Sulardan Kaynaklanan Hastalıklar: Özellikle ılıman ve sıcak iklimlerde insan ve hayvan dışkısı ile kirlenen sularda bol miktarda mikroorganizma bulunur. Aynı şebekeden su kulla- nan insanların enfekte olmaları sonucunda salgınlar çıkar. Viral hepatit, tifo, kolera bu gruba giren enfeksiyon hastalıklarıdır.
Musluk suyu içerisinde bakteri ve parazitler varsa E. coli, giardia ve cryptosporidium en yaygın görülen su kaynaklı enfeksiyon nedenleri arasında yer almaktadır. Su kaynaklı enfeksiyonlarda yaygın belirtiler benzerdir ve karın ağrısı, gaz, kanlı dışkı ve şiddetli ishal, iştah kaybı ve ateş olarak ifade edilebilir.
Kirli suyla uzun süre temas eden cilt yüzeyinde özellikle mantarlara bağlı olarak 'dermatofitoz' adı verilen enfeksiyonlar görülebiliyor.
Çoğunlukla su ve gıdalara bulaşan etkenlerin neden olduğu hastalıklar; ishal, tifo, kolera, bağırsak paraziti, viral hepatit ve brucella olarak sıralanabilir.
Bakterilerin varlığı, inkübasyonun sonunda, membran filtre üzerinde kolonilerin oluşması ile anlaşılır. Membran filtre üzerinde gelişen koloniler sayılarak cfu/100 ml su şeklinde raporlanır. Diğer bir analiz yöntemi de test tüplerinde renk değişikliklerini gözleme mantığına dayanan hızlı test yöntemidir.
İlgili 43 soru bulundu
İçme suyu, diğer tüm maddeler gibi çok az da olsa bir miktar bakteri içerir. Bu bakterilerin büyük bir kısmı yaygın ve zararsız olanlardır. İçme suyu, tesisatlarda dolaşırken bakteri üremesini engellemek için genellikle klor eklenir. Bu sebeple içme suyu çok az bir oranda klor içerebilir.
41 suda başta "koliform" (dışkı yoluyla bulaşan) bakteriler olmak üzere insan sağlığına zararlı maddeler bulunması, damacana sularının mikroplu olduğunu ortaya koydu.
Entamoeba histolytica adlı bir para- zitin yol açtığı hastalığa amipli dizanteri denir. Kanalizasyon sularının içme suyuna karışması veya bu parazitin yumurtalarını taşıyan canlı- ların temas ettiği suların içilmesiyle bulaşır. Or- talama bir haftalık kuluçka süresini takiben ka- rın ağrısı, kanlı ishal ve ateş başlar.
Musluk suyu kaynatılırsa içilir mi? Musluk suyunun kaynatılması durumunda suyun içindeki kalsiyum, magnezyum, karbonat kireç halinde çökeceğinden ve su mineralini kaybedeceğinden musluk suyunun kaynatılarak içilmesi önerilmemektedir.
Besin zehirlenmesi belirtileri çoğunlukla 2-3 gün içinde kendiliğinden geriler ve herhangi bir tedavi gerektirmez. Bu süre içinde bol miktarda su ve yağsız sıvı alınması, ishal ve kusma ile kaybedilen sıvının yerine konması için gereklidir. Kusma var ise bulantı önleyici ilaçlar kullanılabilir.
Sıcaklık veya soğukluk gibi fiziksel unsurlar, hastalıkların doğrudan nedeni olamazlar. Dolayısıyla terliyken soğuk su içmeniz, terli bir şekilde dışarı çıkmanız, soğuk bir ortamda kalmanız hasta olmanızın ana sebebi değildir!
Özçelik, soğuk içeceklerin genelde kişinin vücut direncini düşürerek daha önce boğazda var olan virüs ve bakterilerin enfeksiyona yol açmasına neden olduğunu belirtiyor. Dr. Özçelik, bazı kişilerin ise hafif soğuk içeceklerden bile olumsuz etkilenebildiğine dikkat çekerek uyarıyor.
İdrar yolları enfeksiyonu olan kişilerin bol su içerek mesaneyi düzenli olarak yıkaması gerekir. Su içmek idrarınızı sulandırmaya ve daha sık idrara çıkmanıza yardımcı olur, böylelikle bir enfeksiyon başlamadan önce bakterilerin idrar kanalınızdan akmasını sağlar.
Akut sistitin çok rahatsız edici semptomlarından (sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma hissi, kramp benzeri ağrı) olabildiğince çabuk kurtulmak için bol sıvı almak son derece önemlidir. Sıvı için şekersiz çay veya su en iyi seçimlerdir.
Musluk suyunda bulunan tarım ve böcek ilaçları, kalp-damar hastalıklarından doğum sorunlarına kadar birçok hastalığa neden olur. Musluk suyunda bulunan kurşun, cıva, alüminyum gibi metaller beyin, sinir sistemi, üreme hastalıklarına yol açar.
Baş ucumuzda bir gece ya da biraz daha uzun süre bek- lemiş suyu içmenin nahoşlaşan tadı dışında bir sakın- cası görünmüyor. Ancak çok uzun süre beklerse suda mikroorganizmalar oluşur ve suyu kokutur. Örneğin algler tarafından üretilen geosmin ve 2-metilizoborneol molekülleri suyun toprak gibi kokmasına neden olur.
– Kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olmalıdır. – Sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler bulunmamalıdır. – Yeterli derecede yumuşak olmalıdır. – Ne aşındırıcı olmalı, ne de taş yapmalıdır.
Pet veya cam şişelerde beklemiş sularda kolera, salmonella gibi bakteriler, amip gibi parazitler, rotavirüs, Hepatit A ve E gibi virüsler bulaşabileceğini belirten Uzm. Dr. Bengisu Ay, "Hepsinin ortak bulgusu bulantı kusma ve ishaldir. Arabada uzun süre beklemiş su tekrar kullanılmamalı" dedi.
Bazı mikroplar bir süre sonra KLOR'a alışır ve klorlu suda dahi üremeye başlar. Bu sebeple, gerektiğinde su sistemlerine ŞOK KLOR uygulanır, yani periyodik olarak su sisteme yüksek dozda klor verilerek klora alışmış mikropların bu şok tesiri ile giderilmesi sağlanır.
Kaynar su, bakteriler, virüsler ve parazitler dahil olmak üzere çoğu zararlı mikroorganizmayı etkisiz hale getirir.
Dolayısıyla durgun suyu seven tüm canlılar, mikroplar, hatta bazen kurtçuklar bu yüksek hacimli depolarda ürer.
Ham suda yükselen demir ve mangan bileşikleri suyun renginin bozulmasına ve acı metalik bir tat almasına sebep olmaktadır. Süloğlu Barajında mevsimsel olarak oluşan su kalitesinde bozulmalar sonucu, İçme Suyu Arıtma Tesislerimize, su kalitesinin çok daha iyi olduğu Kayalı Barajında ham su alınmaya başlanmıştır.
Arsenik, krom, kurşun, cıva gibi elementler su içerisinde zehirli etki yapabilmektedir. Aynı şekilde baryum, amonyum, nitrat, klorür gibi maddelerin de belirlene değerlerden fazla bulunması olumsuz etkiye sebep olmaktadır.
Zararlı bakteriler, parazitler ve virüsler yağmur sularının içinde bulunabilir. Ayrıca yağmur suları tarihsel açıdan hastalık salgınları ile de ilişkilendirilmiştir. Kırlı, hayvan dışkısı veya ağır metaller ile temas eden yağmur suları insan sağlığına tehdit oluşturmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri