Ruhu okşamak deyimi de Türkçede yaygın olan deyimlerden birisi olarak öne çıkar.
"Ruhu bile duymaz" deyimi, bir kişinin bir olaya, duruma veya başka bir kişiye tamamen ilgisiz veya habersiz olduğunu ifade etmek için kullanılır. Bu ifade, genellikle bir kişinin etrafında olup bitenlere karşı tam bir duyarsızlık veya ilgisizlik içinde olduğu durumlar için kullanılır.
Bir kavramı, olayı ya da durumu daha etkileyici bir şekilde anlatmak adına minimum iki kelimenin bir araya gelmesi ile beraber oluşan ve çoğu kez gerçek manadan uzaklaşarak, kendine has anlam kazanan sözcük gruplarına deyim denmektedir.
- Zengin kaşınmış, fukara zannetmiş, para verecek. - Ölüler de zanneder ki, diriler her gün helva yiyir. - Uyursun sabaha galır, ölürsün ellere galır. - İgidim (kocam) igid olsun da, yerim çalı dibi olsun.
İlgili 38 soru bulundu
Baklayı ağzından çıkarmak: Gizli tuttuğu şeyleri açıklamak, söyleyemediği şeyleri sabrı tükenince söylemek. Baltayı taşa vurmak: Farkında olmadan karşısındakini rahatsız ede cek, kızdıracak söz söylemek. Bardağı taşıran son damla : Sonunda insanın sabrını tüketen, olum suz tepki yaçatan söz, davranış vb.
3. Deyimler genellikle mecaz anlamlıdır. Örnekler: » “Kök söktürmek” deyimi “bir bitkinin kökünü çıkarttırmak” değil, “güçlük çıkarmak, uğraştırmak” anlamındadır. » “Hapı yutmak” deyimi “ilaç içmek” değil, “kötü duruma düşmek” anlamındadır.
Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek, sevindiği her hâlinden belli olmak. Ağzında bakla ıslanmamak: Sır saklamayı becerememek, sırrı hemen açığa vurmak. Ağzından çıkanı kulağı işitmemek: Sözlerini tartmadan, düşünmeden, öfke içinde, nere varacağını hesaplamadan konuşmak.
En kısa atasözleri bir elin nesi var iki elin sesi var, besle kargayı oysun gözünü, hatasız kul olmaz gibi atasözleridir.
Deyimler, tarihin bilinen veya bilinmeyen bir döneminde, genellikle mecazlaşarak halkımız tarafından benimsenmiş, kalıplaşmış söz öbeklerinden oluşmaktadır. Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve nesilden nesile aktarılarak halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte sözlere ise atasözü denmektedir.
2-Atasözleri ile deyimler arasındaki en önemli fark, atasözlerinin asıl gayesi nasihat etmek, yol göstermek ve ibret alınması için gerçekleri bütün çıplaklığı ile göstermektir. Ancaq deyimlerin böyle bir gayesi veya kaygısı yoktur.
[1] haberi olmamak, anlamamak.
Deyim, bir kavramı belirtmek için bulunmuş özel bir anlatım kalıbıdır; düstur niteliğinde bir söz değildir. Deyimi atasözünden ayıran en önemli vasıf budur.
- Zengin kaşınmış, fukara zannetmiş, para verecek. - Ölüler de zanneder ki, diriler her gün helva yiyir. - Uyursun sabaha galır, ölürsün ellere galır. - İgidim (kocam) igid olsun da, yerim çalı dibi olsun.
Baklayı ağzından çıkarmak: Gizli tuttuğu şeyleri açıklamak, söyleyemediği şeyleri sabrı tükenince söylemek. Baltayı taşa vurmak: Farkında olmadan karşısındakini rahatsız ede cek, kızdıracak söz söylemek. Bardağı taşıran son damla : Sonunda insanın sabrını tüketen, olum suz tepki yaçatan söz, davranış vb.
"Burun Kıvırmak" deyimi, Türkçede bir şeye veya birisine karşı ilgisizlik, hoşnutsuzluk veya küçümseme göstermek anlamına gelir. Bu ifade, genellikle bir kişinin bir şeye, bir duruma veya birisine karşı ilgi göstermemesi, onu beğenmemesi veya onu küçümsemesi durumlarında kullanılır.
"Saçını süpürge etmek" deyimi, bir kişinin bir iş için çok çaba sarf ettiğini, o iş uğruna büyük zahmetlere katlandığını veya çok uğraştığını anlatan bir ifadedir. Bu deyim genellikle fedakarlık gerektiren durumlar için kullanılır ve kişinin adeta her şeyini, en önemli varlıklarını bile o işe adadığını vurgular.
Can damarına basmak deyiminin bir kişiyi sinirlendirmek için kullanıldığını söylemek mümkündür. Çünkü o kişi için mühim bir konuda söylenen herhangi bir şey damarına basmaya yol açar. Buda karşı tarafın oldukça çok sinirlenmesi demektir. - Babasının can damarına basacak birçok kelime ağzından çıktı.
Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek, sevindiği her hâlinden belli olmak. Ağzında bakla ıslanmamak: Sır saklamayı becerememek, sırrı hemen açığa vurmak. Ağzından çıkanı kulağı işitmemek: Sözlerini tartmadan, düşünmeden, öfke içinde, nere varacağını hesaplamadan konuşmak.
"Armut piş ağzıma düş", bir kişinin bir şeyler için hiç çaba sarf etmeden, onların kendiliğinden ve kolayca eline geçmesini beklediğini anlatan bir deyimdir.
Dudak sarkıtmak deyimi de Türkçede yaygın olan deyimlerden birisi olarak öne çıkar.
İğne ile kuyu kazmak DEYİMİ AÇIKLAMASI
Zor denecek bir işi yetersiz araç ve gereçlerle başarmaya çalışmak.
"Maskesi düşmek" ifadesi, bir kişinin gerçek yüzünün ortaya çıkması, gerçek niyetlerinin veya karakterinin açığa çıkması anlamına gelir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri