Atasözü [1]Yapılacak bir işi hemen yapmayıp geciktiren kişi zarar eder. Örneğin bir şeyden birçok kimse yararlanacaksa daha önce davrananlar seçer, seçer alırlar; geriye döküntüleri kalır.
Sona kalan dona kalır atasözü, bir işi zamanında yapmayan ve erteleyen kişilerin nihayetinde zarar edecekleri anlamına gelir.
Sona kalan dona kalır Atasözünün Anlamı: Bir işin ya da paylaşımın sonunda kalanın, en değerli ya da en büyük kısmını aldığına dikkat çeker.
Deyim. [1] Bir süre şaşkın vaziyette kalmak. [2] Ne söyleyeceğini, ne diyeceğini bilememek.
“Yerin kulağı var/ olmak” deyimi yeraltı varlıklarından kulağı ön plana çıkanlar ve bu kulak vasıtasıyla dinleme fonksiyonu kazanan var- lıklarla ilgili anlatmalardan kaynaklanmaktadır.
İlgili 28 soru bulundu
Deyimler, tarihin bilinen veya bilinmeyen bir döneminde, genellikle mecazlaşarak halkımız tarafından benimsenmiş, kalıplaşmış söz öbeklerinden oluşmaktadır. Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve nesilden nesile aktarılarak halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte sözlere ise atasözü denmektedir.
Deyim, bir kavramı belirtmek için üretilmiş özel bir anlatım kalıbıdır; atasözleri ise genel kural belirtme niteliğine sahip sözlerdir.
"Düşenin dostu olmaz" Atasözünün Anlamı: Bu atasözü, zor durumda olan veya başarısızlığa uğrayan bir kişinin yanında çok az kişinin durduğunu, genellikle çevresindeki insanların ondan uzaklaştığını belirtir. Başarısızlık veya zorluk anlarında gerçek dostların ayırt edilebileceğine işaret eder.
"Can Derdine Düşmek" deyimi, Türkçede bir kişinin kendi sağlığı, yaşamı veya varlığını tehdit eden ciddi bir sorunla karşı karşıya kalması, hayati bir tehlikeyle yüz yüze gelmesi anlamına gelir.
Can boğazdan gelir Atasözünün Anlamı: Bu atasözü, hayatta kalmak ve sağlığı korumak için beslenmenin önemine vurgu yapar. İnsanın yaşaması için yemesi, içmesi gerektiğini belirtir.
Deyimler, atasözleri gibi kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin tümü ya da bazıları değiştirilip yerine -aynı anlamda da olsa- başka sözcükler konulamaz veya söz dizimleri değiştirilemez. Örneğin; kabak tadı vermek yerine kabak kokusu vermek denemeyeceği gibi, ağır başlı yerine de başı ağır kullanılmaz.
Dudak ısırmak deyimi, herkesin kullanabileceği ve duyabileceği yaygın kullanılan bir deyimdir. Deyimler her ne kadar mecaz anlamlı olsa da dudak ısırmak deyimi fiziki olarak da gerçekleştirilebilecek nadir deyimler arasındadır. Dudak ısırmak deyimi iki ayrı anlamda kullanılabilir.
Baklayı ağzından çıkarmak: Gizli tuttuğu şeyleri açıklamak, söyleyemediği şeyleri sabrı tükenince söylemek. Baltayı taşa vurmak: Farkında olmadan karşısındakini rahatsız ede cek, kızdıracak söz söylemek. Bardağı taşıran son damla : Sonunda insanın sabrını tüketen, olum suz tepki yaçatan söz, davranış vb.
Çok sinirlenmek ve bunu görsel açıdan oldukça fazla belli etmek söz konusu olduğunda küplere binmek deyimi kullanılmaktadır. Böyle durumlarda kişi etrafına inanılmaz sinirlenir, bağırıp çağırır ve hatta yüzü kızarır. Böylesi bir öfke derecesini anlatmak adına bize küplere binmek deyimi değerlendirilmektedir.
"Karnı zil çalmak" deyimi, bir kişinin çok aç olduğunu ve yiyecek bir şeylere şiddetle ihtiyaç duyduğunu ifade eder. Bu ifade, genellikle kişinin açlığının yoğunluğunu ve aciliyetini vurgulamak için kullanılır.
"Kendini Ateşe Atmak" deyimi, genellikle kişinin kendini bilerek tehlikeli veya riskli bir duruma sokması anlamında kullanılır.
Bir kimseyi tanır gibi hissedilen durumlar için oldukça kullanışlı bir deyim vardır. Bu deyim gözü ısırmak deyimi olarak bilinir. Yani gözü ısırmak denildiği zaman o kişiyi veya o yeri hatırlama anlamı çıkar. Doğal olarak kişinin bir yeri veya kişiyi gözü ısırması sıkça karşılaşılan bir durumdur.
"Ağzını Aramak" deyimi, Türkçede bir kişinin ne söyleyeceğini, nasıl bir tepki vereceğini veya ne düşündüğünü öğrenmek için ona soru sormak veya konuşmasını sağlamak anlamına gelir. Bu ifade genellikle, bir kişinin görüşlerini, düşüncelerini veya hislerini açığa çıkarmak amacıyla kullanılır.
Ağız değiştirmek, geçmiş zamanda söylenen bir sözün tam aksini söylemek demektir. Sözlerini tutmayan ya da savunduğu şeylerin arkasında durmayan kişileri tanımlamak için de ağız değiştirmek deyimi kullanılır. Anlamı: Geçmiş zamanda dile getirilmiş sözlerin tam zıddını söylemek.
"Dudak Bükmek" deyimi 3 farklı anlamda kullanılmaktadır. Bu anlardan ilki küçümsemek anlamındadır. Deyimin ikinci anlamını ise beğenmemek oluşturmaktadır. "Dudak bükmek" deyiminin son anlamı ise umursamamak olmaktadır.
2. Atasözleri tüm zamanlar için ve herkes için geçerlidir. Deyimler ise anlık durumlar için ve sözü söyleyen kişi ya da kişiler için geçerlidir. » “Öfkeyle kalkan zararla oturur” sözü her zaman ve herkes için geçerli olduğu için atasözüdür “kulak kabartmak” sözü ise anlık bir durumu bildirdiği için deyimdir.
Ev alacak kimse için komşular evden daha önemlidir. Komşular kötü ise, en güzel bir evde bile rahat oturulamaz.
"Ağaç yaşken eğilir " Atasözünün Anlamı: Bu iki atasözü de, eğitim ve öğretimin küçük yaşlarda başlaması gerektiğini, çünkü bu dönemde öğrenilenlerin kişi üzerinde daha etkili olacağını vurgular.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri