Bilim adamlarına göre sakal bırakmak yüzü güzelleştiriyor. Çünkü sakal bırakıldığında ciltte hastalıklarla ve cilt virüsleriyle savaşan bir antibiyotik üretiliyor. Bir dergide yapılan araştırmada sakallı ve sakalsız 408 sağlık personelinin yüzünden örnekler alındı ve sakal bırakmak için iyi bir neden tespit edildi.
Aslında sakal bırakmak doğal yaşlanma belirtilerini gizlemek için harika bir yöntemdir. Sakalın erkeği daha olgun gösterdiğine dair genel bir kanı olsa da, sakal sizi güneşin zararlı UV ışınlarından koruyarak cildin genç kalmasını sağlar. İSLAMA GÖRE SAKAL!
Bilim insanları sakalın sadece yüzdeki kusurları örtmekle kalmadığını, aynı zamanda sakalın birçok faydası da bulunduğunu belirtiyor. Sakal cilt hastalıklarını önlüyor, enfeksiyon riskini azaltıyor, alerjiden koruyor ve dinimizde de büyük öneme sahip. İşte sakalın tüm faydaları...
Cildiniz nemini korur: Sakal, cildinizin yağını tutarak doğal olarak nemli kalmasını kolaylaştırır. Ayrıca rüzgar ve havlu gibi dış etkilerden cildinizi korur.
Sakal bırakılması, bıyıkların kısaltılması (dudağı geçmeyecek tarzda) tırnakların kesilmesi, ağzın temiz tutulması, vücuttaki kirliliklerin giderilmesi, fazla tüylerin alınması sünnet olarak görülmüştür. Sünnet niyetiyle bırakılmış olan sakalın sonradan kesilmesi hoş kabul edilmemiş, mekruh sayılmıştır.
İlgili 32 soru bulundu
Resûl-i Ekrem'in sakalının sık olduğu (Müslim, “Feżâʾil”, 109), sakalını eninden ve boyundan kısalttığı (Tirmizî, “Edeb”, 17) ve Peygamber'in fiillerine uymada titizliğiyle bilinen sahâbeden Abdullah b. Ömer'in sakalını avucuyla tutup bundan fazla olan kısmı tıraş ettiği (Buhârî, “Libâs”, 64) bildirilmektedir.
Sakal sünneti yüzün belirli alanlarında çıkan tüylerin tıraş edilmemek suretiyle fıtratın korunması şeklinde uygulanır. Peygamberimizin şemailinde ve ilgili sözlerindeki şekilde sakal bırakılır ve bu çocukluktan ölüme kadar vaciplik ifade eden bir peygamber sünnettir.
5. Sakal vergisi:
Sakallarını kesmeyen erkeklerden ise vergi alınıyordu. O zamanlar Rusya, diğer ülkelere göre daha gerideydi. Petro, diğer Avrupa ülkelerini ziyaret ettiğinde ne kadar modern olduklarını gördü ve bunun sebeplerinden birini sakalsız olmalarına bağladı. Bu yüzden de sakalı yasakladı.
Saç veya sakal kesmenin büyüme hızına hiçbir etkisi yok. Bu, genetik olarak önceden belirleniyor. Büyüme hızı; genel sağlık durumu, diyet alışkanlıkları, tiroid bezinin çalışma miktarı, düşük demir oranları veya kansızlık gibi endokrin işlevlerle ilgili faktörlerden etkilenir.
Sakalların gelişimi ergenlik dönemiyle başlar ancak çoğu zaman ergenlikle beraber tamamlanmaz. Birçok erkekte sakallar yirmi sekiz ve hatta otuz yaşına kadar gelişim gösterebilir.
Köse kelimesi anlam olarak, erkeklerin sakal ya da bıyığının çıkmamasını anlatmak için kullanılan bir kavramdır. Köse kelimesi için ayrıca seyrek sakalı olan ifadesi de kullanılmaktadır. Türk Dil Kurumuna göre köse kelimesi, bıyığı ve sakalı çıkmayan ya da seyrek çıkan erkek olarak açıklanmaktadır.
Peygamber (s.a.v.) sakal bırakmayı fıtrata (yaratılış değerlerine) uygun davranışlar arasında saymıştır (Buhari, Libas, 62; Müslim, Tahare, 56; Ebu Davud, Tahare, 29; Nesai, Zîne, 1). Nitekim kendisi de sakal bırakıp bunun güzelce bakımını yapmış ve bir tutamdan fazlasını kesmiştir.
Testosteron, sakal büyümesini teşvik eder ve bu da erkeklerde daha gür ve yoğun sakallara sahip olma eğilimini artırır. Bu da sakallı erkekleri daha güçlü, olgun ve çekici kılar. Sakallar aynı zamanda simetriyi ve çene hatlarını belirginleştirerek yüzün daha çekici görünmesini sağlar.
İşte sakal bırakmak, hem -başta Hz. Muhammed (asm) olarak- peygamberlerin yolunu takip etmek, hem de fıtrat / yaratılış prensiplerine uygun hareket etmek manasına gelir. İster vacip ister sünnet diyelim; sakal bırakmak Hz. Peygamberi (asm) taklit etmek, ona benzemenin bir yoludur.
Üstad Hazretlerinin sakal bırakmamak noktasında mazereti çoktur. Hayatı hep zorluklar, sürgünler ve hapislerde geçtiği için, sakalı bıraktıktan sonra kesilme tehlikesine tedbir olmak için baştan bırakmamıştır. Yani denebilir ki sakalı, harama düşmemek niyeti ile bırakmamıştır.
Genel bir kural olarak, her yedi ila on günde bir dağınık sakalları ve düzensiz şekilde büyüyen alanları düzeltmeye çalışın. Sakalınızı düzelttiğiniz günler arasında uzayan kılları bir makas veya ustura ile kesebilirsiniz.
Sakal çıkarma badem yağı ile yapılmaktadır. Özellikle de tatlı badem yağı sakal çıkarma konusunda çok güçlüdür. Tatlı badem yağını, sakallarınıza masaj yaparak sürmeniz önerilir. Haftada 2 kez masaj yoluyla tatlı badem yağı kullandığınız durumda, sakal kökleri canlanacak ve sakalların uzamasına yardım edecektir.
Bilimsel olarak açıklamak gerekirse sakal kılları her ay yaklaşık 1,2 cm uzar.
Erkeklerde sakal gelişimi ortalama 21 yaşına kadar devam eder (bu rakam bazı kişilerde farklılık gösterebilir, ailenizde erkeklerin sakallarının kaç yaşına kadar uzadığını araştırın).
Doğu Asya popülasyonlarının çoğunda, 10.000 yıldan daha önce Çin civarında ortaya çıkan bir EDAR geninin mutasyonu sayesinde, daha fazla ter bezleri ve daha seyrek vücut tüyleri vardır. Bu türetilmiş EDAR aleli özellikle soğuk ve kuru bir ortamda yüksek etkiye ulaştığından pozitif olarak seçilmiş olabilir.
İngiliz cerrah Asim Shahmalak'ın yaptığı araştırmaya göre, sakal erkeği 8 yaş büyük gösteriyor. Shahmalak, gönüllü gruba aralarında David Beckham ve George Clooney'nin de olduğu ünlülerin sakallı ve sakalsız fotoğraflarını gösterdi. Gönüllüler, sakallı fotoğraflarda ünlülerin yaşlarını 5-8 yaş daha büyük tahmin etti.
Çünkü Yavuz Sultan Selim yeniçerielerin desteğiyle tahta geçmiştir ve yeniçerilerin sakal bırakması yasaktı fakat bıyık bırakabiliyorlardı Yavuz Sultan Selim de yeniçerilere olan saygısını göstermek amacıyla sakal bırakmayıp bıyık bırakmıştır.
Sakalını traş eden erkekler kadınlara benzemektedirler. Erkeklerin kadınlara benzemesi de dinen yasaklanmıştır. Ancak sakalı kesmenin haram olduğunu söyleyen bazı alimlerimiz, sakalın bırakıldıktan sonra kesilmesinin haram olduğunu kasdetmişlerdir. Yoksa sakalı bırakmadan tıraş olmak haram olmaz.
Yukarıdaki bilgiler ışığında, Peygamber Efendimiz (asm)'in bir sünneti olması yönüyle sakalı hafife alma gibi bir kasıt taşımadıkça bu söz kişiyi günahkâr kılmaz.
Sakalı bıraktıktan sonra kesmek, tahrimen mekruhtur. Dinimiz bu konuda bir zorunluluk getirmediği için, bazı insanların sakal bırakmamasına "Neden bırakmıyorsun?" denilmez. Dinimiz sakal bırakmamayı menetmemiştir; terkeden sünnet sevabından mahrum kalır, ama günahkar da olmaz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri