Yara bakımı açısından yeterli sıvı alınmadığı zaman yara bölgesinde oluşan dehidratasyonun (Susuzluk), kan volümü düşüklüğüne neden olduğunu buna bağlı olarakta O2, besin öğeleri ve immün hücrelerin hasarlı dokuya taşınmasının yetersiz olduğu için yara iyileşmesinin geciktiğini sözlerine ekliyor.
Yaraları oksijenli su ve tentürdiyotla temizlemeyin
Düşme ya da kesme gibi nedenlerle oluşan yaralarda temiz su ve sabunla yıkayıp, temiz bir bezle örtmek genellikle yeterli olmaktadır.
Nemli ya da kuru ortamda iyileşme:
Yaranın tam da olması gerektiği gibi nemli olması iyi bir iyileşme süreci sağlayacaktır1. İdeal nemli ortamda iyileşme daha hızlı gerçekleşir ve yara izi oluşma riski azalır.
Yarayı Açık Bırakmak Daha Çabuk İyileştirmez
Yara iyileşmesi için oksijen gerektiği doğrudur ancak yaranın hızla iyileşmesi için kuru değil nemli bir ortam gereklidir. Kurumuş bir yarada iyileşme beklemek güçtür. Yaranın kuruması sonucu oluşan kabuk aslında yaranın gerçek anlamda iyileşmesini de geciktirmektedir.
Bu tip yaralar için doktorunuzun tavsiyelerini dinleyiniz lütfen. Su değdirmemek gereksiz yara atıklarının birikimine ve mikroorganizma üremesine yol açarak yaraya zarar bile verebilir.
İlgili 25 soru bulundu
2-Uygun yara bakımı ve pansuman: -Yaranın yeri, durumu, genişliği gibi faktörler göz önüne alınarak, dikiş sonrası 48-72 saat ıslatılmamalı ve yıkanmamalıdır. Cildin en üst tabakasının iyileşmesi bu sürede tamamlanır. -Bazı kirli ve akıntılı yaralarda bol suyla, basınçlı suyla ya da sabunlu suyla yıkamak gerekebilir.
Yaraları tuzlu suyla durulamak, yara modern bir dezenfektanla temizlenene kadar geçici koruma sağlayabilir, ancak sağlığınızı riske atmamak ve tıbbi yardım istemek en doğru seçenektir. Tuzlu su ciltte oluşan yaralar için iyi bir çözüm olmasa da ağız yaraları ve boğaz enfeksiyonlarına karşı oldukça faydalıdır.
Enfeksiyon Kapan Yara Nasıl Anlaşılır? Yara enfeksiyonu, yaranın enfekte olması durumudur. Enfekte olmuş bir yara kızarık, şiş ve iltihaplı görünebilir. Ayrıca yara çevresinde ağrı, sızı ve kötü koku da oluşabilir.
Yeni oluşan deri daha az elastiktir ve yaklaşık bir-iki yıllık bir süre boyunca gelişmeye devam eder.
Yaranın yetersiz beslenmesi, oksijenlenmesi ve enfeksiyonu gibi lokal faktörlerin yanısıra ileri yaş, beslenme sorunları, diyabet gibi eşlik eden ko-morbid durumlar, stres, çeşitli ilaçlar, alkol ve sigara alışkanlığı, radyasyon gibi etkenler de yara iyileşmesini olumsuz etkileyen pekçok önemli faktörlerdendir.
Yara bölgesine düzenli olarak pansuman yapılmalıdır. Günümüzde yaranın iyileşmesini hızlandırmak için özel olarak tasarlanmış ve üretilmiş medikal yara bakım örtü ve ürünleri kullanılmaktadır. Bu ürünler yarayı temiz tutarken, enfeksiyonu, akıntı ve kokuyu azaltmaktadırlar.
Yara çevresinde inflamasyonun (yangı) belirtileri olur. Bunlar; kızarıklık, deri renginde pembe-kırmızı renk değişiklikleri, yara çevresinde ödem, ağrı ve artmış deri ısısıdır. Bunların olmaması yara iyileşmesi açısından olumsuz göstergelerdir.
Bu yaralara, dikiş atılsın veya atılmasın, belirli aralıklarla pansuman yapılması gerekir. Pansuman yaranın sterilize edilmesi amacıyla bazı aralıklarda tekrarlanmalıdır. Yaranın mikrop kapmaması ve enfeksiyon oluşturmaması için mutlaka pansuman yapılmalıdır.
Protein, yara iyileşmesinin her aşamasında kullanıldığı için yara iyileşmesi üzerinde en fazla durulan makro besin ögesidir.
Kirli sarı renkte, yara tabanına yapışık tabakadır.Yarada bulunan fibrin ve proteinlerin birikimi ile oluşur. Kuru yaralarda sertleşir, ayrılması güçleşir, ıslak yaralarda yumuşar ve cıvıklaşır. Yara iyileşmesini durdurur, infeksiyon yükünü arttırır.
Bu sebeple yaranın sağlıklı deri kısmına iyot içeren sıvı, yara içerisine ise sadece antibiyotikli merhemler uygulanır. Bu işlemler tamamlandıktan sonra temiz kuru bir pansuman bezini yaraya kapatarak yapıştırırız. Yara iyileşene kadar pansuman her gün devam etmelidir.
Hyaluronik asit ve kolajen üretimi cilt yenilenmesinin en önemli iki kahramanıdır. Cildimizin doğal olarak ürettiği hyaluronik asit ve kolajen, 20'li yaşların sonundan itibaren azalma eğilimine geçiyor. Yani cilt kendini daha az yeniler oluyor ve yavaş yavaş elastikiyetini kaybediyor.
Hangi nedenle olursa olsun hangi yöntemle yara kapatılırsa kapatılsın onarım bölgesinde bir tamir süreci başlar. Yara izinin son halini alması 1-2 yıl sürer. Zamanla yara izi ten rengine döner.
İltihaplı yaraların, genel olarak iyileşme süreçlerine bağlı olarak çeşitlendirilmesi yapılmaktadır. Bu iyileşme süreçleri ilk olarak bakterileri yok etmek amacıyla antibiyotik tedavisiyle gerçekleşir. Ve bu süreç uygun görülen antibiyotik tedavisinden cerrahi müdahalelere kadar ilerleyebilmektedir.
Enfeksiyon riski yüksek yaralar şunlardır:
Gecikmiş yaralar (6 saatten fazla), Dikişleri ayrılmış yaralar, Kenarları muntazam olmayan yaralar, Çok kirli ve derin yaralar, Ateşli silah yaraları, Isırma ve sokma ile oluşan yaralar.
Açık Yaraların Pansumanı
Yaranın deri ile kaplı etrafı silinir. Açık yaranın içi kesinlikle antiseptik ile temizlenmez. Yara içi, enjektöre çekilen ve basınçlı püskürtülen serum fizyolojik ile yıkanır ya da serumla ıslatılmış steril gazlı bezle çok yumuşak bir şekilde silinir. Temiz yaralarda bu işleme gerek yoktur.
Talk pudrası pisliklere ve yaralara serpilir. Özellikle de küçük çocuklara banyodan sonra uygulanır. Bu işte kullanılan talk eczanelerde genellikle paketle satılır ve delikli kutulara konularak bölgeye serpilir. Hoş bir koku vermesi için de içine kokulu maddeler de katılır.
Dr. Taş, "Kesik bölgeye doğrudan oksijenli su, tentürdiyot ile uygulamalar yapılmamalıdır. Yaraya kül basma, tütün basma veya şeker basma gibi geleneksel uygulamalar yapılmamalıdır. Bu uygulamalarda istenmeyen mikro organizmaların vücuda girişine ve enfeksiyonlara neden olabilmektedir" şeklinde uyardı.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri