Âyetler arasında ilk bakışta var olduğu sanılan ihtilâfları inceleyen ilim dalı ve bu dalda yazılan eserlerin ortak adı.
Sözlükte “karışmak, güçleşmek” anlamındaki işkâl masdarından türeyen müşkil kelimesi, fıkıh usulü terimi olarak “kendisiyle kastedilen mânanın ancak onu kuşatan karîne ve emâreler üzerinde incelemede bulunma ve derinlemesine düşünme yoluyla anlaşılabildiği lafız” demektir.
(a. s. şekl'den. c. : müşkilât) : 1) güç, zor, çetin. 2) i. engel, güçlük, zorluk, çetinlik.
“Mübhemâtü'l-Kur'ân”, klasik tefsir usûlünde Kur'an'da kapalı bırakılan, diğer bir deyişle açıkça anlaşılmayan bazı kelimeleri konu edinen bir ilim dalı şeklinde tarif edilmiştir.
İlk bakışta çelişki izlenimi veren âyetlere müşkil âyetler denildiği gibi bu âyetleri konu alan ilme de Müşkilü'l Kur'ân ilmi denilmektedir. İbn Cüzey de yazmış olduğu tefsirde bu konuya ağırlık veren müfessirlerden biridir.
İlgili 31 soru bulundu
Arka Kapaktan. Kur'an-ı Kerim'de geçen misaller, “Emsalü'l-Kur'an” tamlaması ile ifade edilmektedir. Bu tamlamadaki “emsal” kelimesi çoğul olup tekil formu “mesel”dir. Arapçada mesel kelimesi, Türkçe'de de kullanılan “misil” ve “misal” manalarında yani bir şeyin benzeri ve örneği anlamındadır...
İcmâl masdarından türetilen mücmel kelimesi sözlükte “ayrıntısı çıkarılmamış hesap, tafsilâtlı olarak açıklanmamış söz, müphem, kapalı” gibi anlamlara gelir.
415/1025) Kur'an hakkında nazım ve anlam yönünden ileri sürülebilecek itirazlara cevap verdiği eseri. Mâna yönünden birden fazla ihtimal taşıdığı için anlaşılmasında güçlük bulunan lafız veya ifade.
Müphem 'belirsiz' anlamına gelmektedir. Herhangi bir durumun ya da kişinin davranışlarının belirsiz olduğunu anlatmaya çalışan bir sözcüktür.
Bu yemin şekli eski Arap toplumunda da mevcuttu. Burada lâ, “iş sizin söylediğiniz gibi değil, yemin ederim; hayır, kâfirlerin söyledikleri sözün bir değeri yoktur, yemin ederim” gibi mânalar ifade etmektedir.
Kökeni: "Müşkül" kelimesi Arapça kökenli bir terimdir. Arapça kökeni "şekil" (شَكْل) kelimesinden gelir. Anlamı: "Müşkül," bir işin veya durumun zor veya problemli olduğunu ifade eden bir terimdir. Bir şeyin çözülmesi veya aşılması gereken bir engeli veya sorunu olduğunu belirtir.
Muhkem âyetler kendisiyle amel edilen, nâsih ve ahkamı sabit âyetlerdir. Müteşaa bih âyetler ise, kendisiyle amel edilmeyen mensuh âyetlerdir (Taberî, III, 222). b. Muhkem âyetler, haram ve helalin beyanını ortaya koyan âyetlerdir.
Güvenilir iki hadis arasında görünürde zıtlık bulunması anlamında terim. Birbirlerine zıtmış gibi görünen makbul hadisler ve bu hadisleri inceleyen ilim dalı.
1- Muhkem manası kolaylıkla anlaşılabilen, müteşabih ise manasını sadece Allah' ın bildiği ayetlerdir. 2- Muhkem, manası rahatlıkla anlaşılabilen, müteşabih ise manası kapalı olan ve anlaşılması için incelemeye, araştırmaya ihtiyaç duyulan ayetlerdir.
Sözlükte “ortadan kaldırmak; nakletmek, beyan etmek” mânalarına gelen nesh kelimesi terim olarak şer'î bir hükmün daha sonra gelen şer'î bir delille kaldırılmasını ifade eder. Neshin söz konusu olduğu durumlarda önceki hüküm mensûh, onu yürürlükten kaldıran yeni hüküm veya delil nâsih diye anılır.
Âyetlerin son kelimesine kendisinden sonra gelen âyeti ayırdığı için fâsıla (ç. fevâsıl) fasılanın son harfine de harfu'l-fâsıla (fasıla harfi) denir.
Mütemadiyen Arapçadan gelen ve Türkçede yaygın kullanılan sözcüklerden biridir. Türk Dil Kurumu açısından ele alındığı zaman anlamı, 'Ara vermeden ve sürekli olarak' biçiminde ifade ediliyor.
Mülhem TDK göre de içe doğmuş, esinlenmiş ve birinin içine doğmuş anlamlarına gelen bir kelime olarak bilinir.
Dilimize Arapçadan geçen müteşebbis kelimesi ''teşebbüs etmek'' fiilinden türetilmiştir. Teşebbüs etmek bir şeye yeltenmek ve yapmaya çalışmak anlamına gelirken müteşebbis kelimesi kalkışan ve girişen demektir. İktisat biliminde biriktirdiği sermaye ile yeni bir iş kuran kişilere müteşebbis ya da girişimci denir.
Müteşabih ayetlere gelsek.
Bu ayetlerin inişinin birçok hikmeti bulunmaktadır. Bunların en başında Ragıb İsfehani ve Safedi'nin dediği gibi Rabbimizin imkân olarak verdiği akıl ve düşünme yeteneğimizi kullanmaya teşviktir. Yüce Allah, her şeyi bilmektedir ama hiçbir şeyi de boşa yaratmamıştır.
Teşâbüh masdarından türeyen müteşâbih kelimesi “benzeşen, ayırt edilmesi zor olacak şekilde birbirine benzeyen” demektir. Terim olarak mâna yönünden birden fazla ihtimal taşıdığından anlaşılmasında güçlük bulunan lafız veya sözü ifade eder.
Kur'an-ı kerimde manası açık olan âyetlere Muhkem âyetler, manası açık olmayan, tefsire, izaha muhtaç olanlara Müteşabih âyetler adı verilir. Müteşabih olanlara açık manalarını vermek akla ve dine uygun olmazsa, uygun mana vermek, yani Tevil etmek gerekir.
Mutlak bir lafzın vasıf, şart, zaman ve mekân gibi kayıtlarla sınırlandırılması anlamında fıkıh usulü terimi. Kayıtlanmamış lafız anlamında fıkıh usulü terimi.
Mübeyyin, kapalı lafzın hemen bitişiğinde veya ondan ayrı olarak gelmektedir. Mücmel lafızların açıklanarak manası güçlü ifadelere dönüştürülmesine de “mübeyyen” denir. Mücmel lafızları açıklayan manası güçlü ifadelere de ''mübeyyen'' denir.
Manası kapalı bir şekilde olan ayetler Kur'an'da mevcut olduğu iddia edilmektedir. Mübeyyen ise lügât manasından da anlaşılacağı üzere, açıklamak, beyan etmek manasındadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri