Bitkisel planktonlara fitoplankton, hayvansal olanlarına ise zooplankton adı verilir. Göllerde, denizlerde ve akarsularda, hatta belirli şartlar altında buzullarda bulunabilirler. Dünyadaki fotosentez ile üretilen oksijenin büyük çoğunluğunu plankton üretir, diğer kısmını bitkiler üretir.
Planktonlar fotosentetik bakterilerdir. Onlar da yeşil bitkiler gibi karbondioksiti ve güneş ışığını kullanarak enerji için kullanabileceği şekeri ve oksijeni üretir. Bir fitoplankton türü olan Proklorokokus, atmosfere tonlarca oksijen salar. Bu canlılar o kadar küçüktür ki bir damla suya milyonlarcası sığar.
Bilim adamları, planktonların Dünya atmosferinde bulunan tüm oksijenin yüzde 50'sini ürettiği sonucuna vardı.
Bilinenin aksine dünyada oksijenin ana kaynağını ormanlar değil okyanuslar oluşturuyor. Dünya yüzeyinin üçte ikisini kaplayan okyanus ve denizlerde yaşayan su yosunları, dünyadaki oksijenin yaklaşık yüzde 80'ini üretiyor.
Dünya'daki oksijenin çoğu aslında başka canlılar tarafından üretilir. Dünya'daki tüm ormanlar oksijenin yaklaşık %20 kadarını fotosentez yoluyla üretmektedir. Geriye kalan kısmını ise su yosunları yani "algler" üretmektedir(URL-1).
İlgili 33 soru bulundu
Ağaç türlerimiz arasında; 5.886.195 Ha. alan ile ilk sırada bulunmaktadır. Ormanlarımız 42 Milyon Ton Oksijen Üretiyor. Temiz bir Nefes Herkesin Hakkı diye Gözümüz gibi Baktığımız Ormanlar, Sizler için Her Yıl 42 Milyon Tondan Fazla Oksijen Üretiyor.
Oksijenin üretimi bitkiler ve güneş ışığı sayesinde meydana gelmektedir. Bitkiler atmosferde soluduğumuz tüm havayı fotosentez yoluyla oluşturur. Bu sürecin içerisinde bitkiler enerji üretmek için güneş ışığını ve karbondioksiti kullanmaları gerekir.
Sularda yosunlar tarafından gerçekleştirilen fotosentez canlılara oksijen sağlar. Su yosunları, bununla birlikte suda yaşayan canlıların besin ve korunma gibi ihtiyaçlarını da karşılar.
Dünyadaki oksijenin % 90'lık kısmını algler sağlar.
Deniz yosunları fotosentez yaparak oksijen üretirler. Fotosentez, deniz yosunlarının güneşin enerjisini kimyasal ve elektrik enerjisine dönüştürmesini sağlayan karmaşık bir süreçtir. Güneş ışığı varken, deniz yosunları karbondioksit ve suyu karbonhidratlara, çoğunlukla glikoza ve oksijene dönüştürürler.
Deniz ekosisteminde planktonlar besin zincirinin temelini oluşturan, oksijen üreten ve ayrıştırma yaparak nitrojen döngüsünü sağlayan organizmalardır. Yani küçük ama işe yarar canlılardır.
Dünyadaki fotosentez ile üretilen oksijenin büyük çoğunluğunu plankton üretir, diğer kısmını bitkiler üretir.
organelleri kullanamayan)su hareketleri ile pasif olarak yer değiştirebilen organizmalar topluluğuna PLANKTON denir. tuzluluğun büyük farklılıklar gösterdiği,sahil sularında bol bulunan organizmalar neritik planktonu oluştururlar.Meroplankton türlerince zengindirler.
Hayvansal kökenli olan planktonik organizmalar zooplanktonu oluştururlar. Heterotrof olan bu canlılar,fotosentez yoluyla kendi besinini kendi yapan (ototrof) fitoplanktonik organizmalar ile beslenirler.
İğne yapraklı ağaçlar
Bir hektar iğne yapraklı orman yılda 30 ton oksijen üretmektedir. İğne yapraklı en çok oksijen üreten ve karbondioksit emen ağaçlar Ardıç, Çam, Köknar, Ladin, Mazı, Sedir ve Servi ağacıdır.
Denizlerde besin zincirinin en alt halkasını oluşturan fitoplanktonun karbon üretimi dünya birincil üretiminin yarısını karşılamaktadır. Fitoplankton yeryüzündeki oksijenin de yarısını üretmektedir. Bu tek hücreli organizmalar küresel iklim değişikliğinde de rol oynamaktadır.
Deve tabanı bitkisi, özellikle geceleri oksijen salgılar. Büyümeleri ve bakımı diğer bitkilere göre oldukça kolaydır. Çok ışık alan ortamları sevmediği için parlak ışıklar altında tutmamak gerekir. Görüntüsünün güzelliği ile deve tabanı salon bitkisi olarak da sıkça kullanılmaktadır.
Deve Tabanı Çiçeği - Monstera Bitkisi, iç mekan hava kalitesini artıran bir bitkidir. Yaprakları, havadaki zararlı toksinleri emer ve temizler.
veya toprağa dönüşene kadar ağaçların içinde depolanır. Bu nedenle, ağaçların yokluğu havada önemli ölçüde DAHA YÜKSEK miktarda karbondioksit ve DÜŞÜK miktarda oksijen ile sonuçlanacaktır!
Algler 'in yeryüzünde hayatın varlığına önemli katkılarda bulunduğunu anlatan Pabuçcu, “Yeryüzünün dörtte üçü denizlerle kaplıdır. Denizlerin tamamında bulunan yosunların ürettiği oksijen, yeryüzünde üretilen oksijenin yaklaşık yüzde yetmişine tekabül etmektedir.
Dibinde yosun tutuyor diye… Yosun tutmuş şişeden su içilse ne olur? Suyun berrak, kokusuz ve beklememiş olması halinde bu suyu bir kere içmekten elbette bir şey olmaz. Mesela yavaş debisi olan bir derede taş yosun tutar. O dereden su içilmemesi diye bir şey söz konusu değildir.
Buna yönelik çalışmalar, fotosentez yoluyla üretilen oksijenin, solunum yoluyla tüketilen oksijenden 10 kat kadar fazla olabildiğini gösteriyor. Dolayısıyla tüm bitkiler, atmosfere oksijen pompalıyorlar demekte bir sakınca yok. Yani yukarıdaki söz, "Bitkiler gezegenin oksijen kaynaklarıdır." olsa bile yeridir.
Bütün bitkiler gündüz oksijen verirken, zeytin ve incir açları karbondioksit salınımı yapar. Gece ise diğer ağaçlar karbondioksit verirken, zeytin ve incir ağaçları ise oksijen vermeye başlar.
Bitkiler fotosentez sırasında atmosferden aldıkları karbondioksiti (CO2) ve suyu kullanarak besin ve oksijen gazı (O2) üretir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri