PDW'nin yüksek olması ise vasküler hastalıklar ve çeşitli kanserlerin neden olduğu gibi iltihaplanma yanı sıra kemik iliğinde oluşabilecek sorunlara da işaret edebilir. Vücutta sebepsiz yere morlukların oluşması, el ve ayak titremesi, kalpte çarpıntı ve burun kanaması PDW yüksekliği belirtileri arasındadır.
PDW yüksekliği nedenleri
Doğum hapı kullanımı PDW yüksekliği anlamına gelir. Özellikle sıklıkla kullanılan doğum kontrol kapları buna neden olabilir. Bazı bulaşıcı hastalıklar PDW yüksekliği anlamına gelir. Kanser türlerinin bir kısmı PDW yüksekliğine neden olabilirler.
PDW değeri, verem hastalığının çeşitli evrelerinde yükselebilir. Uyku apnesi ise özellikle dinlenme sırasında solunumun kısa süreli durması ile seyreden bir sendromdur. Yapılan araştırmalar, uyku apnesinde PDW değerlerinin yükselebildiğini gösterir.
Bu testlerden birisi de Kanda bulunan ve platelet olarak da adlandırılan trombositlerin büyüklüğü ölçerek çeşitli hastalıkların güncel durumu hakkında bilgi veren PDW testidir. PDW testi sonuçlarının normal sınırların yukarısında veya aşağısında olması bazı hastalıkların gelişme riski açısından uyarıcıdır.
PDW düşüklüğü tek başına kanser belirtisi olarak kabul edilmez. Ancak düşük PDW değerleri, bazı durumlarda kan kanseri veya diğer kanser türleri ile ilişkili olabilir. Doktorlar, PDW değerlerini diğer kan testleri ve klinik belirtilerle birlikte değerlendirerek kanser veya diğer hastalıkların varlığını araştırırlar.
İlgili 38 soru bulundu
PDW DEĞERİ KAÇ OLMALIDIR? PDW sonuçlarının referans değerleri, kadınlarda 8 fL ile 13.28; erkeklerde ise 9 fl ile 16.56 fL arasındadır.
PDW "trombosit dağılım genişliği" anlamında kullanılan bir ifadedir. Buna göre PDW tahlili ile kanda bulunan trombositlerin, yani kanın en etkin maddelerinden biri olan ve kanamayı durdurma özelliği ile hayati bir fonksiyona sahip olan hücrelerin, kandaki mevcudiyeti ve dağılım alanı ölçülmektedir.
Trombosit yüksekliği, mikrolitrede 450 binin üzerinde olması durumudur. Bu da göğüs ağrısı, baş ağrısı, bayılma, ellerde uyuşma, baş dönmesi gibi sorunlara neden olur.
Trombosit seviyesini yükselttiği bilinen en yaygın hastalıklar kanser, hemolitik anemi ve demir eksikliğidir. Dalağın cerrahi işlemle alınmış olması ve çeşitli enfeksiyonlar da yüksek trombosit sayısına sebep olabilir. Bazı kimyasallar ve ilaçlar da aynı etkiyi gösterebilir.
Trombosit (PLT) Yüksekliği Nedir? Kanda PLT yüksekliği, trombosit sayısının 450.000 hücre/mL'den daha yüksek olması durumudur. Trombosit yüksekliği veya trombositoz olarak adlandırılan bu durumun gelişiminde trombositopeninin tam tersi şekilde kanda pıhtılaşma eğilimi artar.
Tahlillerde PLT ile yorumlanan trombosit, kan damarları hasra görürse kanda pıhtılaşmayı başlatıp, kanamayı durduran hüclerelere verilen addır. Platalet olarak da bilinen trombosit çok sayıda granül içerir. Renksizdirler.
PDW testi ile ortaya çıkan PDW yüksekliğinde kanda bol miktarda genç ve yaşlı trombosit görülür. PDW'nin yüksek olması ise vasküler hastalıklar ve çeşitli kanserlerin neden olduğu gibi iltihaplanma yanı sıra kemik iliğinde oluşabilecek sorunlara da işaret edebilir.
Kişinin kanındaki enfeksiyon ve iltihaplanmayı ölçmeye yarayan CRP değeri özellikle 20 ve daha yüksek mg / l çıktığında kanser hastalığından şüphelenilir. Ancak tek başına bu değer kanser tanısı için yeterli değildir. Kanser hastalığının kesin teşhisi için doktor patolojik testler ve ekstra tahliller isteyebilir.
RDW (Red Cell Distribution Width), kırmızı hücre dağılım genişliği olarak adlandırılan bir laboratuvar testidir. Bu test, vücutta bulunan kırmızı kan hücrelerinin büyüklüklerinin ve şekillerinin dağılımını ölçer ve bu dağılımın genişliğini gösterir.
İkincil nedenler açısından bakıldığında trombosit yüksekliği eğer demir eksikliğine bağlı ise uygun demir tedavisi, kansere bağlı ise kanserin tedavisi, herhangi bir infeksiyona bağlı ise uygun antibiyotik kullanımı ile tedavi edilebilir.
İTP, immün trombositopenik purpura hastalığının kısaltmasıdır. İmmün bir hastalıktır. İmmün hastalıklar bağışıklık sisteminde oluşan bozukluklar nedeniyle vücudun kendi yapılarına saldırdığı hastalıklardır. Trombositopeni, yani trombosit (kan pulcukları) sayısının düşüklüğü ile seyreder.
Trombositler (plateletler), kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan renksiz kan hücreleridir. Trombositler, damar yaralanmalarında kümeleşerek ve tıkaçlar oluşturarak kanamayı durdurur. Trombosit sayısı düşüklüğü, lösemi veya bağışıklık sistemi sorunu gibi bir kemik iliği bozukluğunun sonucu olarak ortaya çıkabilir.
Bu test laboratuvar yöntemi ile lösemi, lenfoma, anemi gibi hastalıkların teşhis edilmesinde kullanılmaktadır. Periferik yayma testi hücre içinde bulunan farklı tip cisimleri görmeyi ve incelemeyi sağlayan bir test olarak belirtilmektedir.
Bu belirtileri yoğun çalışma saatlerine ve dengesiz beslenmeye bağlasak da bunlar kan fazlalığı olarak da adlandırılan polistemiden kaynaklanabilir. Anemi hastalığı ile benzer belirtilere sahip olan polistemi önlem alınmadığı takdirde kansere kadar kişilerin sağlık sisteminde olumsuz sonuçlara yol açar.
Referans değer referans numune grubuna ait bir referans şahısda belli bir analitin ölçülmesi yoluyla elde edilen test sonucu veya değeridir. Elde edilen referans aralık genel populasyonun bir niteliği olarak kabul edilir ve bu genelleme hasta laboratuvar sonuçlarının beraberinde kıyas olarak kullanılır**.
Referans dışı terimi değer aralığının bulunamaması anlamına gelmektedir. Kan tahlili yaptıran kişiler bazı değerleri için referans dışı detayını görmektedir. Bu durum ölçülen değeri normal dışında olduğunu gösteren ya da ölçülemeyen anlamlarını taşımaktadır.
Yüksek plcr değerleri, trombositoz hastalığına sebebiyet vermektedir. Vücuttaki kan hücreleri normalden daha erken bir zamanda yıkıma uğrarsa, demir yönünden eksik bir beslenme söz konusuysa, vücutta alerjik tepkiler varsa ve dalak aldırma ameliyatı geçirilmişse, plcr değerleri yükselmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri