Ekonomide yaşanan krizler her dönemde iktisat teorisine hakim anlayışın sorgulanmasına yol açmıştır. Keynes'in Genel Teori'sinin yayımlanmasından günümüze kadar makro iktisatta eski ve yeni
Neoklasik ekonomi, David Ricardo'nun karşılaştırmalı üstünlük teorisine göre serbest ticareti desteklemektedir. Bu fikir, iki ülke arasındaki serbest ticaretin her zaman karşılıklı olarak faydalı olduğunu, çünkü her iki ülkede de en yüksek toplam tüketime izin verdiğini savunur.
Başlıca düşünürleri Adam Smith, Jean-Baptiste Say, David Ricardo, Thomas Robert Malthus ve John Stuart Mill olarak kabul edilmektedir.
Yeni Neoklasik Sentez Klasik ve Keynesyen unsurları tek bir teorik çerçeve içerisinde birleştiren yeni bir yaklaşımdır. Bu sentezin başlıca varsayımları; monopolcü rekabet, maliyetli fiyat ayarlaması ve yapışkan fiyatlardır.
- Kavram ilk kez 1611'de L.de Mayern Tourguet tarafından kullanılmıştır. - Ekonomi biliminin tarihi içinde klasik iktisat dönemini ifade için kullanılan bir kavramdı. - Klasik iktisat 1776'da Adam Smith'in Ulusların Zenginliği kitabı ile başlamış; 1870'li yıllarda neoklasik iktisadın ortaya çıkışına kadar sürmüştür.
İlgili 22 soru bulundu
Yukarıda değinildiği gibi, neo-klasik düşünce akımları Avusturya'da Karl Menger, İngiltere'de Stanley Jevons ve İsviçre'de Leon Walras tarafından 1870 lerde ortaya atılan marjinal değer teorileri ile başlamıştır.
Neo-klasik yönetim yaklaşımının temelini George Elton Mayo ve F. Roethlisberger'in öncülüğünü yaptığı bir grup akademisyenin 1924-1932 yılları arasında “Western Electric” adlı işletmenin Hawthorne fabrikalarında yaptıkları araştırmalar oluşturmuştur.
18.-19. yüzyıllara damgasını vuran Neo-Klasisizm akımı, Barok ve Rokoko döneminin aşırılıklarına tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Ancak, bir yandan 1929 Dünya Ekonomik Krizi diğer yandan ekonomik ve teknolojik gelişmelere bağlı örgütsel ve yönetsel sorunların hızla artması sonucu klasik teori yetersiz hale gelmiş ve Neo-Klasik olarak adlandırılan yeni bir yaklaşım ortaya çıkmıştır (Birdal ve Aydemir, 1992: 22).
Bu tarihsel izlek üzerinden yapılan tartışma sonucu Marx'ın bir klasik iktisatçı olarak değerlendirilemeyeceği öne sürülmektedir. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde yöntemleri, temel varsayımları ve kavramlarının teori içerisindeki tanımlamalarıyla, tarihsel olarak iki farklı kuram ortaya çıkmaktadır.
Klasik iktisatçılara göre, devletin ekonomik faaliyetlere müdahale etmesine hiçbir gerek yoktur. Her şeyden önce, rekabet şartları altındaki piyasalarda fiyat mekanizması veya “görünmez el” tüm ekonomik faaliyetleri en etkin biçimde yönlendirebilecektir.
Keynesyen ekonomistler genel olarak toplam talebin değişken ve istikrarsız olduğunu ve bunun sonucunda da piyasa ekonomisinin genellikle verimsiz makroekonomik sonuçlarla - talep düşük olduğunda durgunluk veya talep yüksek olduğunda enflasyon - karşılaştığını savunurlar.
Neo-klasik yönetim kuramı temelde klasik yönetim kuramının görüş ve ilkelerine dayanır, ancak bunlara yenileri eklenmiş özellikle insan unsuru öne çıkartılarak, insanın örgüt içinde nasıl davrandığı, davranışının nedenleri ve örgüt yapısı ile davranış arasındaki ilişkiler irdelenmiştir.
Neoklasik yaklaşımın ana fikri, organizasyon yapıları içinde çalışan insanı tanımak ve anlamak, onun beceri ve potansiyelinden maksimum düzeyde yararlanmak, çalışanları organizasyon amaçlarını gerçekleştirmek için katkılarını sağlamak, onları motive etme yollarını aramak olmuştur.
Neoklasik makroekonomi teorisinin en önemli varsayımı, “temsili ajan” varsayımıdır. Ajan olarak isimlendirilen karar birimleri arasında rekabetin olduğu söylenerek makroekonomi teorisi şekillendirilmektedir.
Neoklasik; 18. yüzyılın ortalarında başlayan ve o dönem sıklıkla kullanılan barok ve rokoko tarzının aşırı süslemelerine tepki olarak doğmuş mimari bir akımdır. Antik Yunan ve o dönemdeki yapıların görkemli sadeliği örnek alınmıştır.
Neoklasik mimari 18. yüzyıl ortalarından itibaren İtalya ve Fransa'daki Neoklasik hareket ile birlikte oluşmuş mimarî akım.
Neoklasisizm, 18. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkan ve Antik Yunan ve Roma sanatına dönüşü temsil eden bir sanat akımıdır. Bu akım, özellikle mimarlık, heykel, resim ve diğer görsel sanatlar üzerinde etkili olmuştur.
Neoklasik teorinin gelişmesine Elton Mayo, Fritz Roethlıshberger, Douglas Mc Gregor, Abraham Maslow, Kurt Lewin, Rensis Likert, Chester Barnard, Chris Argyris, Oliver Sheldom gibi birçok ünlü yazar ve araştırmacı katılmıştır.
Sonuç, her zaman aynıdır; psikolojik ve sosyal ihtiyaçları örgüt amaçları doğrultusunda yöneterek kâr elde etmek ve işçileri sömürmek. Neo-klasik çalışmalar genel olarak insan ilişkilerini ya da insan davranışlarını temel alan çalışmalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
18. yüzyılın ikinci yarısında Almanya'da ortaya çıkan, ancak Fransa'da daha çok uygulanma olanağı bulan ve antikiteden esinlenerek klasik formlara dönüşü amaçlayan sanat anlayışı ve üslubu. 20. yüzyıl başlarında ise simgeciliğe (sembolizm) tepki olarak gelişen ve klasik beğeniyi, klasik üslubu canlandırmayı amaçlayan ...
İktisat biliminin kurucusu olarak İskoçyalı Adam Smith kabul edilir. yönetiminden çıkmış daha büyük şeyler üzerine yoğunlaşmıştır. Bu dayanışma Smith'in görünmez el (invisible hand) metaforuyla tanımlanır.
Alfred Marshall, (26 Temmuz 1842, Bermondsey - 13 Temmuz 1924 Cambridge), döneminin en etkili iktisatçısı. Neoklasik iktisadın ve Cambridge Okulu'nun kurucusu. 1890 yılında yayımlanan İktisadın İlkeleri (Principles of Economics) adlı kitabı uzun bir dönem İngiltere'de iktisat ders kitabı olarak okutuldu.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri