Erzurum çevresinde demlikten, yaprakları süzülmeden doldurulur, genellikle açık renkli ve kaşıksız olarak sunulur ve çay içerken ufak şeker parçaları ağız içinde tutulup eritilir. Bu yönteme, kıtlama denilir.
Erzurum'da halkın ortak noktası olan ve sudan çok tüketilen çay, kıtlama şekerle içiliyor.
Şeker çok uzaklardan; okyanus kıyılarından önce gemilerle, sonra kervanlarla Erzurum çarşılarına gelene kadar çok pahalılaşmış olacağı için son derece kıt ve kıymetliydi. Kıtlama usulü, aynı zamanda şekeri ekonomik kullanmak demektir. Şeker ne kadar küçük ısırılır ve az şekerle ne kadar çok çay içilirse o kadar iyidir.
Kıtlama usulü, şekerden bir parça ağza alınarak ve üstüne çay içilerek olmaktadır. Şeker, çayı içtikçe ağızda yavaş yavaş erir. Bu sebeple Erzurum'da kahvehanelerde çayla birlikte şeker kaşığı gelmez.
İlgili 42 soru bulundu
Kıtlama, Erzurum ve çevre illerinde sıklıkla görülen bir çay içme geleneğidir. Geleneksel olarak bir çay içerken şeker, çayın içerisine eklense de bu bölgelerde Erzurum küp şeker, çayın içerisine atılmadan ayrı tüketilmesi ile bilinir.
barutu çinlilerin bulmasına rağmen ilk kez türkler kullandığına göre, çaya şekeri ilk atanlar da romenlerdir diye cevaplanabilecek sorudur.
en çok sevdiğim ise sevilen insana hitaben kullanılan efendim manasına gelen ama alıp sizi yüreğine soktuğunu hissettiren "can" kelimesidir.
Çay ne şekersiz ne de şekerli, çay kıtlama içilir. Tabi limonu da ihmal edilmez" dedi. Erzurum'da genelde şekerli çay içilmediğini beirten Yücel Öztürk, "Erzurum'un öz çocukları kıtlama çay içmeyi bilir, dışarıdan gelenler pek bilmez. Biz şekeri bardağın içine atıp tatlı çay içmeyiz.
Yapısı itibariyle çayla birlikte ağızda ağır ağır erir. Genellikle çok büyük bloklar halinde olan şeker, taka tuka ismi verilen bir makine ile kırılarak kıtlama şeker haline getirilir. Taka tuka isimli şeker kırma makinesi, yerel esnaf arasında şeker makası olarak da bilinir.
Çay, İran'ın pek çok bölgesinde yanında nabat denilen şekerlerle servis ediliyor.
Erzurum'da çay genelde , açık içilir (Çok fazla demlenirse çayın acıyacağı düşünülür. Ayrıca çok içebilmek için de renginin açık olması gerekir.) Çay, her bardakla içilmez (İlle de ince belli cam bardak, tercihen beline altın yaldızlı şerit çekilmiş "helli bardak" olması gerekir.)
Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra 'Bu şifalı bir şey imiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin' diye dua etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek olmuştur.
Siyah çay ülkemizde günlük sık tüketimde tercih edilir; Rize ve Trabzon siyah çay üretiminde zirvededir. İçimi rahat ve aromatiktir.
Kaçak çay orjinal olarak Sri Lanka'nın yüksek dağlarından üretilen iri yapraklı bir çay türüdür.
Türkiye'de hırçın dalgalı denizi, çetin coğrafya ve zorlu iklimde yaşayan Karadeniz insanı sert mizaçlı ve öfkeli yapılarıyla biliniyor. Coğrafya ve iklim şartlarıyla uyumlu zor ve hırçın karakterleri ile tanınan Karadenizlilerin aslında net tavır ve tutumlu oldukları, bunun da öfkeli algısı oluşturduğu belirtildi.
Bir kaynağa göre, çayın ilk yudumlanışı çok eskilere, M.Ö. 2737 yılına, Çin İmparatorluğu'na kadar dayanır. Efsaneye göre Çin'in ilk imparatorlarından Shen Yung , çay bitkisinin tesadüfen sıcak suya düşmesine şahit olur.
Eğer önce kaynamış su demliğe dökülür, ardından da çay eklenirse bu sefer demleme işlemi gerçekleşmiş oluyor. Çay demlerken alt demlikteki su kaynadıktan sonra üstteki demliğe suyu koyulur. Orta boy demlikler için 5 yemek kaşığı çay ilave edilir. Daha sonra alt demliğe soğuk su ilave edip, suyun kaynamasını beklenilir.
erzurum doğumlu erkeğin kızıdır.
Erzurumlulular yani dadaş olanlar türktür.
Kocalar kadınlara göre daha çok kelime kullanıyorlar ve eşlerini şöyle çağırır; Alem, avrat, bayan, beynamaz, birtanem, canım, ceylanım, cicim, ciğerim, çocuklarımın anası, densiz, dilbaz, dilber, evün direği, evümün güli, felek, gezegen, gız gari, gönlümün tahtı, güzel, gözüm, gözümün çırası, gözümün nuru, gülüm, ...
19. yüzyılda İngiltere Düşes'i Anna tarafından başlanan 5 çayı ritüeli, Düşes'in öğle ile akşam yemeği arasında çay ve sandviç yemesiyle ortaya çıkar. Düşes'in alışkanlığına misafirleri de dahil olur ve bir süre sonra İngiltere'nin en popüler sosyal ritüellerinden birisine dönüşür.
İlk kez çaya süt ilave edilmesi ise 1680 yılına dayanır. İngilizlerin çayı kendilerine adapte etme yöntemi olan sütlü çay, özel bir gelenek olur. Aslında çaya süt katılmasının sebebi ise çayın içindeki teini ve asiditeyi bir miktar azaltmaktır.
Zihni Derin 1923 yılında Rize´ye gelir. Eski adı Garal Dağı olan hazineye ait bir bölgede 15 dekarlık arazi fidanlık işne tahsis edilir. Bölgede yaptığı incelemelerde bazı meraklıların Batum´dan dönüşlerinde getirdikleri ve diktikleri gayet iyi gelişmiş çay fidanlarıyla karşılaşır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri