Nefsi kelam (kelam-ı nefsi), Allah'ın zatı ile kaim, mahiyetini anlayamayacağımız ezeli bir sıfattır. Lafzi kelâm (kelâm-ı lafzî) ise nefsi kelâma delalet eden ses ve harflerden oluşan Kur'an'ın lafzıdır. Bu lafzî kelam hudûs (sonradan olma) nitelikleri taşıdığı için ezeli değildir, mahluktur.
Lafzî kelamının işitilebilir olduğu açıktır ve bu konuda ihtilaf yoktur. Bunun yanında nefsî kelamı kabul etmeyenler, nefsî kelamın işitilebilir olup olmadığı tar- tışmasının dışında kalmaktadır.
Sözlükte “maddî ve mânevî açıdan etkilemek, yaralamak” anlamındaki kelm kökünden masdar ismi olan kelâm “konuşma, söz söyleme, sözlü etkiyi algılama” mânasına gelir.
6- Kelam: Kelam sıfatı, Allah'ın kullarıyla kelimelere ve seslere ihtiyaç duymadan konuşabilmesi anlamına gelir.
Gelişim süreci içerisinde, Kelâm ilmi için, "Usulu'd-Din, Nazar ve İstidlal İlmi", "Tevhid ve Sıfatlar İlmi", "el-Fıkhu'l-Ekber" ve "Akaid"1 gibi isimler kullanılmıştır. Kelâm ilminin bir çok tanımı vardır.
İlgili 19 soru bulundu
Kelam ilmi varlıkların nasıl var olduğu, Allah'ın zatı ve sıfatı, varlıkların nitelikleri, varlıkların sonunun olup olmadıkları, varlıkların ne şekilde yok olacağı ile ilgili konuları incelemektedir.
Kelâm ya da İlm-i Kelâm (Arapça: عِلْمُ الْكَلَام); İslâm dininin akāid konularını irdeleyen ve tarihî olarak bu çerçevede gelişen dinî-felsefî teorilerle ilgilenen ilim dalı. Bu anlamda kelâm, imanla ilgili konu ve sorulara izâh ve ispat getirme amacıyla geliştirilen teolojik felsefenin adıdır.
67- El-Vâhid: "Tek olan." 68- Es-Samed: "Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan." 69- El-Kâdir: "Dilediğini dilediği gibi yaratmaya muktedir olan."
Arapça Alh kökünden gelen allāh الله “bir tanrı adı” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Aramice/Süryanice Alh kökünden gelen aynı anlama gelen elah, ēlāhā אֶלָהּ sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük İbranice eloah אֶלוֹהּ “Tevrat tanrısının adlarından biri” sözcüğünden alıntıdır.
Allah harflerle konuşur; harfler de mahlûk değildir. Kulun okuyuşu, sesi ve okuma fiili yaratılmıştır; Allah ile kaim değildir. Fakat dinlenilen Kur'an mahlûk değildir, Allah ile kaimdir. Allah'ın kelâmı Cibril vasıtasıyla inzal olunan anlamın hikâyesi değil, ibaresidir.
Allah'ın varlığını ispatlamak için akli ve somut kanıtlar sunan ilme kelam olarak tanımlanır. İmam Gazali ve İbn Rüşd başta olmak üzere birçok İslam bilgini, kelamcı olarak nitelendirilir.
İslâm dininin ana ilkelerini konu edinen ilim. İslâm dininde inanılması gereken esasların bütünü ve bunları konu edinen ilmin adı.
Kelam ilmini, Ehl-i sünnet vel-cemaat âlimlerinin bildirdikleri îtikadı öğrenecek ve bunları akıl ile nakil ile ispat edecek ve sapıklara, dinsizlere anlatacak kadar okumak farz-ı ayn olup bundan fazlasını öğrenmek, ancak din âlimlerine lâzımdır. Başkalarına câiz değildir.
Yüce Allah'ın zatı için vacib olan, zorunlu olan sıfatlar. Bunlara sıfât-ı nefsiyye de denir. Diğer bir tabirle "zatî veya nefsî sıfatlar" da denilen bu sıfatlar, Yüce Allah'ın varlığını ve hakikatını anlayıp kavramada biz kullarına yardım eden sıfatlardır.
Hayat, Allah'ın diri ve hayat sahibi olması demektir. Allah'ın bu sıfatı, âyet ve hadislerde "hayy" kelimesi ile ifade edilmektedir. Allah'ın sıfatı olarak "hayy", diri, kemal manasıyla hayat sahibi ve sürekli vâr olan, ölümlü olmayan, bâkî, ebedî ve dâim demektir.
Yüce Allah'ın subuti sıfatlarından biri olan Es- Semi esmasındaki “semi” kelimesi her şeyi işiten demektir.
Hadislerde de kalem hakkında çeşitli bilgiler verilmiştir. Resûl-i Ekrem kalem hakkında şunları söylemiştir: Allah'ın ilk yarattığı şey kalemdir.
“Allah mahlukatı yaratmadan önce bir 'ÂMÂ'da idi. Âmâ'nın altında da hava, üstünde de hava vardı.” (bk. El-Futuhatu'l-Mekkiye, I/148). Alimlerin bildirdiğine göre, 'Amâ'dan maksat, Allah ile birlikte hiçbir şey yoktu' demektir.
Çünkü bu hadislerin bir kısmında “Allah” ismi, bir kısmında ise “Rahmân, Rahîm” (esirgeyen, bağışlayan), “Hay Kayyûm” (diri ve her şeyi ayakta tutan), “Zü'l-celâli ve'l-ikrâm” (ululuk ve ikram sahibi) isimleri Allah'ın en büyük ismi olarak belirtilmektedir.
12665 (1) Ashabdan biri olan Ebu Vehb b. el-Cüşemi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''Peygamberlerin isimlerini kullanın, Allah'ın en sevdiği isimler; Abdullah ve Abdurrahmanıdır.
El-Kaviyy: Kudreti en üstün. El-Metîn: Çok güçlü.
"Allah'ın 99 ismi vardır kim bunları ezberlerse Cennet'e girer" Hadisi - Adem Ergül - YouTube.
Akaid, İslam dininin inanç esaslarından herhangi bir tartışmaya girmeden söz eden bir ilimdir. Bu akaid ile kelam arasında bir farkın olduğunu göstermektedir. Akaidin sadece Tanrı ve Tanrı ile ilgili sorunları konu edindiği halde, kelamın ise hem Tanrı hem de var olan ve bilinen her şeyi konu edindiği bilinmektedir.
Mutezile (Arapça: المعتزلة), İslam dininde bir itikadi mezhep. Mutezile, kelime olarak (i'tezele sözcüğünden türeyerek) "ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler" anlamına gelir.
Fıkıhta hem fetvaya konu olan hususlar hem de mezhep içinde veya mezhepler arasında tartışılan ve kesin bir sonuca bağlanamayan problemler mesâil kavramıyla ifade edilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri