Gerçek Kişi Tacirin Ticareti Terki Bir diğer anlatımla, gerçek kişi tacirin tacirlik sıfatı, ticari işletmesine bağlı olduğu için ticari işletmesinin, ticari işletme vasfını kaybetmesi, devrederek veya kapatarak kendi adına işletilmesinden vazgeçmesiyle tacir sıfatı da sona ermektedir.
Gerçek kişinin tacir sıfatı, ticaretin terk edilmesiyle sona erer. Ticaretin terkinden kasıt; işletmenin kapatılması veya o kişi adına işletilmesine son verilmesidir. Dolayısıyla gerçek kişiye tacir sıfatını kazandıran şartlardan birinin ortadan kalkması ile, tacir sıfatı da son bulur.
Gerçek kişilerin tacir sıfatı, ticareti terk edilmesiyle sona erer. Yani ticari işletmenin kapatılması ya da ticari işletmenin o kişi adına işletilmesine son verilmesini ifade eder.
Şirketler tacir, ortaklar değil. Ticari işletme işleten dernek ve vakıflar tacir. Kamuya yararlı dernek ticari işletme işletse de tacir değil işletmesi tacirdir. Gelirinin yarısından fazlası kamuya harcayan vakıflar ticari işletme işletse dahi tacir değildir.
İlgili 18 soru bulundu
İflas, borçlu bir tacirin, haczedilen bütün mallarının paraya çevrilmesi yoluyla, bilinen tüm alacaklılarına karşı borçlarını ödenmesini sağlayan, toplu bir tasfiye yöntemi olarak tanımlanabilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 18. maddesine göre tacir, her türlü borcu için iflasa tabidir.
Bilindiği üzere, Türk Ticaret Kanunu'na göre, gerçek ve tüzel kişi bütün tacirler, defter tutmak zorundadır. Bu zorunluluk tacir sıfatının kazanılması ile başlamakta ve o sıfatın sona ermesi ile bitmektedir.
Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.
Türk Ticaret Kanunu madde 12/1 uyarınca bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir. Gerçek kişinin bu sıfatı kazanabilmesi için bir işletmenin varlığı ve bu işletmenin kendi hesabına işletiliyor olması gerekir.
Bunlardan bazıları aşağıdaki gibidir: TTK m. 18/1 uyarınca tacir, her türlü borç için iflasa tabidir. İİK m. 43 de, TTK gereğince tacir sayılanlar hakkında iflas yolu ile takip yapılacağını düzenler. İİK m. 44 uyarınca, ticareti terk bildirimini takiben, tacir hakkında bir yıl süre ile iflas yolu ile takip yapılabilir.
Hukukumuzda kural olarak yalnızca tacirler iflasa tabi olmakla beraber, tacirler dışında; tacir sayılanlar ve tacirler hakkındaki hükümlere tabi olanlar ile özel kanunlarına göre tacir olmadıkları halde iflasa tabi oldukları bildirilen şahıslar da iflasa tabidirler (İİK m.43).
Esnaf, ticari işletme işletmediğinden tacir sıfatına sahip değildir ve bu nedenle TTK hükümleri kural olarak esnaflara uygulanmaz.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması sebebiyle, tacir sıfatını ortaklar kazanırlar ve bu sıfata bağlı olarak her ortak ayrı ayrı ticaret unvanı seçip kullanmak yükümlülüğü altındadır.
Tacire ilişkin hükümler donatma iştirakine de aynen uygulanır. Tüzel kişiliğe sahip olup da ticari işletme işleten kişiler de tacir sayılır.
Bir ticari işletme adi ortaklık olarak işletiliyorsa, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından ortaklardan her biri ticari işletmeyi kendi adına ayrı ayrı ticaret siciline tescil ettirmelidir. Bu durumda ticari işletmeyi işleten adi ortaklık ortakları tacir sıfatını kazanır.
Tacir yardımcıları genellikle bağlı ve bağlı olmayan tacir yardımcıları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ticari temsilci, ticari vekil ve pazarlamacı bağlı tacir yardımcıları; acente, simsar, komisyoncu ise bağlı olmayan tacir yardımcıları arasında sayılmaktadır.
Hâkim teşebbüs tacir sayılır”. Buna göre, TTK m. 195/1 ve 2'deki şartları gerçekleştiren teşebbüs, şirketler toplulu- ğunun hâkimi sayılacaktır.
Ancak tacir sıfatı kazanmak için tam fiil ehliyetine sahip olmak şart değildir. Küçük ve kısıtlılar da tacir sıfatını kazanırlar ve tacir olabilirler (MK md. 16).
Hukukumuzda tacir olabilmek için şirket kurmanıza gerek yoktur. Birçok kişi benim şahıs şirketim var derken aslında gerçek kişi tacir olduğunu ifade etmektedir. Gerçek kişi tacirler de bir şirket değil işletme söz konusudur ve bu bir şirket türü değildir. Örneğin bir kafeyi işletmek için şirket kurmanıza gerek yoktur.
Tacir ve tüccar kelimeleri benzer anlamlara gelseler de aralarında farklar vardır. Tüccar alım satımla uğraşıp ticaret yapan kişidir. Kısmen de olsa kendi adına çalışması gerekir. Tacir ise mal ya da hizmeti insanların 'ayağına getiren' kişidir.
Buna karşılık 903 sayılı Kanuna göre kamu görevi niteliğindeki işleri gören vakıflar ticari işletme işletseler dahi tacir sayılmaz.
Ticari defterlerin son kaydın yapıldığı takvim yılının bitiminden itibaren 10 yıl süreyle saklanması gerekmektedir.
Ticari Defterlerin Delil Olma Niteliği. Bir uyuşmazlıkta ticari defterler delil olarak kullanılabilmektedir. Ticari defterlerin delil niteliği tartışmalıdır, kesin delil veya takdiri delil kavramlarından herhangi biri altında düzenlenmemiştir. Sahibi lehine veya aleyhine delil olarak kullanılabilir.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri