergenlik ve erişkin yaş başlarında en yüksek seviyededir. Erişkinlerde 20-25 yaşlarında en yüksek, 65-70 yaşlarında en düşük değere sahiptir. Yaşlanmayla birlikte gittikçe T yapımı da azalmaya başlar. Ortalama 30-40 yaşlarından sonra erkeklerde %1 seviyelerinde bir azalma görülür.
Testisler (Yumurtalıklar): Testisler skrotum adı verilen yumurtalık torbalarında yerleşmiş bir çift bezdir. Testisler erkek karakteristiklerinin gelişmesini sağlayan testosteron hormonunun (erkeklik hormonu) salgılanmasından ve sperm hücrelerinin üretiminden sorumludur.
Testosteron eksikliğine karşı yeterli ve kaliteli uyuyarak, düzenli bir şekilde spor ve egzersiz yaparak, sağlıklı beslenerek testosteron düzeyleri artırılabilir. Özellikle diyabet hastalığı, obezite ve metabolik sendromlu hastalarda yaşam tarzı değişikliği ve kilo kaybı testosteron düzeylerini artırır.
Yapılan çalışmalarda düzenli bir şekilde yüksek miktarlarda alkollü içki tüketen erkeklerin testosteron düzeylerinin azaldığı belirlenmiştir. Bunun tersine kadınlarda alkol tüketiminin testosteron düzeylerini arttırdığına dair veriler bulunmaktadır.
Sürekli ve yüksek düzeyde yaşanılan stres, yoğun sigara ve alkol kullanımı, damar rahatsızlıkları, aşırı kilo, hareketsiz yaşam, diyabet, böbrek hastalıkları ve metabolik sorunlar testosteron salınımını ciddi düzeyde düşürmektedir. Yaşın ilerlemesi de düzenli bir azalmaya yol açar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri