Diğer kişileri dinleyerek daha çok öğreneceklerini ve gelişeceklerini bilirler. Başkalarıyla iletişimi kendilerini bir kanıtlama aracı olarak görmezler. Çabaları sadece küçük başarılar getirse bile, kendilerini sınamaktan geri durmazlar. Küçük zaferlerin motivasyon sağladığını bilirler.
Özgüvenli, özgüvene sahip, yüksek özgüvenli gibi tanımlar yaptığımız kişiler; kendini tanımış, barışmış, kendini geliştirme sürecini başlatmış ve bu sürece başkalarını da dahil edebilme cesareti göstermiş kişilerdir.
Herkesin Korktuğu İşi Yapmaktan Çekinmezler.
Korkunun kendilerini esir almasına izin vermezler. Bir işi başarmak için sahip olmaları gereken kişiliğe ulaşmanın aslında korkularıyla yüzleşmekten geçerek kendilerini de evriltmeleri sonucunda oluşacağını bilirler.
Yapılan bu iki araştırmada, deneyim ne kadar önemli olsa da kendine güvenen, yaptığı işlerin arkasında güvenle duran kişilerin başarıya kolayca ulaşabileceğini kanıtlıyor. Özgüvenin deneyimli ve başarılı olmaktan ileri geldiği düşünülse de kendine güvenen kişiler zaten başarıya kolayca ulaşıyor.
Hubris, aşırı düzeyde gurur, özgüven ve kibri içeren bir kişilik özelliğidir. Bu çerçevede hubristik kişiler kendi kabiliyetlerini, bilgilerini, bir birey olarak önemlerini ve başarıya ulaşma şanslarını abartma eğilimindedir.
İlgili 40 soru bulundu
Narsisizm, toplumdaki bazı bireylerin yükseltilmiş özgüven ile kendilerini sürekli diğer insanlardan üstün görmesiyle ortaya çıkan bir kişilik bozukluğudur. Diğer insanlara göre kendilerini üstün görürler.
Özgüven insana güç verir, enerjisini artırır ve daha fazla çaba göstermeye özendirir. Başarı için ilham kaynağıdır. Başarılarımızla gurur duymamızı ve onlardan keyif almamızı sağlar. Bizim yaklaşımımıza bağlı olarak başka insanlar ve dışımızdaki olaylar özgüvenimizi yükseltebilir ya da bitirebilirler.
Tüm ayrıntıları ile sizler için derledik. Özgüven doğuştan gelmeyen ancak kişide doğumdan itibaren gelişmeye başlayan önemli bir içsel özelliktir. Kişinin kendini tanıması ve yapabileceklerinin farkına varması özgüveni ortaya çıkarır.
Özgüven, belli bir düzeye ulaşıncaya kadar gelişir; genellikle 10 yaşında özgüvenin gelişimi tamamlanır ve bir süre sonra, ergenlik döneminde çocuk özgüvenini test etmeye başlar. Çocukların özgüvenini en çok etkileyen kaynak anne-babadır.
Sürekli yapılan iltifat ve güzel sözler hem inandırıcığını yitirir hem de kelimenin anlamının altını boşaltır. Tüm bu söz ettiklerimizi özetleyecek olursak, gülümseyen, kendinden memnun, fazla talepkar olmayan, esprili, açık konuşan, doğal, kendi gibi olan, özgür, kendine yeten kadınların özgüveni yerindedir.
Özgüven, kendine inandığında ve güvendiğinde hissettiğin duygudur. Bir şeylere adım atabilmek, onu sürdürebilmek ya da farklı alanlarda kendine duyduğun güvendir. Başaracağına inanmaktır. Bunların tümü de kendini analiz etmekten ve tanımaktan geçer.
Hafifçe öne doğru eğilin
Konuşurken öne doğru eğilmek, karşınızdaki kişiye onu dinlediğinizi ve onunla ilgilendiğinizi göstermenin en etkili yollarından biridir. Aynı zamanda öne doğru eğilerek muhattabınızla aranızdaki engelleri kaldırır, özgüvenli bir profil çizersiniz.
Özgüvenle konuşmak, görüşlerinizi inançla ifade etmek anlamına gelir. Konuşmayı yapmadan önce, söyleyeceğimiz şeylere gerçekten inandığımızdan emin olmak çok önemlidir. Kendimizi ifade ederken kibirli olmamamız gerekir.
Bu iki kavram birbirine çok yakın gibi görünse de aslında farklı. Öz güven, insanın kendine yönelik iyi duygular geliştirmesi sonucu, benliğinden memnun olması ve bunun sonucu olarak kendisi ve çevresiyle barışık olması iken cesaret, başına gelecek herhangi bir şeyden çekinmemektir.
Kıskanç kişilerin, sevilmeye aşırı bir ihtiyaçları vardır ve yaşadıkları güvensizlik ve yetersizlik duygularıyla baş edemedikleri için ilişkide bulundukları insanın sevgisini kimseyle paylaşmasını istemezler. Kıskançlık, içerisinde özgüven eksikliği ve yetersizlik duygularını barındırır.
Özgüven eksikliği, temel olarak beyindeki serotonin ve dopamin hormonları ile alakalı olduğu bilinmektedir. Beyinde salgılanan bu hormonlar, kişinin kendini mutlu ve huzurlu hissetmesine yaramaktadır.
Özgüven eksikliğinin belirtileri arasında kişinin fiziksel, sosyal ve zihinsel olarak kendine güven duymaması, kendini yetersiz, başarısız ve değersiz hissetmeleri, karar vermekte ve sorumluluk almaktan kaçınmaları, başkalarına hayır diyememeleri sıralanabilir.
Dış güven ise dışarıya kendimizden emin olduğumuz şeklinde verdiğimiz görüntü ve davranışlar. İç güveni oluşturan unsurlar kendini sevme, kendine saygı, pozitif düşünme ve kendine belirgin hedefler koyarlar. Dış güven oluşturan unsurlar ise iletişim, kendini ifade edebilme ve duygularını kontrol edebilmedir.
Özgüven her şeyden önce her koşulda yaşayabilmek, talep etmeyi bırakabilmektir. Hayata korkuyla değil, güvenle bakabilmektir. Kendine yetmek, olanla yetinebilmektir. Ben baş edebilirim, her koşulda ayakta kalabilirim, yaşayabilirim demektir.
Özgüven eksikliği kişinin kendini değersiz hissetmesi, kendine güvensizlik, başarısızlık korkusu, düşük öz benlik saygısı gibi problemlere neden olabilir. Bunlar kişinin öğrenme yeteneğini, hayal etme yeteneğini, insanlarla iletişim kurma yeteneğini ve karar verme yeteneğini olumsuz etkileyebilir.
Çocukta özgüvenin bebeklik döneminden itibaren gelişmeye başladığına dikkat çeken uzmanlar, “Özgüven çekirdeğinin gelişimi, yaşamın ilk yıllarında sağlanıyor. Çocuk kendinin değerli olduğunu hissetmeye 0-1 yaş arasındaki dönemde başlıyor” dedi.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri