Kendi kendine konuşma bazı psikolojik hastalıkların işareti ve sonucu olabilen bir durum. Ancak psikolojik açıdan herhangi bir problemi olmayan sağlıklı insanlar da sık sık kendi kendilerine konuşur. Kendi kendine konuşmanın nasıl bir işlevi olduğu hakkında ise çok fazla bilgimiz yok.
Halk arasında deli olarak tanımlanan şizofreni hastalarında kendi kendine konuşma, çok konuşma, hiç konuşmama ya da en sık olarak da garip konuşma görülür. Şizofrenide konuşmada yaşanan bozulma hastanın düşüncelerindeki bozulmanın biçimini yansıtır.
Kendi kendinize konuşurken yakalanmak utanç verici hissettirebilir. Hatta bazı kişiler bunun ruhsal bir bozukluk alameti olduğunu düşünüyor olabilir. Ancak on yıllar boyunca süren araştırmalar gösterdi ki kendinizle konuşmak tamamen normal bir davranış.
Bir tiyatro oyununda, kişilerden birinin sahnede yalnız kaldığında kendi kendine yaptığı, duygularını, niyetlerini açığa vuran konuşma. Dinleyicilere bir kişinin anlattığı, genellikle güldüren olaydır.
Örneğin tespih çekin, zikir çekin, birisine telefon açın, dışarı çıkın, gevşeme egzersizleri yapın, derin derin nefes alıp verin vb. - Kendi kendine konuşma biraz da kişinin kendisini toplumdan izole etmek ve yalnız kalmasından kaynaklanır. Bunun için toplumla daha fazla temas halinde olun.
İlgili 37 soru bulundu
Sesli düşünmek her zaman delilik işareti değildir, ama zihinsel yeteneğimizi geliştirir. Kendi kendine konuşma bizi bir konuya, bulunduğumuz dakikaya ve yere daha çok yoğunlaştırır. Bu bir otokontrol mekanizması olarak, her gün uygulamaya değer bir davranış şeklidir.
Aslen bu iç konuşma bir rahatsızlığın değil, aksine sağlıklı bir zihne sahip olunduğunun göstergesidir. Kafa içindeki düşünceleri ve aksiyonları planlamaya ve organize etmeye yardımcı olur. Yani kısacası iç konuşmalar insanın kendini kontrol etmesine destek olur.
Tarafsız, pasif dinleme; katılımsız dinleme olarak da bilinir. Bu dinleme türünde dinleyici sadece sessiz bir biçimde konuşmacıyı dinler. Dinleyici, konuşmacıya ve anlatılan konu ya da konulara odaklanır. Konuşmacı ile etkileşime girilmez.
İçsel konuşma, çocuğun kendi kendine konuşmasıdır. İçsel konuşmada çocuk dili sebep bulmaya bir araç olarak kullanır. Bu konuşmalar giderek onun konuşmaları (dışsal konuşmalar) haline gelir. Geçiş dönemi sırasındaki konuşma “benmerkezci” olarak adlandırılmaktadır.
Düşünmeden konuşan ve bu nedenle sarf ettiği sözlerle birilerinin üzülmesine neden olan kişilere patavatsız denir. Patavatsız kişiler, nerede nasıl konuşulacağını ya da nasıl davranılması gerektiğini bilmezler.
Bir tür psikolojik hastalık olan kompulsif konuşma hastalığının belirlenmesinde kullanılan 2 ana etken vardır: ilki, kişinin yalnızca karşısındaki konuşmaya başladığında susması, bunun haricinde hiç susmadan veya çok az susarak konuşmasıdır.
Kendi kendimize konuşurken işlediğimiz günahlardan sorumlu muyuz? Değerli kardeşimiz, Söz ağızdan çıkmadıkça ve / veya uygulamaya dönüşmedikçe, günah gerçekleşmez.
Fikir Turu · Kendi kendine konuşurken delirir mi insan? Bazen kendinizi, bazen de başkalarını kendi kendine konuşurken yakalar, buna şaşırır, hatta endişeye kapılırız: Acaba deliyor muyuz? Bir klinik psikolog olarak hemen yanıt vereyim: Hayır! Her kendi kendine konuşma bir delilik eylemi değildir.
Televizyon Karşısında Fazla Vakit Geçiren Çocuklar Kendi Kendine Konuşma Eğilimine Yatkın Oluyor. Televizyonun çocuğun gelişimine etkisi herkes tarafından bilinmekte olan bir olgudur. Kendi kendine konuşma alışkanlığı sağlıklı çocuklarda geçici bir süre gözlemlenen bir durumdur.
Birçok kişi uykusunda konuşur. 3 ila 10 yaş arasındaki tüm çocukların yarısı, yetişkinlerin ise küçük bir kısmı (yaklaşık% 5) uyurken konuşur. Uykuda konuşma, ara sıra veya her gece gerçekleşebilir. Kızlar uykularında erkek kadar sık konuşurlar.
Pasif insan terimi sosyal hayattan uzak olan ve etkisiz olan kişileri ifade etmektedir. Pasif insanlar dışarıdan bakıldığı zaman oldukça mutsuz görünürler. Duygularını hiçbir zaman dışarıya yansıtmazlar. Aktif insanların aksine daha durgun bir hayat yaşamayı tercih ederler.
Tüm cinsel ilişkilerde penisiyle cinselliğe dahil olan taraf AKTİF, vajinal veya anal bölgesiyle dahil olan tarafa PASİF denir.
Pasif kelimesi Türkçe anlamı 'edilgen' ya da 'çekingen ve durgun' olarak dile getirilebiliyor. Türkiye'de aynı zamanda asosyal ya da herhangi bir işte atılgan olmayan şeklinde de halk arasında kullanılabilmektedir.
Ağız ve ses tellerimiz, genellikle uyurken aktif değildir fakat REM uykusu sırasında, sayıklama meydana geleceğinde yüksek sesle konuşuruz. Sayıklamalar, uyurken yarı uyanık hale geldiğimizde REM olmayan uykunun bir aşamasından diğerine geçerken 'geçici uyarılmalar' sırasında da ortaya çıkabilir.
Manik ve depresif belirtilerin karışık şekilde birlikte bulunduğu dönemlere karma dönem adı verilir. Bu belirtiler ayni anda sergileniyor olabilir. Örneğin, çok konuşma, düşünce uçuşması ve aşırı hırçın-öfkeli olma yanında suçluluk ve özkıyım (intihar) düşünceleri bulunabilir.
Özelikle seçilmişlerin canlı yayınlarda söyledikleri daha sonra pişman olmalarından dolayı düşünmeden konuşmak elbette mümkündür. Beyin ile ağız arasındaki bağlantının kesilmesi halinde ortaya çıkan durum. Aslında düşünmeden eylemde bulunmak ya da konuşmak normal koşullar altında mümkün değildir.
Aşırı düşünerek aslında negatif duygular canlı tutulur. Negatif duygular, psikolojik rahatsızlıkları, depresyonu, anksiyeteyi ve kaygı bozukluklarını beraberinde getirir. Kaygı bozukluğunun en net göstergesi düşüncelerin saplantılı olarak birbirini takip etmesidir.
Dilimize İngilizce'den geçen overthinking kavramı “fazla düşünmek” anlamına gelmektedir. Geçmişe dair yaşadıklarınız ya da geleceğe yönelik bir konu hakkında gereğinden fazla ve uzun süre düşünmektir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri