Klinik çalışmalara göre kolajenin etkisini görebilmek için en az 3 ay hiç ara verilmeden kullanılması gereklidir. Kolajen takviyelerini genelde 30'lu yaşlardan sonra bireyin ihtiyacına göre öneriyoruz. 30-50 yaş arasında yılda 2 defa 3'er aylık kürleri, 60 yaş üzerinde yılda 3 defa 3 aylık kürleri tavsiye ediyoruz.
Bu miktar ise 10 grama denk gelir. Her gün 10 gram kolajen takviyesi kullanmak, ilerleyen zamanlarda oluşabilecek yaşlanma belirtilerine karşı direnç kazanmanızı sağlar. Dolayısıyla, kolajen kullanımına ara vermeden her gün devam etmek, sağlığınız açısından pek çok faydayı beraberinde getirir.
Vücudumuzda kolajen üretimi yaşla birlikte azaldığı için ve cilt üzerinde kırışıklık, ince çizgiler, sarkma gibi problemleri önleyerek yaşlanmayı geciktirmek adına kolajen takviyesi bir ömür boyu devam etmelidir.
Kolajen üretimi 25 yaşa kadar artar, 25 yaştan sonra azalmaya başlar.
Bu ilaçları sabah veya akşam içilmesinde herhangi bir sıkıntı yoktur. Vücut günün her saati protein enzimi yapabildiğinden dolayı ister sabah için ister akşam için kolajen takviyesi size iyi gelecektir.
İlgili 35 soru bulundu
Klinik çalışmalara göre kolajenin etkisini görebilmek için en az 3 ay hiç ara verilmeden kullanılması gereklidir. Kolajen takviyelerini genelde 30'lu yaşlardan sonra bireyin ihtiyacına göre öneriyoruz. 30-50 yaş arasında yılda 2 defa 3'er aylık kürleri, 60 yaş üzerinde yılda 3 defa 3 aylık kürleri tavsiye ediyoruz.
Sabah aç karna içerseniz; kahvaltıdan 30 dakika önce bir bardak suya karıştırılarak içilen Collagen Lift Paris™ gün içerisinde vücudunuza giren ilk besin olarak en hızlı ve en yararlı şekilde kana karışacaktır.
Doktorun talimatlarına ve seçilen kolajen formuna göre kolajen tüketimi düzenli bir şekilde yapılmalıdır. En iyi kolajen markası sıralamalarında Assos, CH-Alpha, Collazen, Day2Day, Dynavit, Nutraxin, Solgar, Suda-collagen ve Voonka gibi markalar sık sık önerilmekte ve kullanılmaktadır.
Kolajen üretimini artırmak için; Beslenme: Soya ve soya ürünleri, Omega 3 yağ asitleri içeren besinler, et, yeşil sebzeler, yumurta akı, antioksidan içeren gıdalar gibi besinler kolajen üretimini artırabilmektedir. Kemik suyu tüketmek de kolajen miktarını artırmaya yardımcı olabilmektedir.
Kolajenler yaş ve ihtiyaca bağlı olarak 8-12 haftalık aralıksız, düzenli tüketim (1 kür) şeklinde kullanılabilmektedir. Yılda 2-3 kür kullanılabilir ve kürler arasında bir süre (1-2 ay) araverilmelidir ya da daha düşük miligramlarda ara dozlar kullanılmalıdır.
Eğer bir sağlık sorunu yaşamıyorsanız kolajen karaciğere zarar verir mi sorunuza şu yanıtı verebiliriz: Doğal bir protein olan kolajenin “sağlıklı kişilerde” organlara zarar verdiğine dair bir araştırma bulunmamaktadır güvenle tüketilebilir.
OSMAN MÜFTÜOĞLU'NDAN KOLAJEN UYARISI
Kolajen ve jelatin ya da kemik tozu yerine kolajen hidrolizatı, peptid kolajenleri tercih edin. Tekrarlayalım: Bunlarda da minimum miktar 2500 mg olmalı.
Kolajenin vücuda doğrudan bir zararı bulunmasa da vücutta oluşan kolajen fazlalığı sindirim sistemini olumsuz etkileyerek, midede ekşime, yanma, kabızlık ve ishale neden olabilir. Kolajen takviyesi alan kişilerde ise midede ağırlık hissi oluşturabilmektedir.
Ödem, genellikle vücutta fazla sıvı birikmesi sonucunda oluşur ve çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Kolajen takviyeleri, vücutta su tutulması veya ödem oluşumuna neden olmaz.
Daha genç ve canlı bir cilde sahip olabilmek için C vitamini serumu ve kolajen serumu mutlaka birlikte kullanılmalıdır.
Kolajen üretimini en fazla destekleyen besin, kemikli etlerdir. Kemiklerin içerisinde bulunan ilik kolajen üretimine fayda sağlayan aminoasitleri içerir. Bu nedenle ilikli kemik suyunu yemeklerinizde kullanabilirsiniz. Yumurta beyazı kolajen üretimini destekleyici aminoasitleri içerir.
Kolajen yönünden en önemli kaynaklar; sığır eti, tavuk eti, hindi eti, sakatatlar ve balıklardır. En iyi protein kaynakları olan bu besinler cildin esnekliğini ve sıkılığını artırır.
Vücudumuzdaki kolajen miktarını ölçmenin kan testi gibi spesifik bir yolu yoktur, ancak kolajen eksikliği belirtileri gözlem yoluyla kolaylıkla anlaşılabilir: Cilt elastikiyetini kaybeder. Bunun sonucunda ciltte kırışıklıklar oluşur, yaralar eskisine kıyasla daha yavaş iyileşir.
✓ Kolajen tozu takviyeleri genelde servis başına daha fazla kolajen içerir; bu açıdan kolajen hapı ve tabletine göre üstündürler. Kolajen hapı veya tabletinden yeterli verim alamayan kişiler daha fazla kolajen içeren toz ürünlere yönelebilmektedir.
Eklem kıkırdaklarını oluşturan kolajenin yüzde 60'ını tip 2 kolajen oluşturuyor. Bu nedenle eklem kıkırdaklarına destek söz konusu olduğunda tip 1 ya da 3 değil, tip 3 kolajeni seçmeniz gerekiyor.
Tip 1 Kolajen
Kolajen, gençliğe, güzelliğe ve sağlıklı yaşama giden yolda en etkili kaynaklarından biri. Kemiklerin yapısında %90 oranında bulunan tip 1 kolajen, kemik mineral yoğunluğuna katkı sağlıyor ve kemik ile eklemlerin sağlıklı formunu korumasına yardımcı oluyor. Dolayısıyla kemik ağrılarını da azaltıyor.
Yarattığı tokluk hissi sebebiyle kolajen, kilo verme sürecine katkıda bulunan bir maddedir. Kolajen aynı zamanda iştahı azaltmaya da yardımcı olmaktadır. Obezite ile mücadele eden hastalarda yapılan klinik araştırmalarda hidrolize kolajen alımının kana tokluk hormonu salgıladığı saptanmıştır.
20'li yaşların sonlarından itibaren vücutta kolajen yapımı azalmaya başlar ve yıllar geçtikçe de azalmaya devam eder. Bu süreçte kolajen yıkımı da artar. Kolajenin azalmasıyla birlikte yaşlanma başlar. Kolajen kullanımında belirli bir yaş sıkıntısı yoktur.18 yaşından büyük herkes kolajen kullanabilir.
Su ile tüketmek: Kolajen suda rahatlıkla çözünen, tadı neredeyse hiç olmayan ve kokusuz bir proteindir. Bir bardak suda günde tercihen 10 gr kolajen tozu karıştırılarak güvenle içilebilir. Çay, kahve ile tüketmek: Kolajen çay ve kahvenin tadını ve kokusunu değiştirmez. Bu nedenle çay ve kahve ile beraber de içilebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri