Narsisizm egoizmin kişilik haline gelmiş şeklidir. Yani herkesin içerisinde doğuştan bir narsisistik çekirdek vardır.
Narsisizm Freud'un farklı dönemlerde tekrar tekrar üzerinde durduğu bir konudur. Narsisizm bir hastalık değil, kişilik yapısıdır. “Narsist olunmaz, narsist doğulur” denilebilecek şekilde genetik etmenler önemlidir.
Bilim, narsist kişiliğin doğuştan gelen bir durum mu olduğu yoksa sonradan mı oluştuğu konusunda oldukça açık bir cevaba sahip gibi görünüyor: Narsistlik sonradan edinilen bir özelliktir. Uzun yıllar boyunca, çocukların eğitim şekli ve sosyal medyanın bu kişiliğin ortaya çıkmasında önemli rol oynadıkları düşünülmüştür.
Genetik yapının narsist kişilik bozukluğuna neden olduğu yönünde yeterli bilimsel bilgi olmamasına rağmen yapılan araştırmalara göre kişinin ailesinde bu sorun varsa kendisinin de bu rahatsızlığı yaşama ihtimali olmayanlara göre daha yüksek seviyede bulunmaktadır.
Geliş sebepleri, genellikle depresyon, kaygı, panik atak, mutsuzluk, boşluk hissi ve cinsel sorunlardır. İnsan ilişkilerinde sorunlar yaşadıkları için gelirler; aile içi çatışmaları vardır, parteri terk etmiştir ya da bir başarısızlığa uğramış olabilirler.
İlgili 43 soru bulundu
Narsist kişiler ilişkinin başlarında cinsel arzusu yüksek, hiperseksüel kişiler olarak görülebilirler, ancak ilişkileri ilerledikçe bu ilgileri azalır ve cinsel sorunlar ortaya çıkabilir.
Narsistik kişilik bozukluğu yaşayan bireyler tedaviye dirençlidir, dolayısı ile tedavi edilebilir olsa da ancak bireyin kendisi değişim isteği göstermelidir. Bu yüzden tedavi narsist kişilik bozukluğu tedavisinde uzun süreli psikoterapi yöntemi uzman bir klinik psikolog tarafından ele alınmalıdır.
Narsisistik kişilik bozukluğu, terapiyle tedavi edilir. Özellikle dinamik terapi tekniği faydalı olur. Narsisistik kişilik bozukluğu olan danışan, terapistin de kendisini takdir etmesini bekler. Terapistin sabırlı ve deneyimli olması büyük önem taşır.
Sonuç Olarak. Yüksek düzeyde narsizme sahip olan insanlar başkalarını mutlu görmekten nefret ederler. Çünkü kendileri iç mutluluğu hissedemezler. Sizin mutluluğunuzun neden onlara karşı bir eylem olduğunu açıklamak için zihin büken sanrılara ve haklı çıkaran gerekçelere sahiplerdir.
"Kısa kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanan narsisizm, en yaygın tanımıyla ciddi bir kişilik bozukluğudur. Patolojik düzeyde narsisizmi olan bireyler, ileri seviyeli şiddete meyilli olabilirler. Bu da onları zaman zaman tehlikeli hale getirebilir."
Abartılı bir şekilde, kendilerini mükemmel ve eşi benzeri olmayan insanlar olarak görürler ve bunun gerçekten de doğru olduğuna tüm benlikleriyle inanırlar. Başka insanların kendisine karşı gereken saygıyı göstermediğini düşündüğünde, onlardan hiç pişmanlık duymadan intikam alırlar.
Bu kişiler, kendilerinin üstün olduğu, başkalarını kendisinden daha değersiz buldukları ve herkesin kendilerine yoğun hayranlık göstermesi gerektiği gibi sorunlu bir zihin yapısına sahiptir. Narsist kişilik bozukluğu, dünya nüfusunun yaklaşık olarak %6,2'sini etkiler ve kadınlara oranla erkeklerde daha çok görülür.
İsteği yapılmayınca sinirlenir, bunun gerekçesini önemsemez. Kendi hatalarının farkına varmaz. Hatasını kabul etmek zorunda kalırsa kolayca depresyona girer, abartılı duygular yaşar.
Narsistler, emir almayı kişiliklerine yapılmış bir saldırı olarak nitelendirirler ve buna çok sinirlenirler. Eğer onlara emir verirseniz sizden intikam alacakları günü beklemek durumunda kalırsınız...
Bununla birlikte, evlilikte narsistik bir partnerle başa çıkmak zordur ve zaman zaman zor ve meşakkatli olabilir. Ancak, terapi ve psikolojik destek almak, eşler arasındaki iletişimi ve anlaşmayı geliştirebilir ve evliliği daha sağlıklı ve mutlu hale getirebilir.
Onları küçümsemeyin.
Narsistik kişilik bozukluğunu akıl hastalığı olarak tanımlayan bazı okullar var. Bu tip okullar narsistliği depresyon gibi diğer akıl hastalıkları ile benzer görür ve bir narsistin ilaçla veya terapiyle tedavi edilebileceğini öne sürer.
Oysa ki aslında narsisistik kişilik bozukluğu kendini sevmekten değil, özde kendini sevmemekten, kendini beğenmişlikten değil özde kendini değersiz hissetmekten veya kendine aşık olmaktan değil özde kendinden nefret etmeden kaynaklanabilen psikolojik bir bozukluk olarak tarif ediliyor.
Kendilerine "olağanüstü" önem veren ve genelde "utanç" duygusundan yoksun olan narsistler, psikologlara göre çok daha mutlu.
Bir narsist vicdan azabı duymaz, empati yapmaz. O yüzden konuşarak konuyu çözmek pek mümkün değil.
Kıskançtır. Narsist insan sürekli kendini başkalarıyla kıyaslar. Farklı konularda başkalarına göre nasıl olduğu onun için çok önemlidir. Bu da kıskançlığı ve çekememezliği beraberinde getirir.
☣️ Narsist insanlar, toksik ilişkiler kurup kendilerini besleyebilmelidir. Bu yüzden sizi üzdükleri zaman pişman olmak yerine kendilerini haklı görme eğiliminde olurlar.
Narsistik kişilerin en büyük özelliğinden birinin de en değer verdiği şeyi kaybetmekten korkmak olduğunu belirten Tarhan, “En değer verdiği şey, paraysa onu kaybetmekten korkarlar.
İyi aile ilişkileri olan insanlar, hobileri veya özel yetenekleri olanlar, geniş bir sosyal çevresi olan ve sevilen kişiler, kısacası hayatta belli alanlarda başarı gösteren insanlar narsistlerin çokça ilgisini çekecektir çünkü bu insanlar narsisti diğerlerinin gözünde iyi gösterecektir.
Narsistik bir ebeveyn, çocuğunu hükmen sahiplenen, çocuğu üzerinden varlığını sürdüren ve/veya çocuğunu değersizleştirerek öteleyen bir rekabetle onunla uğraşan bir ebeveyn olarak tanımlanabilir.
Dindar olmak narsisizmi eğitmeye yetmiyor. Gerekli ritüelleri yapıp yine de narsist olabiliyor insanlar” dedi. Kişinin çekirdek narsisizminde çevrenin de etkili olduğuna değinen Tarhan, narsisizmi çevrenin beslediğini ifade etti.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri