Şehidin, kul haklarından başka bütün günahları affolur. Kul haklarını da, Allahü teâlâ Kıyamette helalleştirecektir. Suda boğularak ölen şehitlerin kul borçları da affedilir.
Kim, nerede, nasıl ölürse ölsün, Müslüman değilse şehit olmaz. Gayrimüslim ise, zulmen de öldürülse şehit olmaz. İmanı varsa, yani itikadı düzgün bir Müslümansa, günahları çok olsa da, savaşta ölsün, anarşide ölsün, görevde ölsün, kanser gibi hastalıklardan ölsün, şehit olur.
Evet, kabir hayatına gidenler, dünyadaki yakınlarının amellerinden haberdar oluyor, seviniyor veya üzülüyor, onlar için dua ediyorlar.
Bu kimseler, yıkanmaz, kefenlenmez, namazları kılınıp kanlı elbiseleri ile defnedilir. Uhud, Bedir ve Çanakkale şehitleri gibi.
Kıyamet günü ise üç kişi şefaat eder. Bunların ilki peygamberler diğerleri alimler ve son olarak ise şehitlerdir. Allah yolunda ve vatan yolunda can vermiş kişilere şehit denilmektedir. Şehitlerin ise 100 kişiye şefaat etme hakkı vardır.
İlgili 40 soru bulundu
MADDE 61. – Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malûl ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Şehitlerin, şehit oldukları andan itibaren ruhları cennete gidip orayı gördükleri halde, diğer mü'minlerin ruhları sadece kıyamette görecektir. Şehit denilmesinin bir başka sebebi, şehidin cennete gireceğine Allah ve melekler şahitlik ettiği içindir denilmiştir.
Şehitlerin beden bütünlüğünün olmaması nedeniyle cenazelerin lehimlenerek kapatılmış tabut içerisinde defnedilmesi düşünülüyor.
Şehitler diye bilinen mezarlar, kendi adıyla anılan Şehitler Mahallesi, Şehitler Camii karşısında ve camii önünden geçen Zara Yolu'nun kenarında sanayi çarşısı dükkanlarının önünde bulunan yeşil alanın içerisindeki mezarlardır.
İslam'ın yücelmesi (ila-i kelimetullah), vatan müdafası için savaşırken ölen Müslümanlar. Bu kimseler yıkanmaz, kefenlenmez, namazları kılınıp kanlı elbiseleri ile defnedilir.
Ebu Hureyre -radıyallahu anh-'den rivayet olunan bir hadiste Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Şehit, ölüm anında sizlerden birinizin ısırıldığında hissettiği kadar acı hisseder.»
Şehit kabirde meleklerin sorgulamalarından ve kabir azabından muaf tutulur.
Ölü, ruhun cesedinden ayrılmasından sonra öldüğünü anlamaktadır. Nitekim hadislerden de anlaşıldığı gibi, ruhun cesedden ayrılması ile nimet ve azap başlamaktadır.
Trafik kazası sonucu çoğu ölümler de bu şekilde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla trafik kurallarına riayet ettiği halde kazada ölen müslümanların da hükmî şehid kabul edilebilecekleri söylenebilir.
Karnındaki bir hastalıktan dolayı ölen kimse, denizde haram olmayan bir sefer ederken boğularak ölen kimse, duvar göçmesi gibi yıkıntı altında kalarak ölen kimse ve Allah yolunda şehit olan kimsedir ve bunların arasında en üstünüdür. Aynı şekilde savaş haricinde Allah yolunda ölen kimse şehittir.
Şehitlerin, kul hakları hariç tüm günahları affedilir. Peygamberlerden sonra en yüksek manevi makama sahiptirler. Cenazeleri yıkanmaksızın, elbiseleriyle defnedilmeleri gerekir, çünkü üzerlerindeki kanın onlar için ahirette madalya gibi olacağına inanılır.
Şehit te, sorgusuz sualsiz Cennete gidecektir. Aşağıda yazının tamamına yakını İbni Âbidin hazretlerinin Redd-ül muhtar kitabından alınmıştır. Müslüman olmak şartı ile aşağıdaki 37 maddede bildirilen kimseler şehid olarak ölür.
İstanbul'da, farklı tarihlerde oluşturulmuş Alaiye, Çifte Nöbetçiler, Edirnekapı, Gazilertepe, Hadımköy, Küçükyalı, Sakızağacı Hava, Karacaahmet Sultan, Deniz Hastanesi, Hürriyet-i Ebediye, Tayyare Şehitleri Abidesi, Yeniköy ve Yeşilbayır şehitliği bulunuyor.
Şehidin kefeni, sırtındaki elbisesidir. Bu elbise aynı zamanda bir imtiyaz nişanesi ve ibadet eseri kabul edildiğinden dolayı üzerindeki kanlar giderilmez. Ancak kandan başka necaset varsa, o pislik giderilir. Namazları öylece kılınarak defnedilirler.
Çürüyor ama yapısı gereği toprak altında oksijensiz ortamda yüzlerce yıl kalabilir. Özel falan değil sadece oksijensiz bir ortam ve çabuk çürüyen organları alıyorlar. İç organlar beyin göz vs sadece deriye yakın et kalıyor.
Ancak şehitlerin -diğer veliler gibi- bazen temessül etmeleri ve dünyada bazı kimselere görünmeleri, onların yardımına koşmaları Ehl-i sünnet akidesine göre caizdir ve vakidir.
Kuşkusuz, cennette her lezzetin yanında cinsî ilişki de vardır. Kur'an'da kişilerin eşlerinden ve ayrıca hurilerden bahseden ayetler dolayısıyla bu tür ilişkiden de söz etmiş oluyor. Kur'an'da vurgulandığı üzere (30/Rûm, 21) karşı cinsler hayatlarını birleştirmekle bedenî ve ruhî tatmin bulmaktadırlar.
Kur'ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerin beyânına göre; dünya hayatında kurulan âile hayatları, eşlerin her ikisi de -cennete liyakat kazanmaları halinde- ebediyen beraber olacak ve karı-koca münasebetleri sonsuza kadar cennette devam edecektir.
[Hadiste; “cennet ehline 2 huri vardır, denilmektedir. Bu kadınları da ve erkekleri de içerir. Kadınlara olan huri erkek olacak erkeklere olan huri kadın olacaktır. Erkekler onlara kime benze derlerse ona benzerler erkek onlarla birlikte olur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri