Meyus kelimesinin TDK sözlük anlamı üzüntü demektir. Mutsuzluk olarak da ifade edilebilir. Hüzünlü veya mutsuz kişileri ifade etmek için meyus kelimesi kullanılır.
me'yus / me'yûs / مأیوس / مَأْيُوسْ
Ümidsiz. Kederli. Ye'se düşmüş. Ümidi kesik.
tufeyli / tufeylî / طفيلى
Dalkavuk. Çanak yalayıcı.
menhus / منحوس / menhûs / مَنْحُوسْ
Uğursuz.
Argo bir sözcük olan erkete, özellikle gençler arasında çok sık kullanılmaktadır. Kelimenin kökeni Yunancadır ve diğer Avrupa dillerinde ''erkhete'' şeklinde yazılır. Yasa dışı işler çeviren, çete kuran ya da kumarhane işleten kişilere ise erketeci denir. Gangster, asi ve haydut kelimeleri erketeci ile eş anlamlıdır.
İlgili 22 soru bulundu
(ﻣﻌﺪّﻝ) sıf. (Ar. ta'dіl “değiştirmek, denkleştirmek”ten mu'addel) Başka bir şekle sokulmuş, olduğundan farklı duruma getirilmiş, değiştirilmiş, değişik: Bu örf-i kadîmin biraz muaddel bir şekli hâlâ bizde yaşar (Cenap Şahâbeddin).
Arapça ḥfẓ kökünden gelen maḥfaẓat محفظة "saklama yeri, korunak" sözcüğünden alıntıdır.
efzun / efzûn / افزون
Fazla, çok.
Binti kelimesi, kız evlat anlamında kullanılmaktadır. Arapça bn kökünden gelen binti kelimesi, kız sözcüğünden alıntı olmaktadır. Genelde Arapça metin ve hadis kitaplarında, binti kelimesi ile karşılaşılmaktadır.
mayi / mâyi / mâyî / مایع
Sıvı.
Meş'ale. Lâmba. (Aya, güneşe, yıldızlara ve mecâzen de Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) bu isim verilmiştir.) Sabah ve sabahat maddesinden ism-i âlettir ki; sabah gibi lâtif ve kuvvetli aydınlık veren lâmba demektir.
(f. b. s.) : zehirli; acı.
Yetiştirilmesi tavsiye buyurulan kız çocukları insanın kendi çocuğu olabileceği gibi, kız kardeşleri, sonradan evlendiği eşinin çocukları, hatta başkalarının himâyeye muhtaç çocukları olabilir. Bu konuda yakınlık veya uzaklık önemli değildir.
Bu bağlamda Resulullah'a isnad edilen "Kim üç tane kız çocuğu yetiştirir, güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara iyilikte bulunursa, o kişi için cennet vardır." rivayeti önem arz etmektedir.
Kerîme: Kız çocuğu. Osmanlıda kız evladı için kullanılırdı. Kerîm, cömert ve asil gibi anlamlara geliyorsa da burada daha çok "kıymetli" anlamındadır. Kız evlâdı göz bebeği mesâbesinde olduğu ve üzerine çok titrenildiği için de kerîme denilmiştir.
1. Şanlı, şerefli, onurlu. 2. Övünen, iftihar eden.
(Efzun. dan) f. Çok. Fazla.
FUZALÂ – FUDALÂ
(ﻓﻀﻼﺀ) i. (Ar. fāżil'ın çoğul şekli fużalā') Fâzıllar, ahlâk, ilim ve meziyetçe üstün, fazîletli kimseler: Fuzalâ-yı asırdan Abdülmecid-zâde Derviş Mehmed Efendi'nin dershâne-i irfânına devam ettirdi (Şeyhülislâm Yahyâ).
Genelde diz çökerek veya bağdaş kurarak önüne oturulup üzerinde kitap okunan açılır kapanır yahut üzerinde yazı da yazılabilen düz tablalı, sabit ayaklı (ders rahlesi) şekillerde yapılan küçük bir kürsü, masa türüdür.
Delinmiş, öbür tarafına işlenmiş olan şey.
Madrabaz halk arasında daha çok hile yapan ya da hileci kişiler için kullanılan bir terimdir. Herhangi bir konu hakkında insanı kandıran, yalan söyleyen ya da ya da yapan kişiler adına dile getirilir.
halita / halîta / خليطه / خَل۪يطَه
İki veya muhtelif maddelerden yapılmış. Madenlerin birbirleriyle birleşmelerinden hâsıl olan mürekkep madde.
Muhdes TDK sözlük anlamı şu şekildedir: sıfat Yeni kurulan, sonradan oluşturulan. isim,mimarlık Yapının özgün biçimlerine uygun olmayan sonradan yapılmış bölümler.
Gün içinde çeşitli mecralardan daha önce duyulan; ancak anlamı unutulan ya da ilk kez duyulan kelimelerle karşılaşılabiliyor.
Ebu Said el-Hudrî'nin naklettiğine göre Allah'ın Rasûlü şöyle buyurur: "Kimin üç kızı veya üç kız kardeşi veyahut da iki kızı veya iki kız kardeşi olup da geçimlerini sağlar, onlar hakkında Allah'tan korkarsa, o kişi için cennet vardır."
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri