Geçim derdi, yoğun iş hayatı, trafik çilesi derken stres peşimizi bırakmıyor. Geçmek bilmeyen sırt ve baş ağrıları, kaygı, mutsuzluk, sinirlilik gibi durumlar, stresin belirtisi olarak karşımıza çıkıyor. Uzman Klinik Psikolog İpek Özaktaç, “Sevdiğiniz insanlara sarılın, ağrılarınız da stresiniz de azalsın” dedi.
Sarılma anında gerçekleşen küçük donuşlar, beyinle doğrudan iletişimde olan “afferent c “ denilen tensel sinirleri harekete geçiriyor.. Bu sinirler beyinle bağlantı kurarak endorfin salgılanmasını sağlıyor. Bir ağrı kesici etkisi yapan endorfinler daha az acı çekmemizi ve sakinleşmemizi sağlıyor.
Sarılmak, vücudumuzda çok sayıda hormonun salınmasına neden olur. Sarılmayla birlikte seviyeleri yükselen oksitosin, kan basıncında ve stres hormonunda azalmaya neden olur. Serotonin ve dopamin gibi iyi hissettiren hormon seviyelerini arttırır ve depresyon ve kaygı gibi rahatsızlıkları azaltır.
Vücudunuz oksitosin salgılıyor
Oksitosin, bağlarınızı kuvvetlendiren ve sizi muhteşem hissettiren bir hormon türüdür. Sarıldığımız zaman vücudumuz oksitosin hormonu salgılamaya başlar. Hormon salgılandıktan sonra mutlu olur ve iyi hissederiz. Ve karşıdaki kişiye bağlanmaya başlarız.
Bunun bilimsel açıklaması: sarılınca salgılanan hormon, "oksitosin hormonu".
İlgili 43 soru bulundu
Erkekler de unutulmaz birlikteliklerden hoşlanıyorlar. Özellikle de ciddi ilişkilerde öpüşmeye, sarılmalara önem veriyorlar.
Dopamin size zevk veren duygularınız, hafızanız, öğrenme seviyeniz ve vücudunuzdaki diğer motor sistemlerle ilgili hormondur. "İyi hissetme" hormonu olarak da bilinen dopamin hormonu, ruh halinizi anında yükselterek hızlı bir şekilde mutlu hissetmenize yardımcı olur.
Nikahsız el ele tutuşmak haramdır. Dudaktan yanaktan öpmek de günahtır. Zinaya girmez.
Çocukların zihinsel ve entellektüel gelişimlerini hızlandırıyor. Aile terapisti Virginia Satir “Yaşamak için sarılmalıyız. Her gün en az 8 kez sarılmaya ihtiyacımız var” diyor. Bütün bu etkilerden yararlanmak istiyorsanız, bugün, sevdiklerinize sarılarak bir adım atabilirsiniz.
Biyolojik işlevinden ötürü bağlanma, sarılma, aşk hormonu olarak da adlandırılıyor oksitosin çünkü sarılma, dokunma sonrası karşımızdaki bireye olan bağlılığımız, duygularımız bu hormon sayesinde kuvvetleniyor. Bu yüzden sevdiğimiz bir insan bize sarıldığında psikolojik olarak bir rahatlama, gevşeme hissediyoruz.
Çiftlere, stresli bir deneyim yaşamadan önce partnerlerine sarılmaları talimatı verildi. Testler sonucunda kadınlarda stres hormonu olarak bilinen kortizolun azaldığı gözlendi. Erkeklerin kortizol seviyesinde ise bir değişiklik olmadı. Yani araştırmaya göre sarılmak kadınlarda stresi azaltırken, erkeklerde azaltmıyor.
Sarılma anında oksitosin hormonu salgılanır.Bu sayede sarıldığınız kişiyle derin bağlar kurar , mutlu ve dinç hissedersiniz. Endorfin salınımıyla vücutta ağrı kesici etki oluşur ve bu etki yalnızca fizyolojik ağrılara değil psikolojik ağrılara da birebirdir. Hissedilen yalnızlık ve değersizlik sarılma anında körelir.
SARILAN VE SARILMAYAN ERKEKLERDE FARK YOK
Tükürükteki stres hormonu kortizol ile ölçülebilen biyolojik stres tepkisi, aynı teste giren erkek gruplar arasında fark olmadığına işaret etti.
Sarılmak, vücudumuzda çok sayıda hormonun salınmasına neden olur. Sarılmayla birlikte seviyeleri yükselen oksitosin, kan basıncında ve stres hormonunda azalmaya neden olur. Serotonin ve dopamin gibi iyi hissettiren hormon seviyelerini arttırır ve depresyon ve kaygı gibi rahatsızlıkları azaltır.
Bununla birlikte sarıldığımız kişiye de aynı duyguları iletir ve karşılıklı olarak hem güven hem de huzur sağlamış oluruz. Sarılmak, aynı zamanda insanların iletişimine katkı sağlarken birbirini anlamayı kolaylaştırır.
“Sarılmak neden güzeldir bilir misin? Çünkü sağ tarafta kalp yoktur, ve orası hep boştur... Sarılınca sağ yanını O'nun kalbi doldurur...” (Aziz Nesin)
Araştırma sonucuna göre sevdiklerinize beş ila 10 saniyelik süreyle sarılmak bir saniyelik kısa sarılmalardan daha olumlu etki yapıyor.
Bu sarılma özellikle dans ederken gerçekleşir. Kişinin kolları partnerin boynundayken diğer taraf nazikçe ellerini partnerinin beline koyar. Romantik bir hava vardır ve genellikle partnerler göz teması kurarlar, gülümserler, tatlı bir muhabbet ederler.
Dünya Sarılma veya Kucaklaşma Günü, ilk olarak 21 Ocak 1986 tarihinde Michigan'da kutlanmış. Dünya Sarılma Günü, o günden bu yana dünyanın birçok ülkesinde Sarılmanın önemine dikkat çekmek için kutlanmaya devam ediyor.
“Arkadaşlık”, “flört”, “birlikte yaşama”nın kendisi değil; bu tür bir ilişkide cinsel ilişkiye girmek zinadır.
Nikahsız el ele tutuşmak haramdır. Dudaktan yanaktan öpmek de günahtır. Zinaya girmez. Ama günahtır.
Anlaşılacağı üzere, zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli şart cinsel ilişkidir. Yargıtay'a göre, "cinsel ilişki"nin varlığının kesin olarak veya güçlü karinelerle kanıtlanmış olması gerekir. Bu koşulla zinanın ispatının önemi vurgulanmaktadır.
Hormon seviyeleri saçları, cildi ve bağışıklık sistemini olumlu yönede etkiler. Dolayısıyla bu dönemde cinsel arzularda bir artış görülmesi beklenir. Bu dönem kadınların sekse en yatkın oldukları zamanlardan. Ayrıca östrojen seviyesinin yüksekliği cinsel arzular kadar çekiciliğin de artmasını sağlıyor.
Cinsel isteksizlik genel olarak psikolojik faktörlere bağlı olmanın yanı sıra erkeklik hormonu olan testosteron eksikliği neticesinde de karşımıza çıkabilmektedir. Testosteron erkeklerde cinsel dürtü yani libidonun düzenlenmesinde etkili temel faktördür.
Mutluluk hormonunun vücutta pek çok işlevi bulunur. Ruh halinin düzenlenmesi, uyku ve uyanıklık döngüsünün sağlanması, sindirim sisteminin işleyişi, mide bulantısı, kan pıhtılaşması, kemik metabolizması, yara iyileşmesi ile doku tamiri ve cinsel istek serotoninin anahtar rol oynadığı başlıca konulardır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri